İstanbul, Ankara’da dede mesleği çiçekçiliği genişleten İstanbul ailelerinden Sabuncakis’ler, Girit’te bitki kökleri ve çiçeklerden elde ettiği esanslarla sabunlara güzel koku vermesiyle ünlü bir sabun imalatçısı, Girit’ten Midilli’ye oradan da İstanbul’a göç eden İstrati Sabuncakis’in mesleğinden soyadlarını alan Aile, Büyükada Maden Mahallesi’nde bulunan üç katlı 1904 yılında yapılan deniz iskelesi ve havuzu olan köşkün sahipleri olan, […]
İstanbul, Ankara’da dede mesleği çiçekçiliği genişleten İstanbul ailelerinden Sabuncakis’ler,
Girit’te bitki kökleri ve çiçeklerden elde ettiği esanslarla sabunlara güzel koku vermesiyle ünlü bir sabun imalatçısı, Girit’ten Midilli’ye oradan da İstanbul’a göç eden İstrati Sabuncakis’in mesleğinden soyadlarını alan Aile, Büyükada Maden Mahallesi’nde bulunan üç katlı 1904 yılında yapılan deniz iskelesi ve havuzu olan köşkün sahipleri olan,
Sultan II. Abdülhamit döneminde Yorgi Sabuncakis tarafından inşa edilen üç katlı köşk,
Atina Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Profesörlerinden Fotiadis’in tasarımını yaptığı,
Cephenin ortasında ileri ye taşan ve yapıya antik Yunan tapınağı görünümü kazandıran teras,
Köşe sütunları kare, diğer ikisi daire olan dört sütuna oturan üçgen bir alınlık ile taçlandırılan,
Sütunlara oturan lentonun sol köşesine yeni rakamlarla, sağ köşesine de eski rakamlarla
Köşkün inşa tarihi yazılan, Antik Yunan tapınaklarına benzeyen girişiyle üçgen alınlığın
Üst kısmında, ışıklar saçan göz resmi olan Grek tarzdaki köşkün, süsleme ve mimari detaylarında masonluğun sembolü olan ve Tanrı’nın her şeyi gören gözünü simgeleyen gözden dolayı
‘’Gözlü Ev’’ olarak anılan, Binanın giriş katındaki taşın üzerinde beş akasya ağacı bir erkekle bir kadın, erkeğin başında taç bulunan,
Bahçesi ve zemini yoldan aşağıya kaldığından küçük bir köprü yardımıyla giriş yapılan
Köşke ‘’Köprülü ev’’ denilen,
Eski Yunan mimarlığında alınlıkların iki ucuyla ortasındaki sivri tepesine konan, genellikle heykel süslemeleriyle bezenmiş kürsü taşı akroter, sembolik arı kabartmaları bulunan
Binanın giriş taşında bir arı kovanı ve bir arı dikkat çektiğinden bu yüzden ‘’Arılı Ev’’olarak da anılan,
Yapıdan girildiğinde büyük dikdörtgen salonun tavanının ortasında eskiden sekiz pencere ile aydınlatılan ahşap bir kubbe bulunan,
Kubbenin ortasında doğu, batı, kuzey, batıyı gösteren rüzgar gülü ve uçuşan üç kırlangıç resmedilen,
1971 yılında çıkan bir yangında ortadan kalkan kubbe, kasnağı kuşatan aynalı tonozun yüzeylerinde eski Mısır, Asur-Finike, Yunan-Roma ve Hindu mitolojilerinin kutsal üçlüleri resmedilen,
Kubbenin iç duvarları gök mavisi renginde olan, Kubbenin altı bölümünde dört ayrı inanışı simgeleyen freskler bulunan, Gök mavisi olan freskler çeşitli mavi tonda çiçeklerle çerçevelenen,
Köşkün batı cephesinde teras yanlara doğru balkonlarla uzatılan, kare kesitli payelere oturtulan,
Dikdörtgen açıklıklı kapı ve pencerelerin üzerinde basık kemerli alınlıklar yer alan,
Zarif bir mimariye sahip ve Büyükada’nın saray yavrusu köşklerinden olan etkileyici Sabuncakis Köşkü,
Sabuncakis Köşkü
Abdülhamit döneminde yaptırılan
Büyükada’nın saray yavrusu
Unutulmaz anıların
Nadide hanımların
Cesur beylerin
Antik Yunan tapınaklarına benzeyen
Kapıdan
İçeriye girdiklerinde
Salonun muhteşem görüntüsüyle
Karşılaştıklarında
Özenle yapılan bu
Şaşaalı Gözlü Evde
Köprülü Evde
Üzüntülerini unutup mutlu oldular…