Mesele TikTok değil, anlamadınız mı?

Yayınlama: 21.09.2025
Düzenleme: 21.09.2025 13:53
A+
A-

Hatay’da ‘sözde’ bir baba, TikTok’ta canlı yayın açmış.. Kimi izlenme peşinde, kimi birkaç kuruşun.. Ama bu defa mesele ne izlenme ne para..

Bu defa mesele; bir insanın nasıl “baba” unvanıyla rezilliğin dibine vurabildiği..

Canlı yayında kızını oynatıyor, eğlence adı altında sergilenen bu iğrençlik karşısında hepimizi tüyleri ürperdi..

Vicdanı olan herkesin içi sızladı..

Peki bu adam bu cesareti nereden aldı.. Cevap net: Toplumun sessizliğinden, kurumların vurdumduymazlığından, “dijital platform” adı altında her türlü rezalete göz yuman sistemden..

Yine de o şahsa  “Olmaz olsun senin gibi baba” diyoruz..

Sonunda devlet o yaratığı içeri yollarken kızını da sahiplendi..

Değdi mi o rezil yoldan kazanacağın üç kuruşa?

Ama gelin görün ki mesele TikTok değil..

TikTok kimseyi sapık yapmadı..

TikTok kimseyi ahlaksızlaştırmadı..

TikTok sadece zaten içi bozuk olanları ifşa etti..

Evet, TikTok bir ayna oldu.. O aynaya baktığımızda ne gördüysek, o bizim toplum olarak geldiğimiz noktayı gösterdi.. Kimse suçu bir uygulamaya, bir platforma atmasın.. Sorun daha derinde: Eğitimde, ailede, değerlerde, denetimde ve vicdanlarda..

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı harekete geçti, sözde baba gözaltında, çocuk devlet korumasında.. Peki ya bu çocuğun ruhundaki enkazı kim kaldıracak.. Onu yıllarca kim iyileştirecek..

Sorular ağır.. Ama cevaplar net: Bu toplumsal çöküşün ilacı sadece cezalar değil, güçlü bir ahlaki, vicdani ve eğitimsel seferberliktir.. Yoksa bir TikTok kapanır, bin TikTok açılır.. Ama karakter çürümüşse, sonuç yine aynı olur..

KYK’da öğrencilerin mahremiyetine tecavüz!

İstanbul Cevizlibağ’daki Atatürk Kız Öğrenci Yurdu’nda yaşananlar, sadece bir yurt skandalı değil; bu ülkenin gençliğine, kadınlarına ve güvenliğine verilen önemin (!) somut bir göstergesidir..

Yazın tadilat yapıldı diye öğrenciler geçici olarak başka yerlere gönderildi.. Döndüklerinde gördükleri manzara ise kelimenin tam anlamıyla bir rezalet..

Dolaplar karıştırılmış, yatak bazaları altüst edilmiş.. İşçiler öğrencilerin eşyalarını kurcalamış, kişisel notlar bırakmış, sosyal medya adreslerini yazmış.. Hadi diyelim orada bitti… Bitmemiş.. Odalarda boş bira şişeleri, rakı kadehleri, prezervatifler.. Bu nasıl bir zihniyet.. Bu nasıl bir saygısızlık..

Bu bir tadilat değil, bu düpedüz bir mahremiyet katliamıdır..

Kız öğrencilerin kaldığı bir yurtta, eşyalarının böyle hoyratça kurcalanması, yataklarının üzerinde alkol şişeleri ve kondomlar bulunması sadece bir “disiplinsizlik” değil, bir suçtur..

Kim bu tadilat işini yaptı..

Kim denetledi..

Yurt müdürü ne yaptı..

KYK neden hala susuyor..

Devletin gençliğe “emanet” ettiği yerlerde bu tür rezillikler yaşanıyorsa, öğrenciler kendilerini nerede güvende hissedecek..

Bu olay sadece birkaç öğrenciye değil, tüm üniversiteli genç kadınlara yapılan bir hakarettir..

Bu olayın üstü örtülürse, yarın öbür gün başka yurtlarda da aynısı olur.. Çünkü rezillik cezasız kaldıkça cesaretlenir..

Son Söz..

Bir yanda kız çocuğunu istismar eden baba figürü, diğer yanda mahremiyeti çiğnenen üniversiteli genç kızlar..

Bu iki haber, ülke olarak ahlaki ve vicdani pusulamızın ne denli şaştığını gösteriyor..

Şunu artık görelim..

Bize TikTok değil, bize rant için yapılan tadilatlar değil..
Bize adam gibi adamlar, kadın gibi kadınlar, işini bilen idareciler, gerçekten gençliğin geleceğini düşünen yöneticiler lazım..

Yoksa daha çok yıkım haberi okuruz..

Ve bu yıkım, sadece bir uygulamada ya da bir yurtta olmaz; ülkenin ruhunda olur..

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.