Kendi zaten bambaşka bir adam olsa da 90’lı yıllara çocukluğu ya da gençliği değenler için çok daha başka bir yeri vardı. Babasından dolayı bir bakıma sanatçı doğmuştu. Buna bir de müzikal zekâsı ve keskin ses rengi eklenince unutulmazların arasına kendini yazdırmıştı. 1991 yılıydı. Suadiye’de oturuyorduk o dönem ve okul yolumun üzerinde kaset satışı yapan yaşlı […]
Kendi zaten bambaşka bir adam olsa da 90’lı yıllara çocukluğu ya da gençliği değenler için çok daha başka bir yeri vardı. Babasından dolayı bir bakıma sanatçı doğmuştu. Buna bir de müzikal zekâsı ve keskin ses rengi eklenince unutulmazların arasına kendini yazdırmıştı.
1991 yılıydı. Suadiye’de oturuyorduk o dönem ve okul yolumun üzerinde kaset satışı yapan yaşlı bir beye ait kırtasiye dükkânı vardı. Babamdan aldığım tüm harçlıkla sürekli yeni çıkan kasetleri kovalardım.
O dönem Harun Kolçak “Beni Affet” isimli albümüyle müzik dünyasına fırtına gibi düşmek üzereydi. Albümü aldım. Okul bitti eve döndüm. Annem albümdeki resme şöyle bir baktı. “Çok güzel çocuktu. 1,5 yaşındayken görmüştüm onu kıvır kıvır saçları çok güzeldi,” dedi. Koşa koşa müzik setinin başına geçtim. Jelatini söktüm ve dinlemeye başladım. Gir Kanıma, Müptelayım Sana derken tüylerim diken diken olmuştu. Çok güzel bir ses ve her biri birbirinden mükemmel şarkılarla tanışmıştım. Ve sonrasında yine çok güzel şarkılar ve albümler. Hele ki Aşkın Nur Yengi ile “Bile Bile” düeti yok mu! İşte o sanırım benim hayatımın şarkısı. En iyi yorumu.
Walkman dönemlerini bilenler o albümün insana gözlerini kapattırıp, Harun’un yerine sahneye çıktığını hayal edip, alkışlardan sanki kendisineymiş gibi nasiplenmesi hissini yaşaması normaldir. Bu şarkılarda aşk acısı çekmiş olmaları olağandır. Karışık kasetlerin listelerinde çokça bulunması ihtimaldir…
Güzel insandı Harun Kolçak. Onun o hayvan sevgisi, barınak ziyaretleri ve en önemlisi bunları kimsenin gözüne sokmadan yapması daha unutulmazdı. Unutulmaz olmak öyle kolay değil. Annesinin ölümüyle dağılan hayatını yaşadığı dizi dizi sağlık problemlerinden sonra toparlaması kolay olmadı. Cuma günü Teşvikiye’de kılınacak namazın ardından Bursa Gemlik’te annesinin koynuna geri dönecek Harun Kolçak.
Bir devrin muhteşem sesinin sahibiydi. Bu öyle bir gidiş oldu ki sanki bugün bir devrin yorganını çekti üzerimize ve karanlığı bırakıp gitti… Öyle bir ışıktı işte… İlk albümünün en sevdiğim şarkısının sözleriyle veda edeceğim üstada.
Nasıl bırakıp gitti bizi günler geceler
Nerede önümüzdeki uzun uzun seneler
Bu hazin bu ezik duruş, kabul ediş neden
Bu hayal kim kim bu resimler
Yıllar yıllar, saçıma gümüş teller
Elime solan güller, yüzüme derin izler çizdiniz
Yıllar yıllar niye batıyor günler
Hani nerede dünler, ya siz nerede bittiniz
Dönemem dönemem artık geriye dönemem
Yaşadım dolu dizgin yorgunum çok dönemem…
Senin ışığın gittiğin yere de yeter. Mekânın cennet olsun serseri müzisyen…