Tenis ülkesi Türkiye mi? Hayal satmayalım!

Yayınlama: 25.05.2025
A+
A-

Bir ülkenin tenis ülkesi olabilmesi için önce çocuklara hayal kurma hakkı verilmesi gerekir. Ama gel gör ki bizde hayal kurmak bile sınıfsal. Çünkü tenis hâlâ “ulaşılması zor” bir spor olarak duruyor. Nedeni net: imkân yok. Ama daha da önemlisi: vizyon yok.

Türkiye’nin tenis ülkesi olamamasının en büyük sebebi, belediyelerin -hangi görüşten olursa olsun- bu spora gereken vizyonla yaklaşmamasıdır.
İstanbul Anadolu Yakası örneğini verelim.

RAKAMLARLA GERÇEKLER

Anadolu Yakası’nın nüfusu yaklaşık 5.6 milyon.

Toplam açık/kapalı tenis kortu sayısı? 100’ün biraz üstü.

Yani kaba hesapla, her 56.000 kişiye bir kort düşüyor.

Bu bir spor politikası olamaz. Bu olsa olsa “göz ardı politikası”dır.

PEKİ SORALIM…

Hiç duydunuz mu bir çocuğun, tenisçi olma hayalini belediye desteğiyle gerçekleştirdiğini?
Bir çocuğun raketi bile olmadan çıktığı bu yolda, bir belediyenin “Bu çocuk bizimdir” diyerek arkasında durduğunu?
5 dönümlük bir boş alanı, sırf o çocuklar hayal kursun diye tenis kortuna çeviren bir yerel yönetim gördünüz mü?

Yok. Çünkü belediyelerin çoğu, “halk sporu” dedikleri şeyi halı saha ve yürüyüş parkuruyla sınırlı sanıyor.

TENİS, ELİT BİR SPOR DEĞİL. ERİŞİLEMEYEN BİR SPOR

Tenis elit değil, erişilemeyen bir spor.
Ve bu erişilemezlik, maddi değil zihinsel bariyerlerle korunuyor.
Çünkü tenis sadece kortta değil, zihniyette oynanıyor.
Ve biz o zihniyeti henüz yenemedik.

BELEDİYELERE ÇAĞRI

Seçim zamanlarında her köşe başına pankart asmak kolay.
Ama mesele şu:
Bir çocuğun raket salladığı ilk ana destek olabiliyor musunuz?
Açılışlar değil, geleceğin sporcularını yetiştirmek gibi bir vizyonunuz var mı?

Sokak lambasıyla değil, hayalleri aydınlatan projelerle hatırlanmak isteyen yöneticilere sesleniyoruz:
Tenis kortları asfalt kadar değerlidir.
Ama asıl değerli olan, orada ter döken çocuklardır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.