Sosyal medyadaki kibir abideleri!

Yayınlama: 30.10.2025
A+
A-

İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte 2000’lerin başında Türkiye’de internet erişimi hızla artmaya başladı..
Ancak o yıllarda sosyal medya kavramı henüz hayatımıza girmemişti..

Türkiye’de sosyal medyanın gelişimi, dünyadaki genel internetleşme süreciyle paralel ilerledi ama kendine özgü bir seyir izledi..
Türk insanı interneti öğrendikten sonra önce forum sitelerinde yazışmaya başladı..
Ardından Türkiye’nin ilk yerli sosyal ağı olan Yonja ile tanıştık..
Yonja, arkadaşlık kurma ve fotoğraf paylaşma temelli bir siteydi..

2007’den sonra hayatımıza Facebook girdi..
Önce üniversite öğrencileriyle başlayan bu platform, kısa sürede her yaş grubunun kullandığı bir mecra haline geldi..

2011’deki futbolda şike süreci ve 2013’teki Gezi olaylarıyla birlikte Twitter, (şimdiki adıyla X) tüm Türkiye’nin benimsediği bir mini blog platformuna dönüştü..

Instagram 2012’den itibaren hızla popülerleşti.. Fotoğraf paylaşımıyla başlayan bu uygulama, Türkiye’de en hızlı büyüyen sosyal ağlardan biri oldu..

YouTube 2008’den sonra bir dönem yasaklansa da sonrasında Türkiye’nin en önemli içerik platformlarından biri haline geldi.. Ve halen çok popüler..

2016’dan sonra ise Snapchat ve TikTok, genç kuşak arasında kısa video kültürünü yeniden tanımladı..

TikTok bazı paylaşımlar nedeniyle hem Türkiye’de hem dünyada tartışmalara yol açsa da, günümüzde en popüler sosyal medya platformudur..

2000’li yıllarda Türkiye’nin yalnızca yüzde 5’i internet kullanırken, bugün 70’li yaşlarda bile sıkı sosyal medya kullanıcıları görmek mümkün..

Ancak geçen yıllarda dikkat çeken bir kültür oluştu..
Eskiden birimizin paylaşımını başta yakınlarımız olmak üzere herkes beğenirdi..
Fakat son zamanlarda “yalakalık” olarak görülmeye başlandığından beri kimse kimsenin paylaşımını beğenmez oldu..

Ne yakınlarımızın, ne dostlarımızın, ne de iş arkadaşlarımızın paylaşımlarını beğeniyoruz..
Görüyoruz ama asla beğenmiyoruz..
Beğenmek sanki küçüklük gibi algılanıyor..

Bu konuda en dikkat çekici örnekler ise yerel siyasetçiler..
Onlarla ilgili haber paylaşıyoruz, fotoğraflarını kullanıyoruz, etiketliyoruz ama maalesef olumlu ya da olumsuz hiçbir tepki almıyoruz..

Yerel gazeteci arkadaşlarla sohbet ettiğimizde bu konular sıkça gündeme geliyor..
Kimse en yakın arkadaşının paylaşımını bile beğenmiyor..

Geçtiğimiz günlerde bir fotoğraf paylaştım..
670 kişi görmüş ama sadece 13 kişi beğenmiş..
Gülelim mi ağlayalım mı bilemedim..

Ben, beğeni konusunda cimri davrananlara “sosyal medyanın kibir abideleri” diyorum..
Bilmem, bana katılır mısınız?..

Doğru karar

Yaklaşık 10 yıldır çeşitli seminerlerde internetin çocuklar ve gençler üzerindeki zararlı etkilerini anlatıyorum..

Hatta bu konuda basılmış iki kitabım da var..

Son dönemde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere hükümetin sosyal medyayı 16 yaşla sınırlandırma çalışmalarını haberlerde izledik..
Bence de doğru bir karar..

Sosyal medyaya giriş yaşı en az 16 olmalı..
Hatta çocuklara 14 yaşından önce akıllı telefon alınmamalı..

Artık birçok demokratik ülkede bu kural uygulanıyor..
Hatta bazı liselerde cep telefonu yasağı bile var..

“Aman filanca çocuğuna şu marka telefonu almış, ben de almalıyım; çocuğum eksik kalmasın” anlayışından kurtulmalıyız..
Çocuğumuzu kıramıyoruz diye yanlış kararlar almayı bırakmalıyız..

Sağlıklı nesiller yetiştirmek istiyorsak eğitime önce kendimizden başlamalıyız..

Yeni doğmuş çocuğuna sosyal medya hesabı açan bazı ünlüleri de örnek almamalıyız..

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.