Üç tablet hakkında yapılan tercümeyi beş bilimsel makaleyi üç beş yorumu okuyup bundan beş bin yıl öncesi yaşayan insanların hayatları yaşam şekilleri inançları hakkında bilgi sahibi olduğumuzu sanıyoruz. Elimizdeki bilgiyi yeterli sanıyoruz. Hatta daha da vahimi sanki Sümerliler oturmuşlar biz bu tanrıya inanalım ona şöyle şöyle özellikler ihsas edelim öbürünü şu tanrıya verelim gibi bir […]
Üç tablet hakkında yapılan tercümeyi beş bilimsel makaleyi üç beş yorumu okuyup bundan beş bin yıl öncesi yaşayan insanların hayatları yaşam şekilleri inançları hakkında bilgi sahibi olduğumuzu sanıyoruz. Elimizdeki bilgiyi yeterli sanıyoruz. Hatta daha da vahimi sanki Sümerliler oturmuşlar biz bu tanrıya inanalım ona şöyle şöyle özellikler ihsas edelim öbürünü şu tanrıya verelim gibi bir çalışma yapıp üç beş günde ya da üç beş senede bir inanç sistemi kurmuşlar gibi anlatıyoruz.
Ezoterik inançları oluşturan inisiyasyonların ve ezoterik bilgilerin hiç biri bir kaç yılda oluşmamıştır. Sümerliler den önce belki de doğrusu Sümerlerin Mezopotamya ya gelişlerinden önce nelere inandıkları hakkında hiç bilgimiz yok. Hatta bırakın inançlarını kendileri hakkında ne biliyoruz.
İnançların kaynaklarını araştırdığımızda önce inançların temeli hakkında bilgi sahibi olmamız gerektiği gerçeğini unutuyoruz. Bu günkü inançlar da dahil bütün farklı inançların incelendiğinde elimize ortak bazı şeylerin geçmesi bize inançların kaynakları hakkında bilgi vermelidir.
Bütün paganist inançların ortak isimleri farklı olsa da işlevleri aynı olan tanrılarında ortak benzerlikleri buluruz. bir çok çok tanrılı inancın tanrısal sıfatlarla bezediğimiz kişiliklerinde ortak özellikler bulmamız gibi.. Keldaniler’den Musevilere Hıristiyanlar dan Zerdüştlere kadar bütün teolojik unsurların belirli ortak sıfatları ve özelliklerini görürüz..
Sümerler hakkında bilmediğimiz şey o kadar çok ki bilinen sadece bir kaç tablet le sınırlı.. bunların içlerinde en ilginci Gılgamış destanı. Onunda 13. tableti kayıp… Çok isterdim ama ne yazık ki bir höyük çalışmasına katılamadım. bir höyükte çıkan arkeolojik emtiaları değerlendiremedim. Genel itibarı ile neredeyse bütün çalışmalar hakkında yayınlanan kitapları da okuyamadım… Şahsımın bu konuda otorite olmadığını şimdiden ilan ederim..
Fakat bilgi sadece okuyarak ve görerek edinilmez. Okuduklarınızdan gördüklerinizden ne kadar perspektife sahip olduğunuzla ilgili bir idraka ihtiyaç vardır. Ne kadar geniş açıdan anlayabilir ne kadar geniş açıdan bakabilir ne kadar görebilirsiniz ve idrak edebilirsiniz… Ben yetersiz olabilirim ancak şunu çok iyi biliyorum ki en fazla bilgi sahibi olanımızın elindeki bilgi bir zamanlar var olan bir kavmi tanımlamaya yetmez..
MÖ 10,000 yılında gerçekleşen dünya da gerçekleşen fiziki veya sosyolojik değişikler neydi pek fazla bilgi sahibi değiliz. İnsanlarının neye inandığı hakkında da bilgi sahibi değiliz. büyük yıkımların yaşandığı manyetik kutupların değiştiği yer kürenin coğrafyasının değiştiği büyük kargaşalar ve büyük bir karanlık dönemin yaşandığı çağlarda bilgi geriden gelenlere nasıl aktarıldı yine bilgi sahibi değiliz… Ama gerçek şu ki artık bilgi ezoteriktir… din ise inisiyasyonlarla saklanmıştır. Mısır tanrılarının ifade bulduğu şekiller gibi veya duvarlara çizili bir çok anlamsız şekil gibi…
Tek tanrı inancının bu dönem içinde şekil değiştirdiği bu dönem içinde bir çok şekilde ifade bulduğu tanrıya ait bir çok sıfat ve özelliğin bir çok tanrıya atfedildiği insanların anlayabildiği ve anlatabildiği bir çok şekilde ifade edildiğini düşünmemiz için binlerce sebebimiz ve elimize geçen binlerce kanıt var..
Bunu şöyle düşünmeliyiz. Bu gün sahip olduğumuz teknolojimizi kaybetsek. Elektrik iletişim ulaşıma katkısı olan bütün teknolojik imkanı kaybetsek. Büyük bir yıkım yaşasak. Sahip olduğumuz bütün imkanları bir şekilde yok oluşunu izlesek. Çocuklarımıza onların çocuklarına ve onlarında kendilerinden sonra gelen nesillere hatta kendisine ait olmayan üç beş insan kalıntısına ne anlatabileceğini düşünmeliyiz…
O zaman belki de tarihin gizemli seyri içinde tanık olduğumuz birçok inanış bizim için anlam kazanacaktır…