Ölçülü İnsan Bulunmaz Bir Cevherdir

Yüce Allah, kâinatta yarattığı her varlığı belirli bir ölçü içinde, özenle yaratmıştır ve yarattığı her varlığa yapacağı işe uygun yapı, biçim, özellik ve yetenek vermiş; boş ve yersiz hiçbir şey yaratmamıştır. Bu nedenle Allah’ın yarattığı varlıklarda güzellik, ölçü, uyum ve denge vardır. Bu konuda Yüce Allah Kur’an-ı Kerim, Kamer suresi 49. Âyet-i Kerime’sinde şöyle buyurmaktadır. […]

Yayınlama: 04.11.2022
A+
A-

Yüce Allah, kâinatta yarattığı her varlığı belirli bir ölçü içinde, özenle yaratmıştır ve yarattığı her varlığa yapacağı işe uygun yapı, biçim, özellik ve yetenek vermiş; boş ve yersiz hiçbir şey yaratmamıştır. Bu nedenle Allah’ın yarattığı varlıklarda güzellik, ölçü, uyum ve denge vardır. Bu konuda Yüce Allah Kur’an-ı Kerim, Kamer suresi 49. Âyet-i Kerime’sinde şöyle buyurmaktadır. “ Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık”

Hayatımıza anlam katan çok değerli kavramlar vardır. Her birine tefekkür noktasından bakacak olursak şayet her biri kendine münhasır hazine değerindedir. Hele kelimeleri konuştursak içinden çok derin mânâlar çıkar. Biz çok derinlere inmeden yazımıza bir ölçü koyalım.

Zirâ ölçü; adâletli, dikkatli, hassas, sınırını bilerek ve düşünceli davranmak ve ayrıca duygularını, tutkularını, düşüncelerini, hâl ve hareketlerini dengeleyerek kontrollü bir şekilde yaşam düsturu edinmektir.

Bir diğer tabiriyle ‘îtidal”. Yani yükselişte de alçalışta da aşırılığa kaçmamak.

Kin ve husumette, af ve merhamette, şefkat ve nefrette, ünsiyette, arkadaşlıkta, savunmada, ceza ve mükafatta, saygı ve sevgide, ciddiyet ve vakarda, azim ve sebatta, cömertlik ve iktisatta, iyilik ve yardımlaşmada, mesûliyette, müdahalede, beklenti ve menfaatte, mecliste, ziyarette, dünya sevgisinde, toplum içinde liderlik ve liyâkatte, özgürlükte, cesaret ve kuvvette, samimiyet ve sadâkatte, adâlet ve himayede, konuşmada ve hatta eğitim ve öğretimde ölçü, yaşamımızın her alanında var olan mutlak bir kavramdır.

Ölçüyü ilke edinmiş bir insan kendisini bilir. Arzu ve isteklerinin, korku ve cesaretinin farkında olur. Böyle insanlar menfaatleri için karakter ve kişiliğinden asla taviz vermez, değişmez ve her ne olursa olsun hayatı boyunca girdiği her ortamda hâl ve hareketlerine, duygularına, düşüncelerine hakim olabilir.

İnsan niyetiyle, siretiyle, fikri ve zikriyle, davranışlarının güzelliği ile insandır. Ölçülü insan bulunmaz bir cevherdir. İnsanı kaliteli, faziletli kılan davranışlarıdır. Mal-mülk, makam-mevki insanın kendi kesbi değil ki bundan üstünlük sağlasın. Çünkü ölçülü insanlar kendilerini herkesten daha iyi tanırlar.

Hayata bakış penceremiz berrak ise ufkumuz geniştir. Her bakışta farklı güzellikler görür yaşananları hayra yorarız. İyi-kötü, doğru-yanlış ne varsa “aklı selim” olmak en güzel terazidir.

Tatlı dil, güler yüz, gayret, saygı, kanaat, insana değer vermek, sevecen olmak, tevazu, cömertlik, vazifesini güzel ve zamanında yapmak, kimseden bir şey beklememek, her iş ve davranışta ölçüyü şiar edinmek, sempatik ve cana yakın olmak bir insan için en uygun ve faziletli davranışlardır.

İnsan bu değerlerini ertesi güne taşıyıp manevi ufuklara yükseldikçe “iki günü birbirine eşit olmama” bahtiyarlığına ulaşır.

Bu cihetten baktığımız vakit, ölçülü davranan insanların sergiledikleri her hareketlerinde sorumluluklarını bilerek; eline, beline ve diline sahip çıkma noktasında güvenilir, herhangi bir durumda da insanlara gerekli ve doğru biçimde tepkilerini gösterdiklerini paralelinde yerinde olan tepkileri vermekten geri durmadıklarını ve kezâ kesinlikle bulundukları ortamlarda adâb-ı muâşerete riayet ettiklerini görürüz.

Maddî-manevî ihtiyaçlarımızı giderme konusunda istidat ve gelirimize göre bir denge oluşturmalıyız.Tam bu noktada bir atasözü çağrıştı belleğimde; “Ayağını yorganına göre uzat”. Ataların yabana atılacak hiçbir sözü yoktur. Her biri olaylardan süzüle gelmiş bugün yerini almış birer mücevherdir yaşanmış ve test edilmiş. Evet kabiliyet ve gelirimize göre yeteneklerimizi ve giderlerimizi belirlersek eğer, sıkıntıya düşmeden daha elverişli mutlu bir hayat yaşayacağımız muhakkak bir gerçektir.

En basitinden en zor olana, yapmaya çalıştığımız işin bütün ayrıntılarını önceden düşünerek, gerekli ölçümleri yapmalı ve sonucu iyi hesaplayarak işe girişmeliyiz.

Her nesnenin, her eylemin bir ölçüsü ve bir zamanı vardır. Eğer bunlara dikkat edilmezse hiç bir iş yolunda gitmez, karışıklıklar doğuracağı gibi hayat alt-üst olur ve düzen gerektiği gibi kurulamaz.

Aynı zamanda ölçü; haddi aşmamaktır. Gerektiği kadar dahil olmaktır. Temkinli, ağırbaşlı ve dengeli hareket etmek, düzen ve orantı, sağduyu ve incelik, öngörü ve sebatta kendi sınırlarını bilmek, muhatabının sınırını tanımaktır. Hülâsa bu haslete sahip olan insanlar, toplum içinde itibar görür, sevilip sayılırlar.

Dilerim hayat, herkesi dilediği ölçüde karşılasın.

Kalbî muhabbet ile…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.