Kapitalizmin son kurbanı; Sağlık!

Yaşı tutanlar bilecektir eski sağlık sisteminde önce aile hekiminize giderdiniz  aile hekiminiz muayene eder tedavinizi verir uygun görürse bir sevk kağıdı ile  hastaneye  uygun branşa yönlendirirdi. Hastanelerde bir yığılım olmazdı hekim hastasıyla yeterli süre ilgilenirdi. Hasta hekim ilişkisi arasında bir maddi rekabet güdüsü yoktu. Hekime hiçbir zaman hak ettiği maaş verilmemişti ama verilen bir saygınlık  […]

Yayınlama: 12.07.2021
A+
A-

Yaşı tutanlar bilecektir eski sağlık sisteminde önce aile hekiminize giderdiniz  aile hekiminiz muayene eder tedavinizi verir uygun görürse bir sevk kağıdı ile  hastaneye  uygun branşa yönlendirirdi.

Hastanelerde bir yığılım olmazdı hekim hastasıyla yeterli süre ilgilenirdi. Hasta hekim ilişkisi arasında bir maddi rekabet güdüsü yoktu. Hekime hiçbir zaman hak ettiği maaş verilmemişti ama verilen bir saygınlık  yaptığı işin önemi karşısında manevi tatmin duygusu vardı.

Ne iş yaparsanız yapın manevi açıdan tatmin değilseniz, hiçbir zaman mutlu olamazsınız. Önce manevi tatminkarlık sonra maddi tatminkarlık gelir.

Eskiden manevi tatminkarlığın arkasından gelen maddi bir tatminkarlık da yoktu.  Ancak şiddet de yoktu, yeterli zaman ayrılan hastalara verilen bir kalite vardı.

Bu bahsettiğim dönemi ucundan yakaladım uzmanlık dönemimin belki 6 ayını bu şekilde çalıştım. Daha sonra hekim seçme poliklinikleri adı altında hekimlere performans sistemine dayatılan  çalışma dönemi başlatıldı, yıl 2004 diye  hatırlarım.

Artık hekimlere döner sermaye kapsamı adı altında maaşına eklenen bir ödenek daha yapılacaktı. Bu ödeme hekimin performansına göre artacaktı. Her hastanenin kazancı karşısında değişen bir rakamdı. Hemen söylemem gerekir ki o dönem bir hekime döner sermaye ödeneği kapsamında ne verildiyse bugünde aynı miktar ödenmektedir.

Daha çok hasta, daha çok kazanç, aslında hasta değil müşteri. Hizmet kalitesi zaman içerisinde düşüyordu. Çünkü sevk zinciri doktorlar performans yapsın diye kaldırılmıştı. 20 hasta bakılan poliklinikler 80 kişi olmuştu.

Bir hafta içerisinde aynı şikayetlerle aynı branşı da kapsayan en az üç doktor muayenesi yapılıyordu. Birbirinden habersiz verilen reçeteler karşısında 1 poşet ilaç ve 2 gün sonra düzelemedim diye başka poliklinikte soluk alan hastalar.

Takdir sizindir, bir ülkenin gelişmişliğini gösteren belli kriterler vardır. Hunharca kullanılan hastaneler  hekimlik yapmasına izin verilmeyen aile hekimleri, poliklinikte bakılması gereken hastaların sıra beklememesi için boşa işgal edilen acil servisler, acil durumun vatandaşın kafasında şekillendirilerek 112 ekibinin gereksiz yere kullanılması vs.

Sonuç; vatandaşın şikayetleri karşısında doğru doktoru bulması  için harcanan bir vakit , yoğunluktan  bunalmış hekimler ve hizmet kalitesinde düşüklük. Her şeye rağmen ciddi  meslek kaygısından dolayı ailelerin çocuklarına uygun gördüğü hekimlik mesleği.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.