İstanbul’un Yükselen Yıldızı; Sultanbeyli

İstanbul’un Yükselen Yıldızı; Sultanbeyli

Sultanbeyli İstanbul’un 39 ilçesinden biri.

1970’li yıllarda Sultanbeyli, yolu olmayan, ulaşımın çamur içinde sağlandığı küçük bir köydü..

Dağ-tepe içinde yağmurda veya karda yürümenin imkansız olduğu bir yerdi.

Muhtarı rahmetli Abdulkadir Amca (Lakabı Hacı) güler yüzlü sevecen bir insandı, nur içinde yatsın.

Muhtar, haftada bir Kartal’a gelir efsane belediye başkanı rahmetli Mehmet Ali Büklü ile görüşürdü. Büklü de Adulkadir Amca’yı sever, elinden gelen desteği esirgemezdi.

O dönem biz de sık sık Sultanbeyli’ye sık sık gider, grayder, dozer ve elektrik konularında  muhtara elimizden geldiğince yardımcı olurduk.

Abdülkadir Ağabeyin güler yüzünü, beyaz sakalını ve temiz giyimini hiç aklımdan çıkarmam.

Sonra ne mi oldu?

Sultanbeyli alabildiğince hızlı bir göçe sahne olarak büyüdü, nüfusu arttıkça arttı ve sonunda ilçe oldu.

Uzun zamandır gitmediğim Sultanbeyli’yi yakınlarda yeniden gördüm. İlçede büyük bir değişim olmuş. Bu devasa eserleri görmek beni mutlu ediyor..

Eskiden sokaklarından çamurdan yürüyemediğimiz Sultanbeyli’de yerler asfalt kaplanmış, bulvarlar, geniş caddeler, özel hastaneler ve AVM’ler yapılmış ilçe bir sanayi- ticaret merkezi olmuş.

Nüfusun artmasıyla Sultanbeyli trafiği de İstanbul trafiğine ayak uydurmuş oldukça bir yoğunluk olduğu görülüyor.

Sultanbeyli, planlamasıyla çalışkan insanlarıyla bir uyum içinde büyümeye devam ediyor. İlk bakışta dindar insanların yoğunlukta olduğu bir Türkiye mozaiği gözlemleniyor.

Şehir sanki Her biri bir orkestranın elemanı gibi akordu düzgün, aynı tempoyla çalışan profesyonel bir şarkı gibi yorulmadan usanmadan yoluna devam ediyor.

bir gün yolunuz düşerse bir tepeden Sultanbeyli’yi keyifle izlemenizi tavsiye edebilirim. Tabi ki burada yerel yönetimin katkısı çok büyük.

Belediye başkanının İl yönetimi ve merkezi yönetimle uyum içinde çalışıyor olması da bu başarıyı beraberinde getiriyor.

Sultanbeyli’nin kendi içinde mutlaka sorunları vardır, olması da son derece doğaldır. Bu sorunları adeta bir düdükle tencere içinde kendi kendine çözmesi de ayrıca bir başarıdır.
Sultanbeyli’yle ilgili bu övgülere yaparken yanlış anlamaya mahal vermemek için Sultanbeyli Belediyesi’nde hiçbir tanıdığımın olmadığını belirtmek isterim.

Benim Sultanbeyli ile tek ilgim, oğlumun ve gelinimin orada yaşıyor olması. Torun sevgisi nedeniyle artık sık sık Sultanbeyli’ye gitmek durumundayım.

Hani bir söz vardır ya “İnsan tanımadığına düşman olurmuş”

Eminim sizler de yılda bir iki kez bu ilçeye gitseniz, benim düşüncelerimden farklı düşüncelere sahip olmazsınız.

Bir hafta sonunu Sultanbeyli’de g2eçirmeniz dileğiyle sağlıcakla kalın..