Sosyal medyanın utanmazları!

Sevgili dostlar, bir önceki yazımda kadına olan şiddetin kaynağını ve çözüm yollarını anlatmıştım.

Bu yazımda ele aldığım konu, “Hayatın onca yükünü yüzyıllardır tereddütsüz taşıyan kadınlarımız… Evinin kadını, çocuklarının annesi, işinin hanımefendisi, mahallesinin ablası vb. birçok statülerin sahibi, onca yükün taşıyıcısı… Hayatlarımızın vazgeçilmezi ve “sessiz kahramanları”na yapılan taciz…

Toplumu değerli kılan, onu yücelten, o toplumu oluşturan insanların sahip oldukları ahlak ve değer yargılarıdır. Ahlaki seciyelerini tamamlamış bireylerin oluşturduğu toplum, vicdanı olan bir toplumdur. Lakin 21. Yüzyıl dünyasına baktığımız zaman yalnızlaşan ve bencilleşen toplum yığınları içinde ahlaki değerlerini kaybeden nesillerin azımsanmayacak şekilde sayısının arttığını rahatlıkla görebiliriz.

Bu hissiyatlar içerisinde milenyumun insanlığa bir armağanı mı yoksa bir lanetimi diye düşünemeden edemediğimiz dijital dünya, bahsi geçen nesilleri öyle yozlaştırmıştır ki öz benliklerini kaybedeli sanki asırlar olmuş da tarih sayfalarında kaybolmuş heyhat…

Bu serzenişler içerisinde, sosyal medyanın tuzaklarına kapı aralayan nesillerimizi düşünürken, bir de bu zehir zemberek dünyaya çanak tutan aklı başında gibi görünen, iş-güç, makam-mevki sahibi, hatta itibar sahibi şeref yoksunu insan müsveddeleri, utanma güdülerini bırakarak sosyal medyanın tuzaklarını büyük bir özenle hazırlamaktadırlar maalesef.

Telefonlarının başına geçip pervasızca canlarının istediklerini ahlaksızca bahsi geçen ulaşım araçları ve kanalları ile, utanmadan sıkılmadan kendilerine hak görerek, kadınlarımızın rızası dışında aktaran bu insan müsveddeleri, maalesef bir yerlerde saygı gören görünüşte edepli hatta ve hatta örnek insanlar olarak karşımıza çıkınca problemin özüne inmek kolay olmuyor.

Bu problemler eşiğinde sözlü tacizlerin, fiziksel boyutlara korkusuzca taşındığı şu günlerde, hukukun üstünlüğüne inanmak isteyen kadınlarımız, bu şoklardan kendilerine gelemeden bir de şiddete maruz kalınca, dünya bütün güzelliğini kaybedip çirkef bir hale bürünüyor. Ne var ki bu olaylara her gün maruz kalan kadınlarımız, ailelerini, çocuklarını, itibarlarını düşünmek zorunda kalıyor toplum baskısıyla.

İşte bu durum korkunç sevgili dostlar. Kadınlarımız korku içinde yaşamak zorunda kalıyorsa 21. Yüzyıl dünyasında, burada herkes başını duvarlara vurmalı. Öyle değil mi şimdilerde ne kadar kolay, sosyal medya kanalları ile utanmadan insanların hayatlarına musallat olmak.

Yazık ki yozlaşıyoruz, asimile oluyoruz, kültürümüzü kaybediyoruz ve belki de kanıksıyoruz.

HAYIR. Kabullenmemelisin sevgili dostum. Kötülüğe sen de tepki gösterebilir, hayır diyebilirsin. Anayasal haklarını öğrenebilir, maruz kaldığın iğrençlikleri ilgili mercilere hiç çekinmeden iletebilirsin.

Sesini duyur ki kadın olmaktan utanma. Asıl utanacak olan seni bu duruma düşüren haysiyetsizler.

Buradan tüm kadınlarımız adına bahsi geçen utanmazlara şu uyarılarda bulunmakta fayda var:

Ey! Utanmadan sıkılmadan hayasızca insanların özel hayatlarına musallat olan ŞEREF YOKSUNLARI;

Belli ki sizin bir meşrebiniz, bir aileniz, bir kültürünüz yok.

Ama unutmayın ki, bizim şanlı tarihimiz sizin gibi hadsizlerin nasıl cezalandırılıp denize döküldükleri ile dolu.