MHP içindeki ayrışmaların Türk toplumuna yansıması

Efendim birçok şeyi söyleyebiliriz. Öyle şeyler söyleriz ki düşündüklerimizin ne kadar da bir birinden farklı olduğunu ortaya koyarız. Hatta özel bir sohbetin içinde bile sosyolojik bir olayı değerlendirirken ortaya çıkan farklı yaklaşımlar bizim hiçte dikkatimizi çekmeyen küçük detaylarla örülmüştür. Bu küçük detayların ortaya koyduğu sonuçların ve ortaya kayacağı sonuçların ele alınması değerlendirilmesi izafiyetlerinin hesaplanması variyeti […]

Yayınlama: 27.09.2017
A+
A-

Efendim birçok şeyi söyleyebiliriz. Öyle şeyler söyleriz ki düşündüklerimizin ne kadar da bir birinden farklı olduğunu ortaya koyarız. Hatta özel bir sohbetin içinde bile sosyolojik bir olayı değerlendirirken ortaya çıkan farklı yaklaşımlar bizim hiçte dikkatimizi çekmeyen küçük detaylarla örülmüştür. Bu küçük detayların ortaya koyduğu sonuçların ve ortaya kayacağı sonuçların ele alınması değerlendirilmesi izafiyetlerinin hesaplanması variyeti ve varoluş sebeplerini ele aldığımız işe ontoloji diyoruz…

MHP ismini ve örneğini ele alarak Türkiye toplumunu değerlendirmemin sebebi bir birine çok fazla benzeyen sebeplerle ortaya çıkan ayrışmalara sahne oluşudur. Bu ayrışmaların neticesinde ortaya çıkan derin fikir ayrılıklarının geliştirdiği çatışmalar ise neredeyse bir birinin aynıdır. Toplumların neyi nasıl algıladıklarını, değer yargılarını, neyi benimseyip neyi benimsemediklerini insanların olaylara, konulara bakış açısına ön kabulleri ve ön yargılarına kısaca paradigma diyoruz. Büyürken anne-babamız, okulda öğretmenlerimiz, siyasi partiler, devlet ve hatta size ulaşan elinizde tuttuğunuz gazete, belirli paradigmaları size öğretmeye çalışır.

Bir toplumun paradigma değiştirmesi hiçte kolay değildir. Osmanlının son günlerinde değişen paradigma yeni Türkiye cumhuriyetinin kuruluşunu ve aslında onun bir hilafet ya da şaltanat değil de Cumhuriyet olmasının da sebebidir. Osmanlı gelişen şartların oluşturduğu yeni dinamiklere ayak uyduramadığı için ve değişen şartlarda ki yeniliklerin getirdiği yeni sorulara veya sorunlara çözüm getiremediği için yeni arayışlara gidildi. Bu durumda, var olan paradigmanın çözüm bulamadığı sorunlara çözüm bulma potansiyeline sahip daha kapsamlı görüşler ortaya kondu.

Yeni bir görüşün yeni bir paradigma olabilmesi için hem kendi alanında ortaya çıkmış sorun veya sorulara uygun çözüm bulabilme potansiyeline hem de çağını aşarak ileriye dönük yeni açılımlar yapma özelliğine sahip olması gerekir. Bu yeni görüş, yeni idraklar manzumesi yaşanan sorunları çözdükçe her geçen gün daha fazla güç kazanır. Alanındaki otoriteler tarafından da kabul görür ve yeni bir paradigmaya dönüşür. Yeni paradigma doğal olarak eskisinin rakibi konumundadır. Bu iki paradigma taraftarları arasında kaçınılmaz çatışma alanı oluşturur. Aşağıdaki sebepler bu çatışma alanının ön kabulleridir ve değerlendirmeleridir.

Rakip paradigmanın savunucuları arasındaki çözülmesi gereken bilimsel problemlerin niteliği ve dayandığı kavramların aynı olmaması ki bu iki farklı paradigma mensuplarının aynı zamanda değer ölçütleri ve tanımlarının da aynı olmaması demektir.

