12 Rebiülevvel Hz peygamberin doğum günüdür… Tamı tamına 12 Rebiülevvel Pazartesi sabahı güneşin doğumuna yakın dünyaya gelmiştir Hz Peygamber…. Yani fil vakasından tam 70 gün sonra… Yani onun doğum gününü kutlarız Mevlid kandili ile… O günün hatırına dualar ederiz. Yeryüzünü şereflendiren habibullah hatırına dualar eder, taleplerde bulunuruz… Aslında bazı hesaplamalarla bunu Nisanın 20si olarak adlandırsalarda […]
12 Rebiülevvel Hz peygamberin doğum günüdür… Tamı tamına 12 Rebiülevvel Pazartesi sabahı güneşin doğumuna yakın dünyaya gelmiştir Hz Peygamber…. Yani fil vakasından tam 70 gün sonra… Yani onun doğum gününü kutlarız Mevlid kandili ile… O günün hatırına dualar ederiz. Yeryüzünü şereflendiren habibullah hatırına dualar eder, taleplerde bulunuruz…
Aslında bazı hesaplamalarla bunu Nisanın 20si olarak adlandırsalarda Bazı alimlere göre fil vakasının 70 günü, fil vakasından hesaplandığında Mayısın 6 sına yani bizlerin kutladığı (Hızır İlyas) Hıdırellez gününe denk gelir… Hesaplayanların vihtilafının sebebi ise hicri takvimi değerlendirmeleridir. Oysa Araplar Tevbe suresi 36-37 ayetleri gelene kadar işlerine geldiği günler de ay ekleyerek ay takvimi ile güneş takvimini eşitliyorlardı.Yani bazı seneleri 13 ay olarak tamamlıyorlardı. bunu son derece sıkça yaptıklarından bu gün yapılan hesaplar pekte tutmaz…
Bu durumda yapılan hesaplamalar gerçeği yansıtmaz. Bu yüzden bazı alimler fil vakasında ki tarihi bilgileri değerlendirerek Hazreti peygamberin doğmunu yani mevlidini 6 Mayıs olarak hesaplamışlardır… 1928 senesinde Süleyman Sami efendi Mustafa Kemal Atatürke bir mektup yazarak bu tarihin esas alınarak Arap aylarınında sabitlenmesini istemiştir. Öyleki senin her ayında üç kere mevlid tarihi olmaz. diyerek önce mevlid kandilinden başlayan bu aykırılığın düzeltilmesini istemiştir…
Onun bu isteklerinin içinde Mevlit kandili esas alınarak yapılacak hicri takvim düzenlenmesi gerçekleşmiş olsaydı Kasımın 30 da Ramazana başlayacak Aralığın 30 da Ramazan bayramı kutlayacaktık. Bunu isterken yaptığı en makül savunmada gece ve gündüzün bir birine eşit olduğu orucun insanlara en kolay geleceği tarih olarak ve yine tarım ekonomisin hakim olduğu islam dünyasında Ekimin sonunda gelen Ramazan da insanların daha kolay fitre zekat vereceğinin hesaplanması da yatmıştır
Kurban bayramıda bu hesaba göre Mart ayının 9 veya 10 u gününe denk gelecekti. Hem kurban kesiminin maksadı yerini bulacak insanlar en çaresiz kaldıkları dönemde et yiyecek, hem besicilerin kurbanı kış boyunca ahırda bakmasının önüne geçilecek, hem de kurbanı kesenler için daha ekonomik şartlarda kurban kesmeleri sağlyanmış olacaktı… Ancak Mustafa Kemal Meclis teki alimlere incelemeleri için verdiği bu mektuba, vekil alimlerin yanıtı; “”çok radikal bir karar olur bunu halka anlatamayız”” şeklinde olmuştur…
Bu gün diyanet 10 rebiülevvel gününü 11 rebiülevvel gününe bağlayan geceyi Mevlit kandili olarak belirlemiştir. Hangi kıstas ve ölçü ile bunu yaptığını anlamak mümkün değildir. Neden 10 nunu 11 ne bağlayan gece doğum günü kutluyoruz bilen var mı? Oysa kutlanması gereken gece 11 ini 12 sene bağlayan gece olması gerekmiyor mu? Mevlidin anlamı zaten doğumdur. Doğumun olduğu gece değilde neden bir gece evvel kutlanıyor izahı var mı?
Unutmayın 12 Rebiülevvel dir Hazreti peygamberin doğum günü… Öncesi ve sonrası değil… Hatta 23 Nisan 20 Nisanda değil… Tam olarak 6 Mayıstır Hz resülün doğum günü… Neden hala Rebiülevvel ayının 10cu gecesi kutlarızda Mayısın 6 sı olmaz aklım almıyor… Mevla onlara
“””Doğrusu Allah’a göre ayların sayısı, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına uygun olarak on ikidir; bunlardan dördü haram aylardır. İşte doğru olan hesap budur. O aylarda kendinize zulmetmeyin, müşrikler sizinle topyekün savaştıkları gibi siz de onlarla topyekün savaşın. Bilin ki Allah buyruklarına karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.”””
Tevbe : 36
“”””Aylara ek yapmak, inkârcılığı artırmaktan başka bir şey değildir, inkârcıların daha da sapmasına yol açmaktadır. Onlar (ayların sayısını) Allah’ın yasakladığı aylara uyarlamak üzere, bu eklemeyi bir yıl helâl bir yıl haram sayıyorlar ki, böylece Allah’ın haram kıldıklarını meşrû hale getirsinler. Bu yaptıkları kötü işler kendilerine güzel görünüyor. Allah inkârcılar topluluğunu doğru yola iletmez.”””
Tevbe : 37
Diye seslenerek yapılması gerekeni net bir şekilde söylemiştir. Ayları 12 ye tamamlayarak senenin onüç gününü çalmak eğer Allah resülü hayatta olmasa kesinlikle kabul edilmez olurdu. Ancak günümüzde onun gününde olupta bu gün değiştirilen onca kural ve kaide varken bunun görülmemesi aklın iflası olmaktan öteye gitmez…