Her türlü konunun konuşulup tartışıldığı ülkemizde; çoğu zaman hekimlerin çalışma şartlarından, ben de yazılarımda bahsetmişimdir. Biz hekimler askeri disiplinle yetiştirildiğimiz için uzman olana kadar şartlarımızı sorgulamayız, uzman olduktan sonrada çektiğimiz sıkıntıların bedeli olarak vatandaştan ve devletten gördüğümüz davranışları eleştiririz. Sanki uzman olarak yaşadığımız her türlü eziyet mubahmış gibi hareket eder hedefimize odaklanıp bağımsız çalışacağımız günü […]
Her türlü konunun konuşulup tartışıldığı ülkemizde; çoğu zaman hekimlerin çalışma şartlarından, ben de yazılarımda bahsetmişimdir. Biz hekimler askeri disiplinle yetiştirildiğimiz için uzman olana kadar şartlarımızı sorgulamayız, uzman olduktan sonrada çektiğimiz sıkıntıların bedeli olarak vatandaştan ve devletten gördüğümüz davranışları eleştiririz.
Sanki uzman olarak yaşadığımız her türlü eziyet mubahmış gibi hareket eder hedefimize odaklanıp bağımsız çalışacağımız günü bekleriz. Bizim ülkemizde hekimler uzman olana kadar 32 saat kesintisiz mesai yaparlar ve branşlara göre aylık 10-15 arası nöbet tutarlar. Bu yoğun çalışma temposu içerisinde yaşadıkları hoca ve kıdemli asistan streslerinden bahsetmiyorum bile.
Bizler böyle yetiştik asistanlık dönemimizde her türlü hakareti ve ağır çalışma şartlarını normal gördük. En nihayetinde karşımızda hasta vardı ve bizim öğreneceklerimiz sadece kitaplarda yazanlardan ibaret olamazdı. Usta -çırak ilişkisi ile hareket etmek durumundaydık.
Bunları sorgulamadık, meslektaşlarımıza mutlu musunuz demedik, hocalarımızı eleştirmedik, herkesin şartlarını kendisinin iyileştirmesini bekledik. Şimdi gencecik bir meslektaşımızın arkasından ağlıyoruz ve onun bu hayata son veriş şeklini eleştiriyor ya da sorguluyoruz. Arkasından notlar bırakan belki de ölümünden sonra bu notlarla anlaşılacağını ümit eden bu genç hekimimize sebep olan insanlar acaba neye sebep olduklarının farkındalar mı?
Eğitim için hayatlarımızın sorumluluğunun ellerine verildiği hocalarımızın kaçı geriye dönüp kendilerini sorgulamıştır acaba? Mobingin her çalışma sahasında olduğunu söyleyeceksiniz belki de ancak bu hekim arkadaşın ve onlar gibi birçok meslektaşlarımızın hocaların kaprisleri ve egoları yüzünden neler yaşadığını ancak o yollardan geçenler anlar.
Bizleri eğiten bilgilerini sunan hocalarımız bizim meslekteki ustalarımızdır. Onlara sevgi ve saygımız sonsuzdur. Ancak egolarını meslekleri üzerinden tatmin etmeye çalışan bir hoca gurubu varsa onlara da arkalarını dönüp kendilerini bir sorgulamaları gerektiğini söylerim.
Bu elzem olaydan dolayı zan altında kalan çok kıymetli hocalarımızın da şimdiden affına sığınmak isterim.