Türkiye tamamen 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere kilitlendi.. Partilerin adayları şu satırların yazıldığı sırada büyük ölçüde netleşmişti..
Ancak ben yine de halkın gündeminin yerel seçim olmadığını, ekonomi olduğunu düşünüyorum..
Ve iddia ediyorum, Türkiye’yi 31 Mart’tan sonra baharlı, güneşli güzel günlerin yerine daha ağır ekonomik sorunlar karşılayacak..
Şu an seçim nedeniyle, elektrik, doğal gaz gibi bir çok kaleme yapılması gereken zamların bekletildiğini ekonomi uzmanları dillendiriyor..
Umarım yanılan ben olurum, ama hiç aklımdan çıkmayan bir şey var ki o da 1994 yerel seçimleri sonrası yapılan zamlar ve bir çok sektörde insanların işsiz kalması..
Şu anda havada öylesi bir iklim gözleniyor..
Bakmayın siz bazı arkadaşların “Ekonomi çok iyi, batıyoruz yanıyoruz laflarına kanmayın” dediklerine..
Sitemizde son girdiğimiz haberlere bakınca son bir haftada 160 bin civarında yeni icra dosyasının açıldığını, 6 aylık sürede bu rakamların 700 bine dayandığını görüyoruz..
Asgari ücrete yapılan zammın, henüz çalışanların cebine girmeden eridiğini market, ulaşım zamlarıyla eridiğini gördük..
Emekliye 3 taksitte yapılan yüzde 49,25 zammın ise henüz yasalaşmadan zincir marketlerin etiket değiştirme hızını yine başka bir haberden okuduk..
ZİNCİR MARKETLERE BİR “DUR” DİYEN ÇIKMAYACAK MI?
Yeni asgari ücret zammıyla başlayan zincir marketlerin etiket değiştirme mesaileri tam gaz sürüyor..
Başta üç harfli zincir marketler olmak üzere marketlerde fiyatlar yıl başından bu yana en az yüzde 40 artış gösterdi..
Çok basit bir örnek vermek gerekirse yılbaşı öncesi 12.5 liraya aldığımız 5 litrelik su fiyatı önce 15 liraya bir hafta geçmeden de 17 liraya yükseldi..
Bu zincir marketler gazetelere televizyonlara milyonlarca liralık reklam akıtarak, bu tür haberlerin yapılmasının önüne geçiyor.
Ancak vatandaşımız, artık eskisi gibi değil, sonuçta sosyal medya var ve her şeyi buradan paylaşıyor..
Ne yazık ki zincir marketler, vatandaşın tüm isyanına rağmen, sürekli fiyat artırmaktan geri durmuyor..
Peki bu noktada vatandaşı koruyacak bir merci yok mu?
Var elbette..
Tüketici Konfederasyonu Hukuk Komisyonu Üyesi Dr. Mücahit Saraçlı, tüketicilerin şikayetlerini Ticaret Bakanlığı’nın Haksız Fiyat Uygulamaları merkezine veya 175 Alo Tüketici Hakları hattına iletmeleri gerektiğini belirtti..
O halde “bir kişinin şikayetiyle bir şey değişmez demeden” telefonlara sarılmalı veya Ticaret Bakanlığı’nı mail yağmuruna tutmalıyız ki bunlar kendine bir çeki düzen versin..
Bıktık artık bu keyfi zamlardan, sürekli etiketlerin değişmesinden..
CAMDAN KULEDE OTURUYORSAN KOMŞUNUN BAHÇESİNE TAŞ ATMAYACAKSIN!
Son günlerde sosyal medyada eski bir sunucu hanımefendi gündemde..
Evli olduğu dönemde iki ayrı erkekle daha ilişkisi ortaya çıkan bu hanımefendi, kendisine gelen eleştirileri görünce hızını alamıyor ve bel altı vurmaya başlıyor..
Büyüklerimiz boşuna dememiş, “Kadın kadının, gazeteci de gazetecinin kurdudur” diye..
Hanımefendi, kendi özel yaşamına bakmadan, verdiği demeçlere aldırmadan sağa sola ahlak dersi vermeye kalkıyor..
Biraz da eli maşalı görünerek, kendisine sataşanlara cevap yetiştirip duruyor..
Sözü çok uzatmadan kendisine ara başlıkta yazdığım gibi “Camdan kulede oturuyorsan, başkasının evine bahçesine taş atmayacaksın” tavsiyesinde bulunuyorum..