Eski paradigma tarafından kullanılan kavram ve terimlerin, yeni paradigma ile anlamları ve birbirleriyle olan ilişkilerinin değişmesi ki bu paradigma taraftarlarının birbirlerini anlamasını güçleştiren bir durumdur.

Farklı paradigmaya mensup insanların var olan paradigmalardan dolayı sanki aynı ama farklı dünyaya bakan camianın insanları olarak görünmeleri ki bu durum daha sonra irrasyonel eleştirilerinin temelini oluşturan olguların kurama bağlı olması ile ilişkili olan nedendir.

Bu açıklamalar ışığında baktığımızda Osmanlı hanedanlık yönetiminin sahip olduğu ümmetçi ve saltanata bağlı paradigmasının yeni sorunlara cevap veremeyişi sürekli gerileyerek sürekli mevzi kaybedişi yeni paradigmanın kapısını açmıştır.

Bu Türk toplumunda yaşanırken aynısını MHP de de görürüz. Sürekli seçimlerde beklenen yükselişi gösteremeyen MHP yönetimi gelişen siyasi olaylara ve gelişen global sorulara sorunlara çözüm üretemeyerek cevaplar veremedikçe yeni soruların sorulması kaçınılmaz olmuştur. Buda yeni paradigma sahiplerine kapıyı açmıştır

Aslına bakarsanız buna benzer bir kırılmanın yakında CHP de de yaşanması muhtemeldir. Çünkü gerçekte CHP yönetimi de gelişen toplumsal ve küresel değişimlere cevap verememektedir. Ve sürekli yenilmekte gerilemektedir. Ya CHP yönetimi köklü bir paradigma değişikliğine gidecek yada CHP içinde yeni bir paradigma yönetim koltuğuna oturacaktır. CHP camiasının geneli bu ayrışımı yaşayacak bilimsel ve zihinsel entelektüel kabileyete sahiptir.

Osmanlı sonrası yeni gelişen paradigma her konuda her soruya cevap üretirken gelişen olaylara ayak uyduramayan insanlara yaşanan değişimi anlatacak yeni paradigma sahipleri de yoktu. Bu yüzden eski paradigma hala yaygın bir kitle tarafından sahiplenilmişti. Dış güçlerin eski paradigmayı desteklemesi ve yeni paradigmaya dogmatik suç unsurları ilave etmesi bu düşüncenin gücünü yitirmeden hayatını sürdürmesine sebep olmuştur.

MHP içinde de bu durum hiç bir koşulu değişmeden belirli harici kaynakların desteği ve yeni paradigma sahiplerine yakıştırmaları ile ve yeni paradimanın topluluk mensuplarına iyi anlatılamaması sonucu eski paradigma sahipleri ve taraftarları variyetini güçlerini neredeyse kaybetmeden korumaktadır. Gerçi MHP deki ayrışmanın mensuplarının yeni bir paradigması var mıdır bu yeni paradigma hangi değerler ve yenilikler içerir anlatılmadığından bunu da bilmiyoruz.

Görüldüğü gibi iki örnekte de verdiğimiz rekabet sürekli çatışma içinde hayatlarına devam etmektedir. Bu çatışmanın aynı evin balkonunda oturup bir birinin suratına hiç bakmadan çay içen iki insandan hiç farkı yoktur. İkisi de kendi düşünce sistematiği gereği çok farklı yerlere bakmaktan başka farklılıkta taşımamaktadır…

Ancak Türkiye cumhuriyetinin kuruluşunda gerçekleşen yeni paradigma halka iyi anlatılamasa bile son derece güçlü isabetli cevapları ve çözümleri olan bir değerler ve fikirler manzumesiydi. Bu yüzdende sürekli güçlenerek hayatını sürdürdü. Çatışma alanında karşısındaki rakiplerinin verdiği bütün cevapların çok üstündeydi. Buna rağmen inançların değişimini ve rasyonelliğini gerçekleştiremedi. Sürekli hurafelere ve belirli cemaat liderlerinin dinini yönetmesini isteyen insanlarımızın şamanizmden gelen alışkanlıklarını sürdürmesi yeni paradigmanın buna verecek paranormal açıklamasının olmayışı süreklilik arz eden çatışmaların sebebi olmuştur.

Belki devam ederiz…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.