Papağanın teranesi

PAPAĞANIN TERANESİ TEYP KASEDİNDE YENİDEN DİNLE SIKIŞINCA KAVMİYETÇİLİK ADI ALTINDA YAYIN YAPARIZ OLMADI TÜRKÇÜLÜĞÜ CEHENNEME YOLLARIZ.. CEHENNEM BABAMIZIN MALI… TAPULU MÜLKÜMÜZ Aslında bu konuşmayı bu izahatı öylesine defalarca ve öylesine aynı şekilde dinledim ki mutlaka sizde dinlemişsinizdir. Yazmadan edemedim…  Bu tarz konuşmaları bu ağızla yapanlara baktığım zaman yarı cahil ya da yüzde 100 bölücü, yarım […]

Yayınlama: 25.10.2017
A+
A-

PAPAĞANIN TERANESİ TEYP KASEDİNDE YENİDEN DİNLE
SIKIŞINCA KAVMİYETÇİLİK ADI ALTINDA YAYIN YAPARIZ
OLMADI TÜRKÇÜLÜĞÜ CEHENNEME YOLLARIZ..
CEHENNEM BABAMIZIN MALI… TAPULU MÜLKÜMÜZ

Aslında bu konuşmayı bu izahatı öylesine defalarca ve öylesine aynı şekilde dinledim ki mutlaka sizde dinlemişsinizdir. Yazmadan edemedim…  Bu tarz konuşmaları bu ağızla yapanlara baktığım zaman yarı cahil ya da yüzde 100 bölücü, yarım sosyalist, yarım dindarların ağzını görürüm hep. 

Geçmişleri karanlıktır. Yada o kadar cahildirler ki hiç sizin onlar kadar bildiğinizi bile düşünmeden bu safsatayı sürdürürler… 

Bir papağan gibi aynı şeyleri, aynı tonla anlatırlar. Çok bilirlermiş gibi. Bizi bir şekilde kendi bilgisizliğimiz içinde hapsedip bize algı mühendisliği yaparlar. Neredeyse kendimizi böyle düşündüğümüz için kafir hissetmemizi sağlarlar. Eğer azıcık bilgisi eksikse arkadaşlarımızın üzerinde başarılı olmuşlardır..

Hadislere bakarak imanın bütün vasfiyetlerini terk edip bizi kafir olmakla itham ederler.  Kafir atalarınızla öğünerek diyorlar.. Sanki benim atalarım kafirmiş gibi… Onlara kardeşim benim atalarım bu dinin askeri oldu. Onlara Allahın askeri diyoruz nasıl böyle bir ithamda bulunuyorsun diyoruz ama cevapları sanki kemiyet içeriyor. 

“Siz İslam’a girmeden önce şamandınız…”

Mübarek bize tebliğ ulaştı ve biz kitleler halinde İslam’a girdik tebliğ bile ulaşmadan önce ise Hz Peygamber’i tanımıyorduk nasıl kabul edelim… 

Soruları hazır..

“Siz Hz İsa’ya inandınız mı Hz Musa’ya inandınız mı?” 

Aslında bunu söylerken benim atalarımın İslam öncesi putperest şirk ehli olduğunu söylemeye çalışıyor sanki ben putperestlerle öğünüyormuşum gibi…

Oysa Hz resulullah bütün peygamberler kendi kavimlerine gelmişken Hz peygamberin bütün insanlığa gönderildiğini unutturuyor sanki diğer peygamberlerde bütün insanlığa gelmiş gibi. Yahudi olmayan birinin haz Musa ya inanmaması onu kafir yapmaz. Çünkü Hz Musa beni İsrail kavmine gönderilmiştir. Yine Nasrani olmayan birinin HZ İsa ya inanmaması onu kafir yapmaz çünkü Hz peygamberden önceki bütün peygamberler kendi kavimlerine gelmiştir. Eğer aksi olsa Nuh tufanı bütün dünyayı yok ederdi. Bütün dünyaya hakim olurdu. Oysa sadece Hz Nuh un kavmini helak etmiştir

(De ki: “Ey insanlar! Ben, Allah’ın hepiniz için gönderdiği Resulüyüm.”) (Her elçi bir millete gelmişken, Muhammed aleyhisselam bütün insanlara gelmiştir.)
[Araf 158]

(Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.)
[Sebe 28]

Bu ayetler yukarıda anlattığımı açıklar… 

Bütün bunları bilmez ya da benim bilmediğimi düşünür ve ben Türküm dedim mi bunu bana kavmiyetçilik olarak aktarır… Oysa 

Vasîle bin el-Eskâ (r.a.) anlatıyor: “Ben, ‘Yâ Rasûlallah! Adamın kendi kavmine bir zulüm üzerine yardım etmesi asabiyetten (ırkçılıktan) mıdır?’ diye sordum. Hz. Peygamber (s.a.s.): “Evet” buyurdu.” (İbn Mâce, Fiten 7, hadis no: 3949;
Ebû Dâvud, Edeb 121, hadis no: 5119;
Ahmed bin Hanbel, 4/107, 160)

