Şampiyona Samsun’dan çelme Başakşehir’den hediye

Geçtiğimiz hafta sonu Fenerbahçe kendi evinde Samsunspor 1-1 berabere kalarak 2 puan kaybetti. Bu maçta 450 tutarlı pas atarak ve 24 şut denemesiyle oyunu domine etmesine rağmen son vuruşlarda ki şanssızlıkla maçı koparamadı. Bu puan kaybıyla en yakın takipçisi Galatasaray ile arasındaki puan farkı üçe çıkartabilmiş ve aynı gün Galatasaray Trabzonspor deplasmanında 5-1 gibi farklı bir galibiyet alarak bu puan farkını sıfırlamıştı. Samsunspor maçı sonrasında Fenerbahçe teknik direktörü İsmail Kartal yaptığı oyuncu değişiklikleriyle çok eleştirilmiş ve puan kaybının en büyük sorumlusu olarak lanse edilmişti. Hatta birçok Fenerbahçe taraftarı bu haftaları puansız kaybetmenin ne kadar önemli olduğunu dile getiriyordu. Çünkü onlara göre travmatik bir şekilde, son yıllarda süregelen bir lig sonunu getirememe sendromuna tutuldukları tümevarımı vardı. 

Hafta içine gergin giren Fenerbahçe bu sefer Başakşehir deplasmanına konuk oluyordu. Başakşehir, bu sezona kötü başlamıştı. Ligin ilk üç haftası puan kazanamamışlardı ve üçüncü hafta sonunda Teknik direktör Emre Belözoğlu ile yollar ayrıldı. Daha sonrasında Çağdaş Atan ile anlaşan ve kaybettiği puanları telafi etme çabası ile göz dolduran bir Başakşehir olmuşlardı. Hatta Fenerbahçe maçı öncesi son sekiz maçını kaybetmemiş bir takım olarak maça çıkacaklardı. 

Maç başlarığında;

Fenerbahçe maça yine dominant başladı ve rakibine yine daha ilk dakikalardan üstünlük kurdu. İlk yarının sonlarına doğru Başakşehir’li Figueiredo kırmızı kart gördü. Zaten 33. Dakika da sakatlanan Ömer Ali yerine Emirhan değişikliği yapmak zorunda olan Başakşehir için işler planlanın dışında gerçekleşmeye başlamıştı. İkinci yarıya 10 kişi başlayan Başakşehir hocası Çağdaş Atan 58. Dakikada santrafor Piatek’i çıkartarak yerine forvet Keny’i oyuna sürdü. Böylelikle taktiksel anlamda daha çok kapanarak hızlı kontralar deneyeceğini göstermiş oldu. Buraya kadar sorun yok. Sorun, ikinci yarıda verilen kararlar ile alakalı.  Fenerbahçe her geçen dakika 1 kişi eksik rakibine biraz daha bastırmaya başladı. Futbolla alakadar olmuş herkes az çok bilir. Eğer bir takım ikinci yarıya eksik başlıyorsa maçı tutabilmek için orta saha oyuncularına aşırı yük binecektir. Nitekim böyle de oldu. Onur ve Berkay kendilerini aşırı yıpratıyordu ve sonlara doğru performansları (pas yüzdeleri, pas tercihleri, kazanılan ikili mücadele) iyice düştü. Ama nedense Çağdaş hoca maçı sadece forvet değişikliği ile bitirmeye kararlı gibiydi. Kenarda Aleksic, Mahmut Tekdemir ve Souza gibi isimler varken değişiklik olmadı. 90+4 te ceza sahası dışından çekilen şutun karşısına yorgunluktan bitme noktasına gelen Onur geçmeye çalıştı. Belki yorgun olmasaydı kolunu açmayacaktı fakat bunu aynı pozisyon başka bir maçta tekrarlanırsa görebileceğiz. Onur’un koluna çarpan top penaltıya neden oldu. Penaltı sonrası Fenerbahçe 3 puanı alıp evine dönen taraf oldu. Fenerbahçe zaten hak etmişti diyebiliriz tabii fakat son dakikalarda oyunu soğutmak için bile olsa oyuncu değiştirilebilirdi. Geçen maçta İsmail Kartal’a yaptığı değişikliklerden dolayı yüklenenler bu maç için Çağdaş Atan’a teşekkür etmeliydi. 

