İstanbul’un yorgun köşkleri Süslü bahçeler içinde Tozlu bozuk yolların arasında Asırlardır ayakta kalan Nazenin, zarif ve yorgun Binaların arasına sıkışıp Umursamadan aldırmadan Laleler, sarmaşıklar, güller Uçan martılar, miyavlayan kediler Nasıl da kadim dostlar size Yorgunsunuz çok yorgun Osmanlı’dan bu yana Razı olun kaderinize Geçmeden iş işten Unutulmuş bir kenara atılmış Nazenin, zarif ve yorgun […]
İstanbul’un yorgun köşkleri
Süslü bahçeler içinde
Tozlu bozuk yolların arasında
Asırlardır ayakta kalan
Nazenin, zarif ve yorgun
Binaların arasına sıkışıp
Umursamadan aldırmadan
Laleler, sarmaşıklar, güller
Uçan martılar, miyavlayan kediler
Nasıl da kadim dostlar size
Yorgunsunuz çok yorgun
Osmanlı’dan bu yana
Razı olun kaderinize
Geçmeden iş işten
Unutulmuş bir kenara atılmış
Nazenin, zarif ve yorgun köşkler
Kaderiniz böyleymiş, ama
Ölüm yok ki sonunda
Şahit oldunuz şen şakrak
Kahkahalara, çam altı aşklarına
Lafın belini kıran
Edebiyatçı ve tarihçilere
Resminizi çizen ressamlara, siz,
İstanbul’un en yorgun köşkleri…
İstanbul’un ömre bedel yalıları
Siz Boğaz’ın iki yakasında
Tarihte iz bırakarak
Aldınız yerinizi,
Nazenin yosun kokan semtlerin
Bulunmaz eşsiz ve ıslak kıyılarında
Umursamadan dalgalara
Loş kayıkhaneli yalılara
Uğultusuna lodosun
Nereden vurursa vursun
Ömre bedelsiniz yalılar
Mirassınız atalardan
Ressam ve şairlerden
Eylülde yağan yağmurlardan
Baharda açan çiçeklerden
Edalı, işveli ve sevdalısınız.
Doğan güneşe,
En derinden yükselen
Loş kayıkhaneli
Yalılara doğru
Aydınlatarak cumbalı odalarını
Lale, sümbül, sardunya dolu bahçelerini
Ilgıt ılgıt esen rüzgara aldırmadan
Lacivert dalgaların
Aheste aheste
Raks ettiği
Ihlamur kokulu yalılar…
Bahçe içinde yapılan süslü ev ve kasır, kır yerlerde geniş bahçe içinde yapılmış süslü ev,
Kırda yapılan süslü saray, bahçeli, süslü olan büyük ev,
Evden büyük konaktan küçük yapılara Farsça’dan dilimize geçen anlamıyla köşk denen,
Türkiye’nin en güzeli dünyanın göz bebeği İstanbul’un yorgun köşkleri,
Pembe, çadır, hünkar, çinili, atlı, kuleli, ikiz, zürafalı, filizli, perili, sırça olanları,
Haremi, selamlığı, ahırları, bahçeleri, havuzu, hamamı ve müştemilatıyla saray yavrusu köşkler,
Padişah ve hanedan mensupları için karşılığı kasır olan, Osmanlı’da bahar ve yaz mevsimlerinde kullanılan,
Osmanlı Padişahlarının, bir mevsim veya birkaç gün, bazen de birkaç saat kalacağı köşklere Biniş Köşkü denilen,
Mesirelerde bulunan bu yapılar bazen sultanın yabancı misafirleri için de kullanılan,
Padişahların merakı ve yaşama tarzı yüzünden çeşitli bahçe ve koruluklarda 50’ye yakın köşk olan,
Dillere destan İstanbul’un anlatmakla bitmeyen saklı güzelleri,
Dışarıdan bakıldığında nadide kırılgan bir biblo gibi duran köşkler,
Tavanı, kapısı, penceresi, balkonu, avizesi ince bir zevk ve özenle yapılan,
Kültürel mirasımızın birer parçası olan köşkler, her dönem kullanılan güzide yapılar,
Birbirinden farklı güzellikte farklı kaderi olan bir dönemin seçkin yaşantısından hatıra kalanlar,
Kimisi yıllara meydan okuyarak ayakta kalan, kimisi yenilenme çalışmalarıyla boğuşan,
Boğazın iki yakasına dizilmiş, görenleri kendisine hayran bırakan, güzeller güzeli, sevdalı,
Sahip çıkamadığımız, gittikçe azalan, yüksek apartmanlar arasında ‘’ben hala buradayım, yıkılmadım ayaktayım’’ dercesine yıllara meydan okuyan yorgun köşkler.
Dünyada eşi benzeri olmayan en güzel, en nadide, en nazenin, en cazibeli, en süslü köşkler,
İstanbul Boğazı yorgun köşkleri ömre bedel yalıları ile bir başka güzel olan,
Her birinin dilden dile dolaşan ilginç öyküleri binalara gizem katan,
İstanbul’un sosyo-kültürel tarihine ışık tutan birbirinden görkemli köşkler, yalılar,
İlginç mimarileri, unutulmaz anıları, şen kahkahaları, mis kokan manolyaları,
Benzerlerine az rastlanan ancak dünyanın ünlü turizm kentlerinde görülecek olağanüstü köşkler,
İstanbul’un gizli güzellikleri, birbirinden zarif elliye yakın köşkün bulunduğu adalar,
Yeşil ve mavinin buluştuğu noktada inci tanesi gibi parlayan beyaz ve görkemli köşklerin komşuları,
Çığlık atan arsız martılar, gıdılarını okşatan sokak kedileri, ağır yük altında ezilen, yokuşu tırmanmak için büyük çaba sarf eden zavallı yorgun atlar denince akla gelen adalar ve iyi, kötü anıların sessiz tanıkları köşklerle yalılar…