Elimizden Gelen Bir Şey olmalı!

Erkekler kadınlara şiddet uyguluyor. Bir insan diğerinin bile isteye canını yakıyor. Bunu neden yapıyor? Çünkü bence, karakteri oturmamış, hasta, egosuna söz geçiremeyecek kadar aciz.  Peki kadın niye ceza çekiyor? Bence sadece böyle bir adamla yolları kesişti diye. Adamın yakınında diye. Sadece yanındaki adam hasta ruhlu olduğu için ceza çekiyor. ERKEK DE KADIN DA AYRI AYRI […]

Yayınlama: 29.08.2019
A+
A-

Erkekler kadınlara şiddet uyguluyor.

Bir insan diğerinin bile isteye canını yakıyor.

Bunu neden yapıyor? Çünkü bence, karakteri oturmamış, hasta, egosuna söz geçiremeyecek kadar aciz. 

Peki kadın niye ceza çekiyor? Bence sadece böyle bir adamla yolları kesişti diye. Adamın yakınında diye. Sadece yanındaki adam hasta ruhlu olduğu için ceza çekiyor.

ERKEK DE KADIN DA AYRI AYRI BİREY

Unutmayalım ki her insan bir bireydir. Özgürdür. Elbette aile kurumu içinde karşılıklı görev, hassasiyet ve sorumluluklar vardır. Ancak bunların çerçevesi “kölelik” şeklinde çizilmemiştir. Aksine karşılıklı anlayış, sevgi, saygı ve hoşgörü şeklinde tanımlanmıştır. İki kişi bir araya “mutlu olmak için” gelir. “Birinin diğerine bütün umut ve heveslerini bir kenara iterek kölelik yapması için” değil.

Hiçbir kadın önceden bilse zaten böyle bir alışverişi kabul etmez. Böyle bir hayata “evet “demez. Bile bile kendisini ve doğacak çocuklarını böyle bir kör kuyuya atmaz.

ERKEK BÖLMEYECEK, AKSİNE BÜTÜNLEYECEK

Hiçbir erkeğin, kendisine eş olmuş bir kadının canını acıtmaya hakkı yok. İnsan insana bunu yapamaz. Kıyamaz. Doğru olan yapıldığında karşı durup, onu korumasıdır.

Sadece fiziksel üstünlüğü var diye birine vurmak, onun özgürlüğünü kısıtlamak kimsenin hakkı değildir. 

NİKAHINA ALMAK, ONU SATIN ALMAK ANLAMINI TAŞIMAZ

Nikahlı olmak ya da bir zamanlar sevgili olmak, bir duygu beslemek, yakınlaşmak o adama o kadının üzerinde tahakküm kurma hakkını vermez.

İlişki, aile bütünlüğü zedelendikten sonra, aralar bozulduktan sonra, hata yapıldıktan sonra hatta bazen durup dururken biten bir şeydir. O yüzden birlikte iken üzerine hassasiyetle eğilmek, büyütüp, bitmesin diye beslemek gerekir.

ŞİDDET DOKUNMADAN DA YAŞATILIR

Birine sadece vurmak değil sürekli kontrol etmek, tahakküm kurmak, sesini yükseltmek, yan yan bakmak ve küfür etmek de şiddettir. Ona “sana her istediğimi alıyorum ya daha ne istiyorsun” demek de şiddettir. Sindirmek de şiddettir. Tehdittir. Hakkını aradığında ya da karşı geldiğinde “daha ağır bir yaptırım seni bekliyor” anlamını taşır.

Böyle bir ilişki olmaz. Yürümez. Kimseye mutluluk getirmez.

KISKANÇLIK DEĞİL EGO

“Benimle olmadı, kimseyle olmayacak.” demek kadını kendi malı gibi görmek ve karşındakini yok saymaktır.

Halbuki kadın satın alınarak sahip olunan bir mal değil aksine özgür irade ile yanında kalacak bir candır. ve özgür iradesi ile senin yanındaysa bir anlamı vardır. 

