Hep aşk meşk yazmak istemişimdir. Ama bir güç beni bundan alıkoyar. Çünkü içinde aşırı duygusallık barındıran bu konu, aslında bir uzmanlık alanı değil. Aksine herkese göre değişkenlik gösteren bir durumdur. Ne yazılırsa yazılsın, pastanın üzerindeki jöle gibi hareket ettikçe farklı yönlere gidip-gelmeye müsait ve aynı zamanda o jölenin görüntüsü gibi de iştah açıcıdır. AKLIMDA DELİ SORULAR […]
Hep aşk meşk yazmak istemişimdir. Ama bir güç beni bundan alıkoyar. Çünkü içinde aşırı duygusallık barındıran bu konu, aslında bir uzmanlık alanı değil. Aksine herkese göre değişkenlik gösteren bir durumdur. Ne yazılırsa yazılsın, pastanın üzerindeki jöle gibi hareket ettikçe farklı yönlere gidip-gelmeye müsait ve aynı zamanda o jölenin görüntüsü gibi de iştah açıcıdır.
AKLIMDA DELİ SORULAR
Peki o zaman birlikte bir düşünelim, aşkla ilgili ben ne yazabilirim? -Belki kendi bakış açımdan duygu ve düşüncelerimi.
Peki bu ne işe yarar? -Bence yok hiçbir işe yaramaz. Çünkü aşık insan; kör, sağır ve dilsizdir. Bence yarı delilik halindedir. Kararları objektif olamaz, acıları ve sevinçleri ise çok abartılıdır. Bak bu tespit doğru işte.
Ben bu düzlemde bir yazı yazarsam ayakları yere basar belki.
Ama aşkta ayakların yere değmesi mümkün mü? -Tabii ki hiç değil.
En iyisi hiç aşık olmamak mı? -Yok o da olmaz. İnsan ömründe en az bir kez aşk ile sınanmalı. Çünkü hayat döngüsünün tamamlanması buna bağlı.
Tamam ben yine de bildiğimi yazıyorum. Birine bir ışık tutamazsa da kendime bir not düşerim belki. Bence insan illa aşık olmalı. Şanslı ise bir ömür sadece bir insana. Çok şanslı ise ömründe birkaç kez.
Aşk ne mi yapar insana? -Dağı delen Ferhat’a ne yaptırdıysa onu yaptırır. Kıskanç, ısrarcı, şuursuz ve itici de olunabilir; tam tersine reaksiyon göstererek sert mizacı yumuşatabilir, dert de dinletir, problem de çözdürür.
Ama en güzeli ne biliyor musunuz, aşkın getirdiği bakış açısı ve yaydığı olumlu duygular, sorunlarla başa çıkmayı olanaklı hale getirir. Yaraları sarar. Çiçek açtırır.
Şimdi soru sormaya devam edelim. Her aşık çift aynı derecede birbirini sever mi? -Bence sevmez. Zaten sevgi, bir kere ölçülebilir bir kavram değil. Ve birlikte oldukları her dönemde de aynı anda aynı derecede sevmez. Kişilere göre, dış etkenler, özel problemler gibi sebeplerle iniş ve çıkış gösterir sevgi ibreleri. Tabii bu taraflarca hissedilir ve tartışmalara neden olur. Halbuki biraz sabır ve zamana bırakma ilacı iyileştirir bütün yaraları. Ama aşık insan, maalesef bu konuda sabırlı değildir. Aslında “sabır” kelimesi ile arası iyi değildir. İçinde durmadan soran ve acele eden bir yaratık vardır ve o bu içindeki aç hayvanı doyurmak zorundadır. Kalbi, beynine hükmeder. Bu arada hastalanıp, kıskançlığın ekşi meyvesini tadan da olur.
Sonra aşk biter. Bir nedenle biter. Nefrete dönüşeni vardır, hiçbir duygu hissedilmeyeni vardır.
Bazıları ayrılık acısı yaşar, bazıları bir anda soğur.
Yani “aşk” konusunda yazı yazmak bence okura bir bilgi vermez. Aşk üzerine yazılanlar, hiçbir yere varmaz. Çünkü bu duygu herkes için farklı anlamlar yüklüdür, herkesin her aşamada reaksiyonları farklıdır. Sadece yaşanmış bir aşkı, yaşayan tarafın anlatması bir tat bırakabilir. O kadar.
SONSÖZ
Bana göre aşk, her şeye rağmen olduysa, şartları yoksa, birlikte iken gölge düşürmeden yaşandı ise araya zaman da girse, mekan da değişse ve bitse bile bitmez. Bitemez. Bitmesin de.
“Aşk biterse geriye ne kalır ki.”