Bir Milletin Ruhudur Değer Bilinci

Yayınlama: 24.06.2025
Düzenleme: 24.06.2025 13:46
A+
A-

Değerler; bir toplumun doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini, kutsal ile sıradanı ayırmasına yardımcı olan inanç, davranış ve anlayış kalıplarıdır.

Genel olarak iki ana gruba ayrılır. Maddi değerler; somut nitelik taşıyan ekonomik, teknolojik veya kültürel unsurlardır. Manevi değerler ise; soyut olan, insanın ruhunu ve toplumsal düzeni şekillendiren unsurlardir. Vatan sadakati, bayrak sevgisi, dürüstlük, misafirperverlik, adâlet duygusu, hoşgörü gibi değerler bireylerin kişilik oluşumunu etkiler, toplumsal birlikteliği sağlar ve ortak bir kültürel hafızanın oluşmasına katkıda bulunur.

Değerlerini kaybeden toplumlar kimliklerini ve geleceklerini kaybetmek tehlikesiyle karşılaşır. Dolayısıyla çocuklarımıza bu değerleri küçük yaşlardan itibaren öğretmek, onları sadece birey olarak değil toplumun aktif birer üyesi olarak da yetiştirmek anlamına gelir.

Her millet maddi ve manevi değerleri sayesinde kimliği, dili, dini kültürü, gelenek ve görenekleri ile şekillenir ve varlığını sürdürür.

Nitekim Cenâb-ı Allah Rad Suresi 11. Ayet-i Kerîme’sinde “Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur” buyurarak, kendi değerlerinden uzaklaşan toplumların kimlik karmaşası yaşaması, kökenlerine yabancılaşması, kendini nerede ve hangi topluluk içinde konumlandıracağını bilememesine neden olacağını ve en nihayet bu durumun aidiyet duygusunu zayıflatarak, içsel boşluklara, toplumsal düzeyde çözülmelere, kültürel erozyona neden olacağını vurgulamaktadır.

Dolayısıyla değerler sadece geçmişin birer mirası değil, geleceğin de temel taşlarıdır. Bu değerleri çocuklarımıza aktarmak bir zorunluluktan ziyâde aynı zamanda bir varlık meselesidir.

Ancak günümüz dünyasında hızlı değişimler, küreselleşmenin etkileri ve dijitalleşmenin getirdiği yeni yaşam biçimleri, değer aktarımını zorlaştırmaktadır.

Bu bağlamda çocuklarımıza hem maddi hem de manevi değerlerimizi koruma, yüceltme, geliştirme ve devam ettirme becerileri kazandırmak ebeveynler olarak büyük bir önem taşımaktadır.

Buna istinâden destekleyeceğinizi umararak diyorum ki… aile, bir çocuğun ilk ve en önemli eğitim yuvasıdır. Çocuk hayata dair ilk kavrayışlarını aile ortamında edinir. Bu yüzden maddi ve manevi değerlerin temeli evde atılmalıdır. Zirâ çocuklar, söylenenden çok büyüklerini taklit ederler. Büyüklerin tutarlı ve örnek davranışları, değerlerin içselleştirmesini kolaylaştırır.

Günlük hayatı yansıtmak, sadece sözlü anlatım ile degil, davranışlarla hayatın içine serpiştirerek model olmalı. Nitekim aile içinde küçük bir paylaşımın ardından teşekkür etmek, dürüst davranışları takdir etmek, sabırla dinlemek gibi.

Diğer yandan maddi kültürün korunması, geleneksel yemekler yapmak, milli bayramlarda evleri süslemek, dîni bayramlarda büyükleri ziyaret etmek, küçük sevgisi, büyük saygısı hatta zaman zaman mezarlıklara gidilerek duâlarda bulunmak gibi meselâ…

Ve olmazsa olmaz diyeceğim, ebru sanatı, seramik, halı-kilim dokuma, ata binme, okçuluk, güreş gibi geleneksel sanatlar ve geleneksel spor aktiviteleri ile çocuklarımızı tanıştırmak da maddi değerlerin aktarımı adına önemlidir.
Unutmamalıyız ki; ailenin çocuk üzerinde bıraktığı etki, okul veya diğer sosyal kurumların etkisinden çok daha kalıcıdır.

Günümüzde çocuklar sadece aile ve okuldan degil sosyal çevrelerinden ve medyadan da etkilenmektedirler. Bu noktada iki yönlü bir etkileşim söz konusudur.

