Önceki akşam Göztepespor evinde Gaziantep FK yı 2-1 mağlup etti. Maçın son düdüğü ile beraber tüm takım, kalecisi İrfancan’a koştu. İrfancan genç yaşında, avrupada birçok büyük takımın büyütecine takılan, geleceği parlak bir kaleci. Fakat bu maç sonu bütün takımın ona koşmasının sebebi kurtardığı goller değildi. Asıl neden acı kaybını biraz daha hafifletmek içindi. Son düdükle […]
Önceki akşam Göztepespor evinde Gaziantep FK yı 2-1 mağlup etti. Maçın son düdüğü ile beraber tüm takım, kalecisi İrfancan’a koştu. İrfancan genç yaşında, avrupada birçok büyük takımın büyütecine takılan, geleceği parlak bir kaleci.
Fakat bu maç sonu bütün takımın ona koşmasının sebebi kurtardığı goller değildi. Asıl neden acı kaybını biraz daha hafifletmek içindi. Son düdükle beraber göz yaşlarını tutamayan genç kaleci maç sonu verdiği röportaj ile hepimizin yüreğini de dağladı diyebiliriz.
Maçtan önce doğmamış bebeğini kaybeden kaleci sözlerine “aslında bu maça çıkmayacaktım ama eşim bebeğimiz için oyna dedi” diyerek başlayınca hepimizin kalbini dağladı. Tanrı kimseye böyle acı vermesin dedik belki de bir ağızdan.
Futbolculuk zor meslek. Çünkü futbol hatalar oyunudur diye bir tabir vardır. Futbolcuda, 90 dakika boyunca hiç hata yapmadan, takımının kazanmasına maksimum katkıyı sağlamalıdır.
Eğer Türkiye de oynuyorsanız, bir hata yaparsınız; ya tribünlerden yuhalamalar başlar, ıslıklanırsınız belki küfür bile yiyebilirsiniz. Ya da hemen kulübeye çekilir, belki de bir daha saha yüzü göremeden sezonu kapatabilirsiniz. Aynı şekilde yanlışlıkla sakatlanırsanız, iyileşene kadar eski performansınızdan uzaklaşabilirsiniz. Tekrar form tutması da ayrı dert. Daha kötüsü futbol hayatınızı bitirecek sakatlıklar. Elinizde sadece futbolculuk varsa hayat sizin için daha da zorlaşır.
Bir de bu işin psikolojik tarafı vardır. Bir yakınınız kaybetmek sizi daha da düşürecektir. Hele birinci dereceden bir yakınınız hatta doğmamış çocuğunuzu kaybetmek belki de bu acıların en acısı olabilir.
Göztepe, son 5 maçını kazanamamış düşme potasında bir takımken, zaten kulüpteki herkesin sinirleri gerginken bir de böyle bir kayıp yaşamak işleri belki de çok daha zor hale getirecekti. Ama bu maçta şans Göztepe’den yanaydı. İlk yarıda usta golcüsü Jahovic ile öne geçen sarı kırmızılı takım tekrar Jahovic’in attığı gol ile ilk yarıyı 2-0 önde kapattı. ikinci yarıda 58. Dakikada Obinna’nın gördüğü kırmızı kart sonrası 10 kişi kalmıştı. İkinci yarının büyük çoğunluğunu 1 kişi eksik oynayan İzmir temsilcisi 61. Dakikada kalesinde golü de görünce işler iyice çıkılmaz bir hal almaya başladı.
Ama Göztepe’yi o akşam sanki bir melek korudu. İrfancan’ı geçen üç top direkleri geçemedi.
Şimdi burada durulması gereken nokta şu. Kaybettiği bebeği için kaleyi korumaya gelen İrfancan direkten dönen toplar için yaptığı yorum da “bugün kaleyi onun koruduğunu düşünüyorum” demesi benim gözlerimi doldurdu. Kendisine ve eşine sabır diliyorum. Ayrıca öncelikle eşine bu haliyle bile İrfancan’ın yanında durmasından dolayı duyduğum saygının ne kadar çok olduğunu anlatamam. Gerek hocasının 20 gün veya 1 a ay dinlen gelme demesi gerek iyi dilekleriyle yanında olan herkesi katarsak benimde naçizane eklemek isteyeceğim şu olur. Bu günleri de atlatacaksınız umarım ve yine umarım ki İrfancan’ı layık olduğu o güzel yerlerde görebilelim.
Ayrıca sadece bu maç için şunu diyebilirim. Öncesi ve sonrası ile bu maç film olur ve bu filmi izleyen herkes ayrı bir hikaye ile bu filmden ayrılabilir.