Hüzne yurt olur içli bakışlar…

Yayınlama: 12.11.2024
Düzenleme: 12.11.2024 11:23
A+
A-

Kaybetmenin acısı insanın içini delip geçen, ona kendi sınırlarını ve zayıflıklarını hatırlatan derin bir hüzün bırakır. Bir zamanlar var olanın anısı, o kaybın ardında kalan silik bir iz taşır. Hatıraların arasında dolaşırken, yürekte yankılanan sessiz bir çığlıktır. Ellerinde hissettiğin sıcaklık, gözlerindeki ışıltı, tatlı tebessümleri yoktur artık; yerine soğuk bir boşluk, ağır bir yalnızlık çöker.

Hangi kelimeyle tarif edilebilir ki?

Bazen her şey sessizleşir. Hayat akışında devam eder ama sen onun dışında kalmış gibi hissedersin. Sesler silinir, yüzler bulanıklaşır, düşüncelerse sadece boşlukta yayılarak yankılanır. İçindeki fırtınayı kimse bilmez, bilemez “iyi misin?” diye soranların gözlerine bakıp “İyiyim…” demek, ağırlığını taşıyamadığın bir yalan olur. İçten içe ezilirsin ama dışarıdan hâlâ ayaktasındır.

Kaybedince keşkeler çoğalır. Şu da olmalıydı, bunu da yapmalıydım/lar çoğalır. Hani derler ya ” ateş düştüğü yeri yakar ” diye, evet… ateş düştüğü yeri yakar da yakar. Daha bi hassaslaşır insan, daha bi fanileşir dünya, daha… daha… daha/ lar yüklendikçe yüklenir insanın sırtına, yüreği başka bir sızlar, canı başka bir acır, ruh darlanır.

Bağrına başka bir çöreklenir özlem, kavurur da kavurur. Sonra sızıp kalırsın kendi ateşinde soluk soluğa…

Hüzne yurt olur kısık gözlerle içli bakışlar…

Ve hüzün; sabr-ı selâmet yol arkadaşlığıyla, iç dünyamızda derin izler bırakan, kendine özgü sessizlik taşıyan en özel duygudur.

Türlü özlemlerle aldığımız yaralar, hayal kırıklıklarıyla tanışmalar, küsmeler, barışmalar, kaybettiklerimiz, vazgeçtiklerimiz, yürek yanıklarımız, yarım kalan sözlerimiz, hasretimiz her geçen gün büyüyen bir arşiv gibi… hatırlamak yorucudur çoğu kez.

Herkesin kendine göre bir hüznü, geçmişten getirdiği bir yarası vardır, geçmişin izlerini taşır. Hatırlamak istemediğimiz ya da özlemle beklediğimiz anıları serer önümüze. Çocukluk anıları, eski dostluklar, sevdiklerimizle paylaştığımız masum günler… hüzün tüm bu yaşanmışlıkları zamanın tozlu raflarından çıkarıp edeb ile yavaşça koyar gözlerimizin önüne.

Hüzün; kimi zaman ansızın gelir, bazen de hayatın sakin akışında ağır ağır hissetirir kendini.

Kimi zaman sessiz bir göz yaşı, kimi zaman içimizde kopan ama kimseye anlatamadığımız bir fırtına olur.

Belki de en çok sevdiğimiz insanların yokluğu, kaybettiklerimizin anıları bize ne kadar geçip gitmiş olduğumuzu hatırlattığında çaresizlikle derin bir hüzne kapılırız.

Hüzün; bir yandan insana insan olmanın kırılgan yanını gösterirken diğer yandan içsel bir olgunlukta kazandırır. Hayatın her anında mutlu olamayacağımızı, her anı dolu dolu yaşayamayacağımızı anlatır bize.

Bazen susarak, bekleyerek, belki kabullenerek devam edeceğimizi fısıldar. Zira hüzün, umut gibi, sevgi gibi, neşe gibi yaşamın doğal bir parçasıdır. Kimi vakit yanımızda taşıdığımız, kimi vakit bizi sarıp sarmalayan ve kimi vakitte  içimizde büyüyen bir parça…

Bir gülümsemenin ardından, bir dost ile sohbetin sonunda, gecenin sessizliğinde… belki yalnız bir yürüyüşte hep o tanıdık hüzünle karşılaşırız. Onunla beraber yürürken, geçmişin yüküyle ağırlaştığımızı hissetsek de aynı zamanda derin bir dinginlik içinde buluruz kendimizi.