Olumlu etkileri kadar olumsuz etkiler de vardır. Eğitim içerikli programlar, milli değerleri destekleyen diziler, hatta çizgi filmler; belgeseller ve sosyal medya kampanyaları çocuklarda değer bilincini güçlendiren olumlu kullanım alanlarıdır.

Olumsuz etkiler ise tüketim kültürünü aşırı öven, şiddeti veya ben/ciliği normalleştiren nitelikler değer dünyasında ciddi tahribatlara yol açar. Bu nedenle ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocukların medya kullanımına rehberlik ederek yönetmeleri şarttır ve medya okuryazarlığı eğitimi çocukların bilinçli medya tüketicisi olmasına katkı sağlayacaktır.

Değerleri hikayelerle vermek çocukların zihninde daha kalıcı izler bırakır. Atasözleri, masallar ve kahramanlık hikayeleri bu açıdan değerlidir. Ayrıca oyunlar, çocukların değerlerini yaşayarak öğrenmelerini kolaylaştırır. Mesela işbirliği oyunları yardımlaşmayı pekiştirir, empati becerisini geliştirirken aynı zamanda olaylar üzerine düşünmelerini sağlayarak değerlerin neden önemli olduğunu anlamalarına yardımcı olur.

Diğer bir taraftan davranışlar ödüllendirilmeli. Fakat yapay bir rekabete mahal vermeden içtenlikle yapılmalıdır. Dolayısıyla her çocuğun öğrenme becerisi ve algısı farklı olduğundan, yöntemlerde esnek ve yaratıcı olmak da esastır.

Değer aktarım sürecinde bazı güçlüklerle karşılaşmak elbette ki kaçınılmazdır. Geleneksel değerlerin yerine bireycilik, hazcılık gibi akımların öne çıkması kültürel yozlaşmayı tetikler. Medya baskısı çocukların sağlıksız rol modellerle karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Çözüm olarak aileler çocuklarıyla nitelikli olarak zaman geçirmeli ve ortak faaliyetler yapmalıdır.

Eğitim kurumları değer eğitimini, derslerin bir çabası haline getirmeli, ezberci yaklaşımlardan kaçınmalıdır.

Medyada yerel ve milli değerlere yer veren kaliteli içerikler üretilmesi desteklenmeli ve eleştirel düşünme becerileri geliştirerek doğru ile yanlışı ayırt etmeleri sağlanmalıdır.

Şunu kesinlikle ifade etmeliyim ki, yoğun iş temposu ve ne yazık muhatabı olduğumuz çağın geniş bir yelpazede sunduğu dijital bağımlılıklar nedeniyle aile içi iletişimin zayıflamaması, etkileşim eksikliği yaşanmaması açısından bu süreç çok önemlidir.

Her millet değerleriyle bilinir, değerleriyle anılır. Değerleriyle devam eder varlığı, ayakta durur, yaşar, gelişir ve büyür. Peygamber Efendimiz (s.a.s) bu hususta ümmetini şöyle uyarmaktadır: “Kim bir kavme benzerse o da onlardandır.” Öyleyse, bizi biz yapan, bizi ayakta tutan ve en güçlü sığınağımız olan maddî ve manevî değerlerimize; inancımız, tarihimiz ve kültürümüzle bağdaşmayan bâtılı izâle edip örf, adet ve geleneklerimize sahip çıkalım.

Son olarak vurgulamak istediğim şudur ki, maddi ve manevi değerlerimiz millet olarak sahip olduğumuz en kıymetli hazinelerimizdir. Bu değerlerin korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması ancak bilinçli bir eğitim süreci ile mümkün olacaktır. Aile, okul, sosyal çevre ve mekân bu sürecin temel aktörleridir. Çocuklarımıza değerlerimizi öğretmek, onlara sadece bilgi vermek değil, onları karakterli, sorumluluk sahibi, topluma katkı sunacak bireyler olarak yetiştirmek demektir.

Bu görev hepimizin omuzlarındadır. Çünkü ancak değerlerine sahip çıkan bir toplum geleceğini güvenle inşa edebilir.
Bâki muhabbet ile…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
  1. Kudret Akay dedi ki:

    Degerlerimiz bizim en kiymetli hazinemiz ne güzel deginmissiniz manevi degerlerimiz , ata sporlarimiz, el sanatlarimiz bizi biz yapan unsurlardir ki cocuklarimiza örnek olup onlari yonlendirmeliyiz