XX. yüzyıl başına ait olan yalı artnouveau üslubundaki olup burada yapılmış olan üçüncü bina, İlk defa 1871’de Sultan I. Abdülhamit devri şeyhülislamı Dürrizade Mehmet Ataullah Efendi Yalısı olan, Sonraki yıllarda yalı da Sultan III. Ahmet’in Kadı askerlerinden Dürrizade Arif Efendi’nin oturduğu, 1800 yılında ölümüyle oğlu Şeyhülislam Abdullah Efendi’ye kalan yalı, İkinci yapı, II. Mahmut’un sadrazamlarından […]
XX. yüzyıl başına ait olan yalı artnouveau üslubundaki olup burada yapılmış olan üçüncü bina,
İlk defa 1871’de Sultan I. Abdülhamit devri şeyhülislamı Dürrizade Mehmet Ataullah Efendi Yalısı olan,
Sonraki yıllarda yalı da Sultan III. Ahmet’in Kadı askerlerinden Dürrizade Arif Efendi’nin oturduğu,
1800 yılında ölümüyle oğlu Şeyhülislam Abdullah Efendi’ye kalan yalı,
İkinci yapı, II. Mahmut’un sadrazamlarından Rauf Paşa’nın yalısı olan,
Tanzimat devri sadrazamlarından Ali Paşa, Rauf Paşa’dan yalıyı satın alıp yenileyen,
Çok önemli toplantıların ve ünlü konukların ağırlandığı,
Karadağ Konferansının yapıldığı, Girit isyanı meselesi için burada toplanıldığı bilinen,
İngiliz Veliahdı burada verilen ziyafete katılan ve Avusturya- Macaristan İmparatoru Franz Joseph burada ağırlanan,
Ali Paşa’nın ölümünden sonra varisler yalı giderlerini karşılayamayınca Sultan II. Abdülhamid Han tarafından satın alınıp Mısır Valisi Abbas Hilmi Paşa’nın annesi Hıdiva Emine Valide Paşa’ya hediye edilen,
Prenses Emine Hanım, Paşa ünvanını alan tek kadın İstanbul’da Valide Paşa olarak bilinen,
Emine Valide Paşa Yalısı 48 odası ve 76 metre uzunluğunda rıhtıma sahip olan,
Emine Paşa’ya hediye edilmeden önce üç kez el değiştiren ve iki kez yenilenen ihtişamlı yalı,
XX: yüzyılın başlarında Mimar Raimondo D’Aronco’ya yeniden yaptıran Emine Valide Paşa,
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Emine Valide Paşa tarafından Türkiye Cumhuriyeti’ne bağışlanmak istenen yalı,
O dönemlerde Paşa ünvanı yasaklandığından Emine Valide Paşa’ya ‘’Bebekli Emine Hanım’’ diye hitap edilince
Yalısını Türk Hükümeti’ne bağışlamaktan vazgeçip Mısır Hükümeti’ne bağışlayan,
Edebideyyen konsolosluk binası olarak kullanılmasını vasiyet eden Emine Valide Paşa,
Boğaziçi’nin tam ortasında denize bakan cephesi üç, cadde cephesi iki katlı olan,
Zengin bir süslemeye sahip yalının deniz cephesi, yan cepheler şerit, feston, floreal korniş ve armalarla kuşanmış taçlar olan,
Birinci kat cumbalarının arasına loca ve terasların oyuğu yerleştirilen,
Harem ve selamlık olmak üzere iki bölümü bulunan üç ayrı giriş kapısı olan,
Merdiven, trabzan ve kolon süslemeleri çok meşhur olan yalının kara tarafında dört ayrı gözetleme kulesi bulunan,
Çatının tam ortasında üstünde II. Mahmut Güneşi’nin içinde Allahu Teala’nın isimlerinden ikisi yazılan,
Arkasına geniş bir koruyu sırtlayan, Paris sokaklarında sık görülen konak yapılarını anımsatan yalı,
Bir zamanlar koru ve yalı arasında bir köprücük olan ama Cumhuriyet dönemi başlarında sökülen,
Bebek semtinin Cevdetpaşa Caddesi’nde bulunan yalı 2008 -2011 yılları arasında geniş çaplı restorasyondan geçen,
Şu an Mısır Konsolosluğu olarak kullanılan yalı ‘’Hıdiv İsmail Paşa Yalısı’’ ya da ‘’Mısır Konsolosluğu Sahilsarayı’’ olarak anılan,
İstanbul Boğaziçi’nin en güzel yerinde en görkemli ve en büyük yalısı Emine Valide Paşa Yalısı,
Sahili döven dalgalara karışan anıların şahidi tek şahidi olan emektar yalı…
Emine Valide Paşa Yalısı
Mısır Valisi Abbas Hilmi Paşa’nın annesinden
İsmini alan
Nasıl da tarihe mal olan
En özel anıların şahidi
Valide Paşa Yalısı
Arkasında geniş bir koruyu sırtlayan
Lacivert dalgalarla arkadaş olan
İstanbul’un Boğaziçi’nde
Devrin ünlülerini
En güzel şekilde ağırlayan
Paşa’nın yalısı
Abdülhamit tarafından satın alınan
Şanlı şöhretli olan
Arasında kalan
Yeşil koru ile
Açık mavi denizin
Lacivert kayıklara
Ilgıt ılgıt esen rüzgara
Sessizce yarışan
Issız hatıralara inat ayakta kalan…