Rasûlullah (s.a.s.)’a soruldu: “Kişinin soyunu, sülâlesini (kavmini, ulusunu) sevmesi asabiyet (kavmiyetçilik, ırkçılık) sayılır mı?” Hz. Peygamber şöyle cevap verdi: “Hayır. Lâkin kişinin kavmine zulümde yardımcı olması asabiyettir/kavmiyetçiliktir.”
Ahmed bin Hanbel, 4/107, 160; 
İbn Mâce, Fiten 7, hadis no: 3949
“Kim kâfir olan dokuz atasını onlarla izzet ve şeref kazanmak düşüncesiyle sayarsa, cehennemde onların onuncusu olur.”
Ahmed bin Hanbel, 5/128)

Resulullah SAV el-Müreysi gazvesi esnasında geçen bir olay konuşulan kavmiyetçciliğin esasını teşkil eder. bu vakayı anlamayan arap kavmiyetçiliği hakkında bilgisi olmayan birileri işte bu hadisleri alıp bizim anladığımız anlamda milliyetçiliği kavmiyetçilik olarak ifade ederler.. halbuki bu vakıada gördüğümüz gibi kavmiyetçilik bir bütünü bozmak için bütünü oluşturan dilimlere bağlmanmaktır ve bunu bütünün önüne geçirmektir.

Olay şöyle cerayan etti…Ensardan Beni Salim in anlaşmalısı Sinan b. Veber el-Cühneni ile Cehcah ., sa id el Gıfari su için kavgaya tutuşurlar. Cahcah Sinan a eliyle vurdu. Sinan “”Neredesiniz ey ehsar”” diye bağırıp yardım istedi. Cehcah da “”Ey kureyşliler, ey Kinane kabilesi”” diye bağırarak yardım istedi. Kureyşliler bu çağrıya hemen koştu. Evs ile Hazrec liler de koştu. Kılıçlar çekildi… Muhacir ve Ensardan bazı kişiler araya girerek Sinan Cehcah a hakkını bağışlayıp barışması için ikna edinceye kadar onunla konuştu..

 
Bu arada Abdullah b. Übey “” Eğer Medine ye dönecek olursak güçlü olan güçsüzü oradan çıkaracaktır dedi…”” ve
— Şöyle diyorlar: “Hele Medine’ye dönelim, o zaman güçlü olan zayıf olanı oradan çıkaracak!” Halbuki asıl güç ve izzet Allah’ındır, resulünündür, müminlerindir; fakat münafıklar bunu bilmezler!– Münâfikûn suresi 8 ayeti nazil oldu

Yazdığım hadislerde Allah Resulü kavmiyetçiliği gayet güzel açıkladı. Kavmiyetçilik kavminin yaptığı zulüm ve haksızlığa ortak olmaktır. Yoksa onu sevmek değildir…  Bu vakıa kavmiyetçiliğin temelini izah eder. bütün hadisler dikkat edilirse bu hadise üzerine ifade edilmiştir… Bu gün müslüman türk milletinin içinde birileri çıkıp Ben aleviyim, ben sunniyim, demesi, birilerinin çıkıp ben lazım, ben kürdüm, ben çerkezim, ben tatarım, ben türkmenim, ben bilmemneyim demesi ile aynıdır. Eğer kavmiyetçiliği anlamamakta direnen bazı kot kafalar varsa onlara söyleyebilecek bir şeyler buluruzda işi münafıklık olanlara anlatmamız imkan dahilinde değildir. Bizim yazmamızın sebebi ise münafığı ikna etmek değil kimliğini deşifre etmektir…

 
Eğer sevmeyi kast etse o zaman Allah ın
 
Hucurat suresi 13. ayet
Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.

Ayetini reddetmiş olurdu ki Allah Resulü asla Allahın hükmüne mugayyir bir söz etmez … O Allah ın istemediği bir şeyi katiyyen söylemez…

Ama biz bilmeyiz ve anlamayız ya…!
Meşhur veda hutbesini bilmeyiz mesela.
Kavmini sevmek imandandır dediğini bilmeyiz mesela.
Soyunu reddedene lanet ettiğini bilmeyiz mesela… 

Hep gelirler sonunda takva ile ilgili kısma. Bize sanki takvanın; sakal cübbe şalvar olduğunu, namaz kılmanın kuran okumanın oruç tutmanın üstünlüğünü anlatırlar. Halbuki imanınız sorunlu ise ne kıldığınız namazın ne tuttuğunuz orucun bir ehemmiyeti vardır. Yani biz namazımızda sorunluyuz, bazılarımızın oruç tutmadığı da hakikattir dediğimiz için olsa gerek takvayı bize böyle ibadetleri yapmak olarak aktarırlar. 

Biz bilmeyiz ve anlamayız ya… Biz din cahiliyiz ya.. Sanki ona dönüp Kardeş takva Allah Celle celaluhu nun rızasını kazanacak en doğru haldir demeyiz… Ve ona takvanın ne olduğu ile ilgili bilgi vermeyiz… Doğru bazen kişinin cehaletini yüzüne vurmadan usulünce aktarmayı deneriz. O ille de baskın bir şekilde, sarık sarmanın, şalvar giymenin kerametini anlatır bana… Dayanamaz Ebu Leheb te aynı şeyleri giyiniyordu. Hz Resulun kıyafeti ile onun kıyafeti arasında ne fark vardı dersek bizi öldürecek cahil..

İşte bizi böylesine tecavüzlerle sindirmeye ve inandığımız güzelliklerle dolu kavmimizi sevmeye mani olmak isteyenlere, kavmimin ebedi düşmanı Şeytanlara sessiz kalmayı beceremediğimden yazdım.. 

Umarım beni anlarsınız…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.