Bu gün iki üçleme ile ilgili sohbet edeceğim. Doğru ya da eğri demek için değil. Sadece konuyu bir biri ile mukayese etmek, inanç denen şeyin mantıkla nasıl bağdaşmadığını söylemek için değil. Sadece bu konuda fazla bilgi sahibi olmayanlara konu hakkında detayları ile bilgi vermeye çalışacağım. Üçlüme veya üçe bölme yani TESLİS… Hıristiyanların bu inanç şekli […]
Bu gün iki üçleme ile ilgili sohbet edeceğim. Doğru ya da eğri demek için değil. Sadece konuyu bir biri ile mukayese etmek, inanç denen şeyin mantıkla nasıl bağdaşmadığını söylemek için değil. Sadece bu konuda fazla bilgi sahibi olmayanlara konu hakkında detayları ile bilgi vermeye çalışacağım.
Üçlüme veya üçe bölme yani TESLİS… Hıristiyanların bu inanç şekli aslında İncil’de yazmaz. Bu kilem İncil’de yoktur. Bu kelimeyi ilk önce milattan 200 yıl sonra Tertullien kullanmıştır. Vatikan bu kelimeyi benimsemiş ve bunun aksini düşünen söyleyen veya bu kurama itiraz edeni aforoz etmiştir.
Nedir Teslis inancı. Baba oğul ve kutsal ruh. Aslında Hıristiyanlar üçünün de Allah olduğunu ve üçe bölünmüş olarak Allahın tecelli ettiğini üç tanrı değil de tek tanrı olduğunu söylerler.
Baba Tanrı, Oğul Tanrı, Kutsal ruh olarak adlandırılan Baba tanrı ezelidir, ebedidir, her şeyi görür ve bilir her şeye kadirdir merhametlidir ve adildir. İncil in ifade isle o sevgidir.
Oğul. Hz İsa dır. Müslümanlara göre babasız olarak mevlamızın katından gönderdiği bir melekle ruhu üflenmiş ve halk edilmiş olan bir peygamberdir Hz İsa Hıristiyanlara göre tanrının oğludur ve ilahı kelamın tecessüm (boyut kazanmak, belirmek, cisimlenmek, göz önünde canlanmak) etmiş şeklidir. İncillerde bir çok yerde Hz İsa tanrının oğlu olarak zikredilmiştir. Özellikle Yohanna incili bu konu üzerinde ısrarla durur.
Kutsal ruha gelince o tanrının ruhudur. Onunda bir zatı vardır ve İlahi sıfatlara sahiptir. Hz Yahya Hz İsa’yı vaftiz ederken kutsal ruh gökten güvercin şeklinde inmiştir. Hz. İsa göğe çekilince de insanları kutsal ruh idare etmekte ve yol göstermektedir.
Bütün bunları tartışmak neden vay doğru yada yanlış demek niyetinde değilim bunu baştan söylemiştim. Bu inanç şekilleri insanların kendi hürriyetinin tezahürüdür. Eğer Hıristiyan’ım diyeceksen bu üçlemeye kesinlikle inanacaksın. Zorlayıcı inancın kendi içinde ki iç denetimi ile mevcuttur. İster Katolik ister Protestan ister Ortodoks olun sonuçta bu kanonik İncillerden birini kabul etmek zorundasın. Ve bu İncillerden biri ile yönetileceksin.
Diğer üçlemenin merkezi ise MHP’dir. Bir çok siyasi partinin tartışılmaz kuralları ya da incelikleri veya kabulleri vardır ama MHP’nin tamda teslis inancına denk düşen üçlemesi incelenmeye değerdir.
Lider (Baba) MHP genel merkezinin başında bulunan insana lider demez ülkücüler. Bu yüzden lider sadece davanın kurucusu Alparslan Türkeş’tir. Tartışılmaz ve eleştirilemez. Çünkü davanın bütün temel detaylarının şekillendiricisi kurucusu yaratıcısıdır. Tartışılmaz. Liderin yanlışı bile tabi olanların doğrusundan daha doğrudur.
Doktrin (Oğul) liderin yazdığı dokuz ışık kitabında belirlenen esaslardır. Aslında lidere aittir. O liderden ayrı değildir ama kimliği ve kişiliği vardır. Düşünce sistemini hareket tarzını hedeflerini cennet ve cehennemini belirler.
Teşkilat (kutsal ruh) Lider ve doktrinin eseri olarak kurulan ama lider ve doktrinin hayat bulduğu mekandır teşkilat. Tartışılmaz. Kesinlikle liderin ölümünden sonra doktrini belirleyecek hayat tarzını kendinde şekillendirecek yapıdır. Lider ancak bu unsurun içinde vardır. O yüzdende bu unsura sadık olmayan kendilerinden kabul edilmez.
Ben iki büyük cemiyetin inanç tarzını bir birine çok benzeterek bu şekilde bir yakıştırmada bulundum. Belki böyle değildir. Hıristiyanlığın içinde bu dört kitapta çok tartışılır. Hatta yazarlarının aslında isimlerini aldığı havariler değil de bu havarilerin yanında kölelik yapan veya onun yanında yaşayanlar tarafından yazıldığı söylenmektedir. Hattı zatında ilk yazılan incilin MS 85 yılında yazıldığı düşünülünce bu bile mümkün değildir. Ama bu gün Hıristiyan’ım demek için bu üçlemeye inanmanız gerekmektedir.
Konunun doğru yada istenen olması pekte önemli değildir. Çünkü Allah Hıristiyanlardan böyle bir talepte bulunmamış böyle inanmalarını istememiştir. Dört İncil içinde de böyle bir istek bulunmamaktadır. Ancak birinin ak dediğine diğeri kara diyebilir bu dört kanonik İncil. Mesela Yohanna incilinde “”tanrının oğlu İsa”” derken matta incilinde “”Ademin oğlu İsa”” denmektedir. Demek ki kitabın ne yazdığının pekte önemi yoktur.
Hattı zatında bunun böyle olduğunu yine MHP de de görüyoruz. Kendi tabularından teslis inancının bir parçası olarak kabul edilen dokuz ışık kitabının maddelerinden yedincisi Hürriyetçilik ve şahsiyetçiliktir. Bu kavramı ele alıp değerlendirdiğimiz zaman hürriyetçiliğin sadece fiziki değerlendirmesini yapmak elbette kitabın yazımına ihanettir. Burada hürriyetçilik maddi ve manevi değerlerin tamamında hürriyet ifadesini taşımaktadır ancak asla hür düşünmene izin verilmez. Şahsiyetçilik ise kendisiyle çelişir ve teslis inancının dışına çıkmana izin vermez. Ama kitabın yazdığının pekte önemi yoktur. Hem bağlı, hem özgür, hem şahsiyetten uzak, hem şahsiyetçi olacaksın.
Benim benzetmemden bana kızan arkadaşlarımın mutlaka bu üçleme hakkında söylediklerimi aklıselim ile düşüneceklerini ve hakikatın bütün kuramlar ve inançların üzerinde olduğunu kabul edeceklerini biliyorum.
Tabi düşünmek bütün bu bağlamalara rağmen mümkünse