Görgüsüzlükte son nokta!

Malum İstanbul trafiği dillere destan. Hele ki okulların açılmasıyla birlikte İstanbul’da trafik çilesi kat kat arttı.. Tabi ki trafiğin bu kadar yoğun olması iş bilmez yöneticilerin eseri.. Elbette trafik sorununu çözmesi gerekenler İstanbul’u yönetenler.. Siz şimdi bu yazıyı okurken “Trafik sorunuyla ilgili bu ülkede belki binlerce köşe yazısı yazılmıştır. Sen başka konu mu bulamadın?” diye […]

Yayınlama: 08.10.2019
A+
A-

Malum İstanbul trafiği dillere destan. Hele ki okulların açılmasıyla birlikte İstanbul’da trafik çilesi kat kat arttı..

Tabi ki trafiğin bu kadar yoğun olması iş bilmez yöneticilerin eseri.. Elbette trafik sorununu çözmesi gerekenler İstanbul’u yönetenler..

Siz şimdi bu yazıyı okurken “Trafik sorunuyla ilgili bu ülkede belki binlerce köşe yazısı yazılmıştır. Sen başka konu mu bulamadın?” diye serzenişte bulunuyorsunuzdur..

Haklısınız…

Ancak, trafikte bu kadar çile çekilmesinin sorumlusu sadece İstanbul’u veya ülkeyi yönetenler mi?

Biz araç sahiplerinin hiç mi sorumluluğu yok?

Mesela sabah evden özel arabanla çıkıp, ana cadde üzerindeki dükkanının önüne park ettikten sonra sadece akşam eve dönerken yeniden kontağa basan sen esnaf kardeşim çok mu masumsun?

Evde bir tane araban varken eşine çocuğuna sırf gösteriş uğruna ikinci üçüncü arabayı alan sonradan görme abim senin hiç mi suçun yok?

Böyle örnekler sıralanıp gider…

Çünkü hepimiz arabamızla hava atmayı çok seviyoruz..

Bunları dost arkadaş meclisinde konuştuğumuzda hep şu söyleniyor “Kardeşim yeterli otopark var da biz mi park etmiyoruz?”

Evet bence yeterli otopark var ama siz günde 10 lira vermemek için otoparkları tercih etmiyorsunuz.

Örnek; Kartal’da hem İspark’a ait hem de özel onlarca otopark var. Ancak bakıyorum kimse o otaprkları tercih etmiyor, arabasını evinin – iş yerinin önüne park ediyor.. Çünkü oralar paralı..

Gelelim asıl yazının başlığına…

Geçtiğimiz günlerde bir Pazar günü evimin yakınında olan Ergenekon İlk Okulu’nun yanından geçtim. Okulun etrafındaki cadde ve sokaklarda neredeyse çift sıra park etmiş otomobiller vardı.

Vallahi en ucuzu 70- 80 Bin Lira değerinde..

Bildiğim kadarıyla o gün okulda bir sınav da yoktu. Okulun görevlisine bu yoğunluğun nedenini sordum..

Efendim, okulda veli toplantısı varmış..

İyi de kardeşim, hava güzel taş çatlasa okula 700 – 800 metre mesafede oturuyorsun.

Çünkü Milli Eğitim öyle planlamış, uzaktan öğrenci alınmıyor..

Bir veli toplantısına bile özel otomobilinle gelmek zorunda mısın?

Hava güzel biraz yürüseniz ne olur..

Ama olmaz, çünkü diğer velilere otomobilinizle hava atacaksınız..

Aynı şekilde okul giriş ve çıkış saatlerinde de bakıyorum herkes çocuğunu özel aracıyla getiriyor..

Hava soğuk olur, yağışlı olur biraz anlarım. Bari normal günlerde çocuğunuzun elinden tutun azıcık birlikte yürüyün..

Ama olur mi hiç öyle şey, çünkü “Ali Bey, Ayşe Hanım özel arabasıyla geliyor ben de gitmeliyim” değil mi?

Kusura bakmayın da sizin yaptığınıza tam anlamıyla “Görgüsüzlükte son nokta” denir..

Sonra da isyan etmeyin “İstanbul’da trafik var” diye..

İğneyi kendimize çuvalı yöneticilere batıralım..

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.