Gelelim birilerinin hayatının anlatıldığı filmlere. Gönül isterdi, her harika filmi burada yazayım ama bunun için ne sayfa yeter, ne de ömrüm. Bu yüzden, beni etkileyen veya aklımda yer etmiş olan filmlerden bir kaç tanesinden bahsetmek istiyorum. Bakalım, benimle aynı fikirde olan birileri çıkacak mı? Sanırım bir dönem herkesin merakla izlediği filmlerden biri Julia Roberts’in Erin […]
Gelelim birilerinin hayatının anlatıldığı filmlere. Gönül isterdi, her harika filmi burada yazayım ama bunun için ne sayfa yeter, ne de ömrüm. Bu yüzden, beni etkileyen veya aklımda yer etmiş olan filmlerden bir kaç tanesinden bahsetmek istiyorum. Bakalım, benimle aynı fikirde olan birileri çıkacak mı?
Sanırım bir dönem herkesin merakla izlediği filmlerden biri Julia Roberts’in Erin Brockovich’i canlandırmış olduğu filmdir. Bizdeki adı ne hikmetse Tatlı Bela’dır. Bu biyografide; günümüzde gazeteci ve suç programı sunucusu olan Brockovich’in, yaşadığı zor dönem anlatılıyor. Hayatının bir döneminde yaşadığı maddi sıkıntılar, bir avukatın asistanlığını yaptığı zamanlar ve dönüm noktası aktarılıyor.
Bir diğer aklıma gelen film ise İçimdeki Deniz’ dir. Bu film aynı zamanda Javier Bardem’in de çıkış noktasıdır. Filmin orjinal adı Mar Adentro’dur.
Geçirdiği bir kaza sonucu 30 yılını felçli olarak yatakta geçiren Ramon Sempedro’nun; tam hayattan ümidini kestiği sırada bir kadın sayesinde yeniden hayattan tat almaya başlamasını ve adım adım kurtuluşa doğru gitmesini anlatılıyor.
Akıllarda kalan başka bir film ise Russel Crowe’nin John Nash’i canlandırmış olduğu A Beautiful Mind, yani Akıl Oyunları’dır. Uzun bir süre Şizofreni ile mücadele vermiş olan Nobelli matematikçi John Nash’in hayatını izlemek isterseniz listeye ekleyebilirsiniz. Russel Crowe bu filmle Oscar kazanmaya çok yaklaşmıştır ancak heykelciği bir önceki filmi Gladyatör ile almıştır.
Açıkçası bunların dışında beni etkileyen esas filmlerden bir tanesi de Roman Polanski’nin yönetmiş ve Adrien Brody’nin başrolde oynamış olduğu Piyanist’ tir. Brody bu filmdeki performansıyla Oscar kazanmıştır. Filmde, Polonya’nın yetenekli piyanistlerinden olan Wladyslaw Szpilman’ın ikinci dünya savaşı döneminde nasıl hayatta kaldığını anlatılıyor.
Listemde olmazsa olmaz başka bir soykırım dönemi filmi daha var. Bu elbette Schindlerin Listesi’nden başka bir şey değil! Steven Spielberg’ün çektiği ve başrolünde Liam Neeson’un oynadığı film Nazi Almanyası’nda 1000 kişinin üzerinde Yahudinin hayatını kurtarmış olan Nazi Partisi Üyesi Oscar Schindler’in hayatı anlatılıyor. Ölmeden önce izlenmesi gereken filmler listesinde her zaman üst sıradadır.
Biraz daha komik bir hikaye arayacak olursak, mutlaka Sıkıysa Yakala filmini listeye koyarım. Yine bir Steven Spielberg filmi olmazsa olmazlardan. Leonardo Di Caprio’nun canlandırdığı Frank Abagnale Jr.’un 19 yaşından önce yapmış olduğu inanılmaz dolandırıcılık hikayesini anlatıyor. Sahte bir pilot, avukat ve doktor bile olan ve sahte çeklerle milyarlar kaldıran bu dolandırıcının peşindeki FBI ajanının rolünü ise Tom Hanks üstleniyor.
Dediğim gibi bu liste uzar gider o nedenle bir kaç tane daha aklıma gelen filmi kısa kısa yazacağım. Eğer bu filmleri izlemediyseniz, bence listenize ekleme zamanı gelmiş de geçmiş demektir. Örneğin: Patch Adams, Milyonluk Bebek, Cesur Yürek, Sıkı Dostlar, Para Avcısı, Canavar, 127 Saat, Milk, Ed Wood, Özgürlük Yolu ve sayamadığım daha niceleri.
Herkese iyi seyirler.