Elbette birçoğumuz için bu his bazen tarifsizdir. Fakat yokluğunu dolduramadığımız somut ya da soyut değerlerimizi anımsamak, iç alemimizde bir tahribata neden olmaması adına sevgi ve muhabbetle hatıraları kucaklamak olmalı. Zira kaybetmek bir yokluk değil aynı zamanda bir hatırlayıştır. İnsanı geçmişe zincirler, gidene tutunmaya çalışır. İzi daima kalır; o izle beraber insan hatıraları yüklenir ama zaman geçtikçe belki acısı biraz azalır.

Gözlerin kapanınca bir an geri dönersin o günlere, o yitip gitmiş anların kırılgan güzelliğine. Ve şu gerçeğe inanıyorum ki; hissedilen acının ardından insanın kendini olumlaması, yine insanın güzelliğindendir.

İşte tam bu noktada, ötelerden gelen bir ses “Allah; kalbi hüzün içinde olan tüm kullarını sever.” hadisiyle silkeleniyorum, kaldırıyorum kendimi tutup omuzlarımdan…

Hüzünlü anlarımız aslında en çok kendimize yakın olduğumuzda iç sesimizi paylaştığımız anlardır. Hayatın bize sunduğu bu yoğun ve içsel duygularla başa çıkabilmek, hissettiğimiz boşluğu tamir edebilmek bizi daha insan yapar.

Dolayısıyla hüzünlü yanlarımızla barışıp onu kendi içsel yolculuğumuzda bir rehber gibi görmeyi öğrenmek, kendimizi anlama noktasında iç âlemimizde geçmişten geleceğe bir ışık olabilir. Çünkü hüzün kaybettiklerimizin, geçmişimizin belki de hayal kırıklıklarımızın bir yankısıdır ve her yankı bize yaşamın karmaşıklığını ve güzelliğini hatırlatır.

Nitekim hüzün; insanın iç dünyasında derinlik ve anlam arayışını tetikleyen, sanatın ve edebiyatın ilham kaynağı olmuştur. Şairler, yazarlar ve sanatçılar, hüznü eserlerinde anlatarak insanların duygusal bir bağ kurmasını sağlamışlar. İşte hüzün öyle bir duygudur ki, bir an gelir insan; varlığıyla hayat çizgisinde mazî-muzarî tüm zaman dilimleri külliyatını aksettirse de, bu döngüsel atmosferin bir noktasında cüz’iyatı, kendi eserini var edebilir.

Bazen hüzün, geçmişte kalan bir sevgiye özlem duymaktır. Bir nehrin kıyısında oturup, sessizce suyun akışını izlemek gibidir. Acının, kaybın, hatıraların suda eriyip gitmesine izin verirken, bir yandan da bu hislerin her defasında yüreğine geri dönmesini beklemek.

Bazen yaşamak isteyip de yaşanamamış şeylerin burukluğu… kayıplarımız yeni yaralar açarken aynı zamanda içimizde derinleşen bir boşluk bırakır. Biten günün alacakaranlığında bir an, aniden içe çöken o derin boşluk, geçmişe duyulan özlemin hafif bir sızı halinde geri dönüşüdür çünkü.

Belki de yazmak bu derin boşluğu doldurmanın, kelimelere sığınıp birazcık olsun hafifletmenin yoludur. Kaybettiğimiz her şey içimiz de bir iz,  bir hüzün bırakır elbet. Bu yüzden belki de her gün biraz daha derinleşir ve büyürüz.

Bâkî muhabbet ile…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 8 Yorum
  1. İNCİ CANATAN dedi ki:

    Yarama dokundun sanki Sultanım yüreğine sağlık iyiki varsın seni çok iyi anlıyorum

    1. Neslihan dedi ki:

      Yüreğine sağlık ablamm ❣️❣️❣️❤️❤️

      1. Meral YAĞMUR dedi ki:

        Teşekkür ederim bitanem.

    2. Meral YAĞMUR dedi ki:

      Teşekkür ediyorum sultanım

  2. Cem Kutlar dedi ki:

    Yüreğe dokunan derin bir yazı kaleminize sağlık

    1. Meral YAĞMUR dedi ki:

      Teşekkür ediyorum Cem.
      Eksik olmayasın

  3. Ayşe dedi ki:

    Çok içli bir yazı olmuş.Yüreğine sağlık.Rabbim ölmüşlerimize rahmet geride kalanlara sabır ihsan etsin.

    1. Meral YAĞMUR dedi ki:

      Teşekkür ediyorum.
      Rabbim geçmislerimize rahmet ve merhametiyle muamele eylesin.