Ülke nüfusunun hızlı artması, ekonomik ve teknolojik gelişmeler, refah düzeyinin neticesinde, dünyada olduğu gibi ülkemizde de araç sayısı çoğalmış, otoparka olan ihtiyaç artmıştır. Kentlerimizin büyük çoğunluğu, tarih boyunca var olmuş, kentlerin uzantıları olma sebebiyle o dönemden bu yana çok fazla yol kat edilmemiştir. Otopark azlığının daha fazla görüldüğü merkezi bölgelerde, zamanında iyi bir planlama yapılmamış […]
Ülke nüfusunun hızlı artması, ekonomik ve teknolojik gelişmeler, refah düzeyinin neticesinde, dünyada olduğu gibi ülkemizde de araç sayısı çoğalmış, otoparka olan ihtiyaç artmıştır. Kentlerimizin büyük çoğunluğu, tarih boyunca var olmuş, kentlerin uzantıları olma sebebiyle o dönemden bu yana çok fazla yol kat edilmemiştir.
Otopark azlığının daha fazla görüldüğü merkezi bölgelerde, zamanında iyi bir planlama yapılmamış olması ve otopark için yeterli alanların ayrılmaması sorunun günümüze kadar büyüyerek gelmesine neden olmuştur. Böylece kent içinde yaşanan trafik problemlerini de beraberinde getirmiştir.
İş yerlerinin, serbest iş ve ticaret merkezlerinin bir bölgede yoğunlaşması, mesai saatlerinde bu bölgede nüfusun iki hatta üç katına çıkmasına neden olmuştur. Park yerlerinin az oluşu veya hiç olmayışı nedeniyle yol içi, kaldırım üstü çok uzun sürelerle iş sahipleri ve diğer vatandaşlar tarafından park edilen araçlardan kaynaklı sorundan dolayı yürünmez hale gelmiştir. Yollar bir otopark alanına dönüşmüştür.
Mademki şehirlerimiz insanca yaşam standartlarını sağlamaktan uzak, yetersiz, usulünce düzenlenmemiş, güvensiz, sürekli şantiye görünümünden öteye gitmiyor; Yerel yönetimlerin imar ve yapı mevzuatının geliştirilmesi, kentsel altyapı yatırımlarını desteklenmesi gerekir. 1976 yılı sonrası yapılarda kullanım amaçlarına göre otopark alanı ayrılması zorunluğu getirilmişse de bu uygulama yerel yönetimin inisiyatifine bırakılmıştır.
Kentsel yenileme, yeniden inşa, canlandırma, yeniden yapılandırma, sağlamlaştırma gibi kontrolsüz tahripkar yapılara karşı yeni yapılandırmaya gidiyorsak, yeni binalarda otopark alanı belirlenmelidir. Ulaşım, ekonominin ve toplumun bel kemiğidir. Böylece yollar, kaldırımlar, trafiğin iyileştirilmesini sağlayacak, hem de araç kalabalığını azaltmış olacak. Kaldırım ve caddelerden bahsederken engelli vatandaşlarımızı da unutmamalıyız. Yaşadıkları çevrenin onlar için de ulaşılabilir biçimde planlanması, tasarlanması sağlanmalıdır. Çünkü sosyal hayat, engelliler için konutundan dışarı çıkmasıyla başlar. Merdiven basamakları, asansör kabini, kaldırımlar, yaya geçitleri, ulaşım vasıtaları vb. engelliler için engele dönüşmemelidir. Ayrıca, engelli vatandaşlarımızın park alanlarını ihlal etmemeliyiz.
Anlıyorum!
Otomobilimiz çok kıymetli, ondan çok fazla uzaklaşamıyoruz, İnsaf edip bu vatandaşlarımıza ayrılan araç yerlerine park etmeme nezaketinde buluna bilirsek, yürüyerek fiziki aktivitemizi de yapmış oluruz. Mademki bu ülkede yaşıyoruz, bir çoğumuz aynı sorundan şikayetçiyiz, vatandaş olarak her birimizin düşünmesi gereken sorumlulukları olmalıdır. Örneğin, site sakinleri veya misafir araç sahipleri, binalarındaki otolarını park işaret çizgilerine uyarak düzgün park etmeli, site içerisine kamyon, kamyonet gibi yüksek araçlarını park etmemeli, yine site içinde iki aracın yerleşeceği yere tek aracıyla yerleşmemeli.
Belediye araçlarının yolcu alma ve indirme yerlerine, dolmuş duraklarına, resmi kurum binası önüne, hastane önüne, geçici de olsa park etmemeliyiz. Yayaların güvenliği ve rahat kullanımı için yapılan kaldırımlara otomobillerin park edilmesi sonucu olumsuzluklar yaşanmasına mahal vermemeliyiz. Ayrıca motorlu kuryelerin, sipariş yetiştirmek için kullandıkları kaldırımlar da yayaları zor durumda bırakmıştır. Site önlerine kadar uzayan araçlar bir yangın veya acil hastalık durumunda sokağa itfaiye, ambulans gibi araçların olay yerine gelmesine engel olmaktadır.
Nitekim örneğini sıkça görüyoruz; Beyoğlu İstiklal mahallesinde nedeni bilinmeyen yangında dar sokak ve araç kalabalığı yüzünden ekipler müdahale etmekte zorluklar yaşamış, vatandaşlar yardımıyla olayı hafif atlatmışlardır. (DHA)
Bu gibi olaylara birçok örnek verebiliriz. Dolayısıyla yeni yerleşim yerleri ve gelişmekte olan mahallelerimizde otopark yapılması elzem olmalı ve otopark ücretleri belediyeliklere göre değil, rayiç fiyata göre belirlenmelidir. Kurallara uymak, uymayanları uyarmak vatandaşlık görevimizdir. Apartman bodrum ve zemin katlarının otopark yeri olarak projelendirmediğimiz sürece bu sorunların çözüme ulaşamayacağını belirtmek isterim.
Saygılarımla…