ÇOCUKLARIN RUHU DA ÖLÜYOR

Kadına kalkan elin olduğu bir ailede büyümek çocukların temelinde bir yara bırakır ve güvensizlik yaratır. Silik, ürkek, başarısız, güvensiz nesilleri beraberinde sürükler.

EĞİTİMLİ OLMAK DA SORUNU ÇÖZMÜYOR

Bunu her eğitim kesiminden ya da gelir seviyesinden insan yapıyorsa o zaman sorunu çözmekte eğitim yetersiz kalıyor olabilir. Besbelli sorun çok daha derindedir.

CEZALAR YETERSİZ

Verilen cezalar da yetersizdir. Caydırıcı ve korkutucu değildir. 

GİY TAKIM ELBİSEYİ İNDİR CEZAYI

Cezayı artırsan da eli kanlı katil mahkemede takım elbise giyip, indirim alır. 

Bence bir kadını darp edip, katleden biri mahkemede çok rahat yalan da söyleyebilir. Böyle biri için “Pişman oldum” demek, birini öldürmekten zor olmamalıdır. İlkeli, erdemli, sözünün eri bir insan hiç kendisine emanet edilen cana kıyabilir mi ki? Kıyan yalan da söyler. 

İşte ceza indirimi almak bu kadar kolaydır.

ÖLDÜREN, ARKASINDAN ŞİDDETE DEVAM EDER

Ya da kendini temize çıkarmak için kadını “namuzsuzdu zaten” diye suçlamak ya da “erkekliğine laf söyledi” diyerek iftira atmak… Kimsenin duymadığı dört duvar arasında ispat edilemeyen suçlamalarda bulunmak… Hem öldürüp, hem lekelemek… Yani kadına arkasından da şiddet uygulamaya devam etmek… 

TOPLUMUN ALIŞKANLIĞI DEĞİŞMELİ

Elimizden bir şey gelmesi lazımdır.

Kadına yapılan zulmü görmezden gelmek, “yok” saymak, üstünden atlayarak geçmek toplumun artık alışkanlığı olmamalıdır.

Böyle bir adama “iyi yaptı”, “erkek adammış” deyip, böbürlenmesini sağlamamak lazımdır. Bu adam artık hava atacağı örümcek kafalı bir toplumu yanında bulmamalıdır.

Toplum ona “sen adam mısın? Bir cana sahip çıkamadın” demelidir. “Gerçek erkeklik sevdiğine sahip çıkıp, onu üzmemek” demelidir. 

Toplum sırtını sıvazlamamalı, aksine tavrı ile suratına tükürmelidir.

ÖNCE KADINLAR DEĞİŞŞİN

Toplum ve özellikle de kadınlar kadına yapılan zulmü normalden saymamalıdır. Artık şu fikir yerleşmelidir: “Evet kadınlar kendilerini koruyabilirler, kendi kararlarını verebilirler. Bunun fiziki zayıflıkla bir ilgisi yok. Biz kadını illa korumak istiyorsak önce onlara kalkan elin sahibini kınayalım.”

ÇOCUKLARI YETİŞTİRİRKEN 

Kadınlar kendi çocuklarını yetiştirirken bir terbiye aracı olarak kendi çocuğuna el kaldırmamalıdır. Bu insan onurunu aşağılayan işkenceyi çocuk hafızasına kazımamalıdır. Kötü örnek olmamalıdır.

Erkek ve kız çocuklar üzerinde ayırım yapmamalıdır.

Kendi canavarını kendi yaratmamalıdır.

Bu bakış açısı bir kültür olarak aşılanmalıdır. 

YAPILACAK ŞEYLER LİSTESİNDEKİ İLKLER

Ne kadın sığınma evlerini artırmak, ne sosyal medyada rujumuzu sürerek ve güzel bir açı seçerek kadın cinayetlerine karşı olduğumuz mesajını vermek, ne yürüyüşler ne de başka şeyler… 

Popüler hareketler hiç yoktan tabi ki iyidir ama yarın unutacağımız çırpınışlar değil daha kalıcı bir devrim yapılmalıdır.

KADINLAR BİLMELİ Kİ BİR KERE YAPAN BİR DAHA YİNE YAPAR

Bir kez yapan, bir daha yine yapar. 

