Bebek Mahallesinde deniz tarafında Bebek parkının içerisinde, Bebek vapur iskelesinin batısındaki Bebek Camii, Hümayun-u Abad Camii ismi ile de anılan, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından padişah III. Ahmed adına 1726 yılında yaptırılan cami alçak beton duvarlarla çevrili avlu içinde olan, Hadika’da Hüseyin Ayvansarayi’nin verdiği bilgiye göre; ‘’Fevkani bir camii, altında mektebi ve minaresinin altında […]
Bebek Mahallesinde deniz tarafında Bebek parkının içerisinde, Bebek vapur iskelesinin batısındaki Bebek Camii, Hümayun-u Abad Camii ismi ile de anılan,
Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından padişah III. Ahmed adına
1726 yılında yaptırılan cami alçak beton duvarlarla çevrili avlu içinde olan,
Hadika’da Hüseyin Ayvansarayi’nin verdiği bilgiye göre;
‘’Fevkani bir camii, altında mektebi ve minaresinin altında çeşmesi vardır.
Minareye çeşme haznesinden çıkılır. Avludaki kapısından girince karşımıza çıkan çeşme üzerindeki küçük kitabede ‘’Ve minel ma-i külli şeyh’in Hay, sene 1138’’ sözü yazan, Karşısındaki tek hamam (Bebek Hamamı) bu caminin vakfı olan yapılardandır. Camii Şerif’in yanında Hümayun’u Abad adında bir kasr vardır ki halk ağzında Bebek Köşkü denilir.’’
Hünkar mahfili de bulunan, alt katındaki bir mektep ve minaresinin yanında çeşmesi ile fevkani bir bina olup kagir ya da ahşap olduğu bildirilmeyen
Onarımlarla 20. Yüzyılın başlarına kadar gelen cami uzun zaman bakımsızlıktan harap olunca Bebek Camii Evkaf Nazırı Mustafa Hayri Efendi tarafından yıktırılıp, Vakıflar Baş Mimarı Kemalettin Bey’e 1913 yılında aynı yerde
Bugünkü cami yaptırılan, kitabesi son cemaat yerinin orta kemeri üzerinde olan,
Hadika’da minare altında olduğu söylenen çeşme bu ve eğer yeni cami
Yapılırken yerinden kaldırılmamış ise eski Bebek Camii’nin minaresinin yeri
Bu çeşmenin bulunduğu noktada olmak lazım gelir. Bu takdirde eski caminin denize daha yakın hatta leb-i deryada olduğu anlaşılır.
Bebek Camii, kare planlı kesme küfeki taşından inşa edilen,
Dört duvar üzerine oturtulmuş yüksek bir kasnak üstünde bir kubbe ile örtülü harim ile üç bölümlü son cemaat yeri revakından oluşan yapı,
Mimar Kemalettin ile Vedat Tek Bey’lerin öncülüğünde o dönem yapılarına
Egemen olan Birinci Ulusal Mimari üslubunun önemli bir örneği olan,
Kuzey avludan düzayak son cemaat yerine girilen,
Son cemaat yeri, üç açıklıklı, dört sütunlu olup, açıklıkların üzerinde üç adet kubbe mevcut olan ve açıklıklar 1991 yılında camekanla kapatılan,
Kare planlı harim, merkezi kubbe ile dört köşede ve mihrap üzerinde
birer olmak üzere beş yarım kubbeye sahip olan cami,
Merkezi kubbe, duvarlara bitişik sekizgen şeklindeki sekiz ayağa oturan,
Dışarıda bu ayakların üzerinde ağırlık kuleleri bulunan,
Giriş kapısının iki yanında ahşap korkuluklu müezzin mahalleri olan,
Soldaki mahalde camekanlı imam odası, sağdakinde, üst mahfilin ahşap merdivenleri yer alan, Ahşap üst mahfil harimde dört ahşap direkle taşınan,
Harim duvarlarında altı adet kemerli ve dikdörtgen pencere bulunan,
Kemerin içinde üçer, kubbe kasnağında on altı adet alçı içlikli,
sivri kemerli vitraylı pencere yer alan,
Üstünde bitki motifli bir taç olan mermer mihrabın iç tavanı mukarnaslı,
Ahşap minber oymalı olup üstünde bir külah ve alemi bulunan,
Güneydoğu köşesindeki vaaz kürsüsü ahşap olan,
Kubbe içleri, pencere çevreleri kalem işi motiflerle bezenen,
Levhalarla süslü duvarlarındaki yazılar ünlü hattat İsmail Hakkı
Altunbezer ve Macit Bey’in ellerinden çıkan,
Dışarıda bütün kubbenin ve ağırlıklı kulelerinin üzeri kurşun kaplama olan,
Kubbelerin üzerlerinde sarı pirinç alemler yer alan,
Caminin sağ duvarına bitişik olan minare kaidesi kare, gövdesi çokgen,
Taş şerefenin altı mukarnaslı ve sivri külahlı kurşun kaplama olan,
34 pencere ile aydınlatılan ve bitkisel motif işlerinin kusursuzluğu ile taş işçiliğinin en güzel örneklerinden olan Bebek Camii,
Tarihini ve tanık olduğu olayları her adımda gösterircesine ayakta…