​Bu sezon çocukların olsun!

Türkiye Süper Ligi 11 Eylül itibari ile yeni sezon açılışını yapıyor. Pandemi süreci devam etmesi nedeni ile Türkiye Futbol Federasyonu ilk yarı maçlarının seyircisiz oynanacağını açıkladı. Açıklamasını ise “Bilim Kurulu’nun görüşü dikkate alınarak, ilk yarı maçları seyircisiz oynanacak” şeklinde belirtti.

Ben buradan Bilim Kurulu, Türkiye Futbol Federasyonu ve Kulüpler Birliği yetkililerine seslenmek istiyorum. Bu sezon tribünleri çocuklara açsak çok daha güzel olmaz mı? Her kulüp tribünlerini onda bir kapasite ile çocuklara açsa mesela… Maçların seyirciler ile onandığı zamanlarda çocuklarını maçlara götüremeyen ebeveynler içinde çok büyük bir avantaj olabilir bu durum.

Şöyle düşünelim mesela;  Pandemi yokken dört büyüklerden herhangi bir takımın, kendi evindeki önemli bir maç oynanacak. Tribünlerde inanılmaz bir kalabalık ve o kalabalığın çoğu stresli. Sahada olan en küçük yanlışa, en ufak bir hakem hatasına veya herhangi arada bir pozisyona bu stresli kalabalığın abartılı tepkileri çocukları korkutabilir, ilgi odaklarını kaydırabilir veya psikolojik başka şeylere neden olabilir. Bir de o kalabalıkta çocukla ilgilenmek, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak çok daha zor olacağını bilen ebeveynler için tribünlere çocuklarını götürmeme sebeplerinin bir kısmı diyebiliriz.

Şimdi ise maçların seyircisiz oynanması yerine tribünleri onda bir kapasite ile çocuklara açabiliriz. Bunu yapmak için başında velisi ile gelecek çocuktan, velisi ile birlikte HES kodu, sağlık raporu istenebilir. Tribünleri sosyal mesafe kuralına göre koltuklarını sıralayabilir ve bu koltuklara bilet satışı yapılabilir. Tribün geliri gözetemeyen kulüpler için de küçükte olsa ekonomik bir artı olabilir. Mesela 0-6 yaş arası çocuklardan bilet fiyatı alınmaz, 7-12 yaş arası çocuklara biletler yarı fiyatına tahsis edilir ve çocukları ile gidecek olan ebeveyn için bilet fiyatı normal bilet fiyatı olarak ücretlendirilebilir. Tabii bu fiyatlandırma yetkililerin uygun gördüğü duruma göre şekillendirilir. Ben sadece ortaya bir fikir atıyorum.

Eğer tribünleri bu sezon çocuklara açacak olursak herkese bir dünya faydası olacaktır.

En başta tribünde şiddet, kavga, protesto, küfür yerine (bunlar sürekli oluyor diyemeyiz tabii) cıvıl cıvıl bir tribün görmek güzel olmaz mı?

Anne ve babasının süslediği rengarenk kıyafetleri ile destekledikleri takımın maçını izlemeye gelmiş mutlu çocuklar her göreni mutlu etmez mi?

Tribündeki kalabalık, gürültü ve kargaşa nedeni ile hiç maç izlemeden çıkan çocukların, gerçekten maç sahada nasıl oynanır diye odağını sahaya kaydırması çok daha iyi olur. Belki sahada maçın nasıl oynandığını görmesi, bir kaleci nasıl durur, bir futbolcu neye göre pas verir veya çalım atar, bir hakem düdüğünü hangi durumlarda çalar, bir gol nasıl atılır gibi basit gözlemlenecek durumlara sahada vakıf olması belki geleceğini şekillendirebilir. Belki burada etkilendiği bir hareket ve olgu ile kendini çok iyi eğitebilecek bir sporcunun ilk adımları atılabilir.

Düşünsenize 5 yaşındaki yeğeninizi götürdünüz maça ve o sırada rakip takım penaltı kazandı. Rakibin kullandığı vuruşu kaleciniz harika bir şekilde çeldi ve golü önledi. Nasıl sevindirici bir durum değil mi? Peki aynı kurtarışı sizin yanınızda seyreden yeğeninizin “Dayı bende bu kaleci gibi olmak istiyorum” dediğini duyduğunuzdaki sevincinizi tarif edebilir misiniz?

Bilet gelirlerinin bir kısmı Kulüpler Birliği önderliğinde, maçın oynandığı şehir için yapılacak olan gençlik akademilerine harcanabilir bile. Tabii bizim böyle projelerimiz var mı onu bilemiyorum.

Kısaca birçoğumuz maçı tribünden izlemeye giderken en büyük nedenlerimizden biri stres atmak oluyor. Halbuki sahada oynanan maçı tribünden nasıl izlememiz gerektiğini bize bu çocuklar baştan öğretebilir. Bazen basite inmek, şu an ve gelecek için çok daha faydalı olabilir.

Tüm yetkililere tekrar sesleniyorum;

Bu sezon tribünler çocukların olsun!