Halimiz Ne Olacak?

Ülkemizde 60 binin üzerinde Diyaliz hastası var. 30 binin üzerinde de nakil bekleyen  diyaliz hastası bulunuyor.. Bu diyaliz hastalarının bazıları haftada iki gün bazıları haftada üç gün diyalize giriyor. Diyaliz süresi dört saat.. Diyalize gelen hastaların merkeze gelişleri kısmen iyi ama çıkışları genellikle yarı baygın vaziyette oluyor.. Yukarıda verdiğimiz rakamlar küçük gibi gelebilir, genele bakıldığında […]

Yayınlama: 24.10.2018
A+
A-

Ülkemizde 60 binin üzerinde Diyaliz hastası var. 30 binin üzerinde de nakil bekleyen  diyaliz hastası bulunuyor..

Bu diyaliz hastalarının bazıları haftada iki gün bazıları haftada üç gün diyalize giriyor.

Diyaliz süresi dört saat.. Diyalize gelen hastaların merkeze gelişleri kısmen iyi ama çıkışları genellikle yarı baygın vaziyette oluyor..

Yukarıda verdiğimiz rakamlar küçük gibi gelebilir, genele bakıldığında aslında büyük bir aile olduğu görülmektedir..

15 Temmuz’da FETÖ’nün hain darbe girişiminden yaklaşık bir ay önce diyaliz hastalarının sorunlarını Ankara’da siyasi partilerin hekim milletvekilleri ile konuşmuştuk.

Partilerin ortak görüşü şu idi; “Bu meseleyi gruplarda görüşürüz ve ardından İran modelini getiririz. Böylece hem hasta sayısını önemli ölçüde azaltır, devletin de yükünü oldukça azaltırız.”

Fakat malum 15 Temmuz hain kalkışmasının ardından devletin önemli sorunları ön plana çıktı, diyaliz hastalarının sorunu rafa kalktı.

Peki artık bu konunun yeniden gündeme getirilmesi ve parlamentoda görüşülmesi çok mu zor?

Ülkemizin her ilinde ve birçok ilçesinde diyaliz merkezleri var.. Bu kurumlarda insanlar hayata tutunmaya çalışıyor..

İstanbul, Ankara ve İzmir’de kiraların devasa boyutlara ulaştığını herkes biliyor.

Her diyaliz sırasında kullanılan malzemeler yurt dışından dövizle satın alınıyor.. Ancak malum döviz kuru yerinde durmuyor ki, almış başını gidiyor.. Yakalayana aşk olsun…

Giderlerin arttığı herkes tarafından biliniyor bilinmesine de peki bu diyaliz merkezleri bu yükün altından nasıl kalkacak?

Diyaliz merkezleri bu yükün altından kalkamaz ve tek tek kapanırsa, bu hastaların durumu ne olacak? Bilen varsa lütfen bir açıklama yapsın biz de öğrenelim…

Büyük kentlerdeki kiralar ile Anadolu’daki kiralar mukayese edilebilir mi?

Bu sorunu duymamak ve sessiz kalmak uygar topluma yakışır mı?

Zor koşullarda hizmet vermeye çalışan diyaliz merkezleri önünü göremiyor ve kara kara düşünüyorlar.. “Yarın ne olacağımızı bilemiyoruz” diyorlar..

Sarf edilen malzemelerden mi kısıntı yapacaklar, personel sayısını azaltacaklar, servislerde kısıtlama mı yapacaklar bilinmiyor..

Bunun bir formülü var mı? Varsa bizi yöneten büyüklerimizden bir açıklama beklemek hakkımızdır diye düşünüyorum.

“Yer demir, gök Bakır” bağır bağır dur bir duyan var mı acaba?

Sayın Cumhurbaşkanımız  bir toplantıda “Yerli araba üretecek bir babayiğit var mı” diye sormuş, “Biz varız” yanıtını almıştı.

Şimdi ben de soruyorum bu konuyu TBMM’ye getirecek bir babayiğit var mı?

İnanıyorum ki böyle bir babayiğit sayısı tahminimizden çok çok fazladır.

Bu sorunu çözerseniz, diyaliz hastaları minnettar kalacak ve dualarını eksik etmeyecektir..

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.