Bu yüzden kadınlar kendilerine yapılanı affetmesinler. Birlikte oldukları erkeği “hasta” olarak kabul edip, daha fazla uzatmadan, hiçbir irtibat noktası bırakmadan, geri dönüş umudunu ortadan kaldırarak, usulünce ayrılsınlar. Ayrılık süreci uzadıkça bağlılıklar artar. Verilen her taviz karşıdaki adama biraz daha haklılık hissi katar.

İNSANLAR KENDİLERİNE DAİR İPUÇLARINI VERİRLER

İnsanlar, belki ilk tanıştıklarında darp yapmazlar ama kendileri daha ilişkinin ilk aşamasında belli ederler. Kadınlar bu konuda da dikkatli olmalılar. Bir erkek yalan mı söyledi, yanınızda başka birine çirkin mi davrandı, ticaret yaparken dürüst değil mi, sözünü tutmuyor mu, hayvanlara kötü mü davranıyor, çöpünü sokağa mı atıyor… Bunların hepsi bir göstergedir. Kadınlar bu göstergeleri iyi takip etmeli ve hata yapanı “bir daha olmaz” diye affetmemelidir.

REZİL OLMANIN AĞIR YÜKÜNÜ OMUZUNUZDAN ATIN

Hep yaşananlardan bildiğimiz kadarıyla, kadın ayrılmak istediğinde cani erkeklerin cebinde ya “seni rezil ederim” ya “çocukları göstermem” ya da “aileni katlederim” diye önemli üç tehdit kartı saklıdır. 

Aile ve çocuklarla ilgili tehditler çok çaresiz bir durum yaratır evet ama kadınlar sakın rezil olmaktan da korkmasınlar. Kime rezil olunacak? Onları tanıyan, seven hiç kimseye, hiçbir nedenle rezil olmazlar. Kendilerinin çile çekmesine göz yuman ya da dedikodu  malzemesi yapan yakın çevreye rezil olmanın da bir değeri olmamalı. Üç beş gün sonra unutulacakların arasına girecek bir rezilliğin ne değeri var ki? Sen içinde temizsen, gittiğin her yere haklılığını da götürürsün. 

Hem en kötü özgürlük, rezillikten daha iyidir.

KADINLARIN CANI CAN DEĞİL Mİ?

Unutmayalım ki kadınlar erkeklerin malı değildir. Her kadın bir bireydir.

Ayrılır, boşanır, çalışır, gider başkası ile evlenir. Toplumsal baskılar bunu engelleyemez. Sadece sapık katiller değil toplum da kendini yenileyip, geliştirmeli. Aksi düşünceler kendisine yeşerecek ortam bulamamalıdır.

BIÇAĞINI ARKA CEBİNDE TAŞIYAN ERKEK

Bir zamanlar karısı olmuş kadını, kendi çocuğunun gözü önünde, arka cebinden çıkardığı bıçakla kesen bir erkek bu topraklarda bir daha yetişmesin. Bu utancı bu geri kalmışlığı topluma yaşatmasın. Bunun için daha hoşgörülü, daha birbirine kenetlenmiş, daha çözümcü, daha pratik, daha güçlü, daha duyarlı, daha paylaşımcı olalım.

Yolda bir kadın darp edilirken görmemiş gibi yanlarından seyirtip geçmeyelim. Hiçbir şey yapamıyorsak çığlık atalım.

CANİLER BİTMEYECEK

Çok eğitimli, çok kültürlü, ekonomik düzeyi çok gelişmiş ülkelerde belki böyle caniler var. Caniler bitmiyor. Ve bitmeyecek de. Ama onlara artık daha az kurban verelim. 

Bunu biz başaralım. Sadece mesaj vermekle kalmayalım, aynı zamanda bu işin takipçisi olalım, iz sürelim ve işe de yakın çevremizden başlayalım.

Aynısını çocukları tacizlerden korumak için uygulayalım.

Ensest ilişkiyi fark etmek için de gözümüz açık olsun.

Bizim başımıza da gelebilir, hazırlıklı olalım.

Biz de bu toplumda yaşıyoruz. Taşın altına elimizi koyalım.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.