Dip Not: İsmail Kartal yaşananlardan ders aldığını hemen gösterdi ve bu maç Tadic, Szymanski ve Dzeko yu sahada tutarak az değişiklik ile maçı tamamladı. 

Gelelim bugüne; 

Bugün yine bir Başakşehir maçı vardı. Bu sefer Konya deplasmanında daha ilk yarının hemen başında 2-0 geriye düştüler. İkinci yarıya oyuncu değişikliği ile başlayan Başakşehir 67. Dakikada skoru 2-1 e getirdi. 77. Dakikada bir oyuncu değişikliği daha yapıp 79 da skoru eşitlemeyi başardılar. Her ne kadar Konya deplasmanları bu sezon eskisi gibi zorlu olmasa da yine de 2-0 dan maçı döndürmek zordur. Oyunun genelinde Başakşehir hakimiyetini sağlamıştı. 89. Dakikada 2 oyuncu değişikliği daha yaparak takımın direncini de arttırdılar. 90+2. Dakikada 3-2 öne geçerek üç puanı almayı başardılar. 

Bana göre Fenerbahçe ve Galatasaray şu an ligimizin çok üstünde iki takım. Bu iki takımla maça çıkacak olan oyuncular da, antrenörler de, tribünlerde hatta tüm kulüp ayrı bir konsantrason ile hazırlanır. Maç ayrı bir havada geçer bu iki kulübe karşı oynayan takımlarda. Kendilerini gösterebilecekleri en iyi zamandır çünkü. Bazen fazla konsantrasyondan hiç yapılmayacak hatalar da yapılabilir ve bunları anlayabilirim. Peki merakımı size yöneltecek olursam eğer; Sizce Fenerbahçe veya Galatasaray ilk yarısını Konyaspor karşısında 2-0 geride bitirdiği bir maçı çevirmesi ne kadar bir ihtimal olurdu? Aynı durumda Başakşehir için ihtimal ne olurdu? Diğer taraftan Konya maçını ilk yarısını 2-0 geride kapatıp ikinci yarıda yaptığı değişiklikler ile maçı kazanan Başakşehir hocası sizce Fenerbahçe maçında, maçın havasından mı boğuldu da oyuncu değişikliği yapmadı? 

Yanlış anlaşılmak istemem lig uzun maraton. Puanlar kazanılır, kaybedilir. Hatta futbol dediğimiz şey de bir hatalar sporudur tamam. Ama böyle büyük maçlarda doğru kararı veremezseniz eğer hiçbir zaman büyük takımlara karşı veya büyük takımlarda başarılı olamazsınız. En fazla şansınız yaver gider ve birkaç maçlığına parlarsınız. Yapılan hatalardan ders çıkarabilirseniz eğer bir yere ulaşmaya adımlamış olursunuz. 

Genelde ligin ilk yarısının 11. Haftasından sonra takımlar oturmuş olur ve kazanılan/kaybedilen maçlar biraz daha antrenör başarısı veya başarısızlığıdır. Ama ligin 30. Haftasından sonrası biraz daha inanç ve sonunu getirebilme işidir. Fenerbahçe taraftarına da şunu söyleyebilirim. Bu sezon biraz sakin kalın. Çünkü bana göre şampiyonluğun açık ara favorisi Fenerbahçe ve bu sezon Fenerbahçe şampiyonluğu ile sonlanacak. Eğer böyle olduğunu düşünmeseydim yazımın başlığını Şampiyon diye yazmaz Fenerbahçe diye oluştururdum. 

Hadi bu da benden futbolseverlere küçük bir tüyo olsun.