Şale Köşkü

Yıldız Sarayı’nın bir parçası olan ve adını Fransızca Dağ Evi anlamına gelen Chalet sözcüğünden alan,

Yüksek duvarlarla çevrili bahçe içinde 19. yüzyıl Osmanlı mimarlığının en ilgi çekici yapılarından olan,

Farklı tarihlerde birbirine bitişik olarak yapılan üç yapıdan oluşan köşkün birinci bölümü 1880’de,

1889’da Sarkis Balyan’a yaptırılan oda ve salonlar yapılarak ek bina ile genişletilen ,

İtalyan Mimar D’Aranco’nun yaptığı üçüncü bölüm ise Merasim Köşkü adıyla tanınan,

Alman İmparatoru II. Wilhelm’in İstanbul’a geldiğinde konakladığı köşk,

Şale Yıldız Sarayı yapılar gurubunda devlet konukevi niteliği taşıyan

Bodrumuyla birlikte üç katlı olan ahşap ve kagir olarak yapılan,
 

Osmanlı konut geleneğindeki Harem ve Selamlık bölümleri görülmeyen,

Yedi kapısı ve ahşap panjurlu pencereleri olan köşkün katları arasında ki bağlantıyı

biri mermer ikisi ahşap zarif merdivenler sağlayan,  zemini duvardan duvara 406 m2lik tek parça Hereke halısıyla kaplı olan, tavanı altın yaldızlı panolarla süslü görkemli Tören Salonu bulunan,

Köşkün döşemesinde Avrupa beğenisi öne çıktığı görülen,

Çırağan Sarayı’ndan getirilen sedefli kapılarında ötürü ‘’Sedefli Salon’’ olarak bilinen,

Osmanlı beğenisini yansıtan yemek salonunun mobilyaları Sultan II. Abdülhamid tarafından

Yıldız Sarayı bünyesinde ki Tamirhane-i Hümayun’da yaptırılan,
 

Dekorasyonda dikkat çeken büyük boyutlu İsveç yapımı Rörstrand çini sobaları olan,

Eski kokan, tarih kokan, yaprakları sararmış dededen kalan kitap gibi kokan köşk,

Günün ilk ışıklarının eski şatafatlı perdelerin yırtılmış dantel kenarları arasından girdiği

yorgun Şale Köşkü…

Şale Köşkü

Adını Fransızca’dan alan

Lalelerin bahçesini süslediği

En çok misafir ağırlayan

Konuk Evi

Özelliği olan

Şatafatlı, görkemli

Köşk

Üzüntülü ve mutlu günlerin tek şahidi olan…