Bazen sessizlik de konuşur…

Yayınlama: 20.07.2025
Düzenleme: 20.07.2025 14:22
A+
A-

Köşemi genellikle toplumun istisnasız her kesimini ilgilendiren konulara ayırırım.. Ama bu kez sizlerle dertleşmek istiyorum.. Toplumsal konulara hafta içi yeniden gireriz..

Bazen insan, hiçbir şey söylemeden anlatır derdini.. En gürültülü sessizlikleriyle, en derin haykırışlarıyla konuşur aslında..

Kelimeler tükenir bir noktada.. Cümleler yetersiz kalır.. İçindekiler ne kalbe sığar, ne de dudaklara dökülür.. Ve o an gelir; insan sadece susar..

Ama bu suskunluk, sıradan bir sessizlik değildir.. Bu, içe doğru atılmış bir çığlıktır.. Gözlerden kaçan bakışlarda saklı bir sitemdir..

Anlatmak isteriz hep.. Anlaşılmak isteriz.. Duyulmak, fark edilmek, varlığımızla bir iz bırakmak isteriz.. Ama bazen anlatmak için ne hâlimiz kalır, ne de hevesimiz..

Çünkü bazı duyguların kelimesi yoktur.. Bazı acılar, dile gelecek kadar yüzeyde değildir.. Sadece hissedilir, sadece yaşanır..

Hayal kırıklığına uğramak.. Güvendiğin birinden darbe almak.. Değer verilmediğini hissetmek.. Bunlar insanın içini sessizce oyan şeylerdir..

Ve bazen o kadar yorgun hissederiz ki.. Ağlamak bile lüks gelir.. Gözyaşlarımız bile içimize akar..

Bir dostun omzuna yaslanmak isteriz belki, ama anlatacak gücümüz yoktur.. Sadece göz göze geliriz.. Ve o bakışta bin cümle saklıdır..

Bir mesaj gelir, açar bakarız ama yazamayız.. Bir soru sorulur, duymazdan geliriz.. Çünkü kelimeler değil, kalp yorulmuştur..

Bu bir suskunluk değil sadece.. Bu, bir anlatma biçimidir.. “İyiyim” diyemeyecek kadar kırılmış olmanın dışavurumudur..

Gerçek sessizlik, “İyiyim” kelimesini yutkunmaya başladığımız yerde başlar.. Orası, artık görünmek istemediğimiz, ama görünmeyi en çok hak ettiğimiz yerdir..

Toplum olarak sesi yükselteni duymaya alıştık biz.. Haykıranları, yazanları, isyan edenleri görüyoruz.. Ama ya sessiz kalanlar.. Onlar ne olacak..

İçine dönenleri, bir kenarda sessizce duranları kim fark edecek.. Belki de en çok onların sesi duyulmalı.. Çünkü susan biri sadece konuşmayı bırakmamıştır.. O, artık anlaşılmayı beklememektedir..

Sustukça içi dolan insanlar var bu hayatta.. Konuşmak istemeyen değil, artık konuşamayanlar.. Söylenecek her şeyi yutan, yutkundukça boğulan insanlar..

Ve belki de onlara “Neden sustun?” demek yerine.. “Seni gerçekten dinlemek istiyorum..” demek gerek..

Çünkü sessizlik boş bir alan değildir.. O, bazen kelimelerden çok daha yoğun bir anlam taşır..

Sessizlik, bir deniz gibidir.. Ne kadar derin olduğunu içine dalmadan anlayamazsın..

Bugün belki birilerinin sessizliğini duymaya çalışmalıyız.. Bir dostumuzun sessiz bakışlarını, cevapsız mesajlarını, uzaklaşan adımlarını fark etmeliyiz..

Çünkü bazı insanlar sustuklarında bağırıyor olabilir.. Ve o bağırış, hiçbir kelimeyle anlatılamayacak kadar gerçektir..

Bir Yorum Yazın

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

Ziyaretçi Yorumları - 4 Yorum
  1. Meral YAĞMUR dedi ki:

    Ve bir gün,
    Yorgunluk diner usulca.
    Gözyaşı dışa akar,
    Ruhu hafifleten bir dua gibi.

    Bir gün,
    Göz göze gelinen her sessizlik
    Bir cümleye dönüşür.
    “Anlıyorum” dersin,
    Ve o, her şeyden daha çok iyi gelir.

    Bir gün,
    O mesajlara cevap yazarsın.
    Kelimeler korkmaz artık,
    Çünkü kalbin yeniden atar yazıya.

    Bir gün,
    Sana “İyiyim” deme cesareti değil,
    “Yorgunum ama geçecek” deme gücü gelir.
    Ve o gün,
    Kırgınlığın yerden filiz verir umut.

    Bir gün,
    Görünmekten korkmadığın
    Ama görünmeye de ihtiyaç duymadığın
    O güçlü hâline kavuşursun.

    Çünkü her gece biter,
    Her sabah yeniden doğar.
    Ve hep öyle…
    Yeniden doğarsın,
    Usulca, ama mutlaka…

    Duygusal bir anlatıma, umut ile dolu şiirimsi bir yanıt yakışır diye düşündüm hocam. Yüreğinize sağlık.

    1. İsmail Polat dedi ki:

      Kaleminize sağlık hocam

  2. İlknur Adalıoğlu dedi ki:

    Bu kez tamda içimi sesiz çığlığımın sesi olmuşsunuz..tamda böyle hissediyorum

  3. Nurcan Akçay dedi ki:

    Emeğine, kalemize sağlık. Duygularımıza tercüman olmuşsunuz.