Beyoğlu İstiklal Caddesi şehrin kalbinin attığı yerdeki sade eşsiz cami, Halk arasında Ağa Camii olarak bilinen ve 400 yıldan fazladır ayakta duran, Galatasaray’ın ağalarından Hüseyin Ağa tarafından 1596 yılında yaptırılan, 1834 yılında II. Mahmut’un tamir ettirdiği cami geçirdiği yangından sonra Uzun müddet kötü durumda kalan ve 1934’te Vakıflar tarafından yenilenen, Çatısı dört kalın ayak üzerinde […]
Beyoğlu İstiklal Caddesi şehrin kalbinin attığı yerdeki sade eşsiz cami,
Halk arasında Ağa Camii olarak bilinen ve 400 yıldan fazladır ayakta duran,
Galatasaray’ın ağalarından Hüseyin Ağa tarafından 1596 yılında yaptırılan,
1834 yılında II. Mahmut’un tamir ettirdiği cami geçirdiği yangından sonra
Uzun müddet kötü durumda kalan ve 1934’te Vakıflar tarafından yenilenen,
Çatısı dört kalın ayak üzerinde yükselen yapı duvarlarda yer alan
Özellikle üst taraftaki güzel pencerelerden ışık alan,
Renkli camlarla çevrili kemerli pencereleri bulunan,
Sağ tarafta kadınlar bölümünde görülen Kütahya çinilerinden pano,
Ahşap minberi ve zarif vaaz kürsüsü ile güzelliğini koruyan,
Kubbe tepsi biçiminde hafif oval olan,
Mihrabı, duvarları ve minaresinin eskiden kaldığı bilinen,
Dışarıda çokgen bir çıkma yapan mihrap duvarının önünde,
İçinde Hüseyin Ağa’nın (1646) ve Davut Ağa’nın mezarlarının olduğu görülen,
Avluda Mimar Sinan’ın eseri olan mermer, sivri kemerli sütunların oluşturduğu sekizgen planlı şadırvan, Kasımpaşa’daki yıkık Sinan Paşa Camii’nden getirilen,
Caminin sağ tarafında bulunan tek şerefeli kesme taşla örülen tek minaresi,
Süsleme ve bezemeleriyle ünlü caminin altın varakları, kalem işleri,
Kuşak yazıları İsmail hakkı Altunbezer’e ait olan,
Duvarları kesme taşla örülen, kenarları taraklı mozaik çerçeve içine alınan,
Caminin ilk halinin kubbeli olduğu söylenen günümüzde ise çatısı kiremit olan,
Dört basamakla çıkılan kagir son cemaat yeri,
Buradan bir kapı ile harime girilen ve sağda solda ahşap korkuluklar olan,
Üzerinde iki basık payenin taşıdığı üst mahfil bulunan,
Enine dikdörtgen planlı harim, iki paye ile üçe ayrılan,
Üst mahfilin alt tarafı, tavan, iç duvarlar kalem işi süslemeler,
Kütahya turkuaz renkli çinilerle ile kaplı İstiklal’in simgesi Hüseyin Ağa Cami,
Tarihimizin pek çok simge isminin buluştuğu, Osmanlı devrini, işgal günlerini ve de Cumhuriyet dönemini yaşayan camiye şiirlerindeki dizelerde yer veren şairler, Nazım Hikmet Ran’ın 20 yaşında iken yazdığı
Ağa Camii şiiri
‘’Havsalam almıyordu bu hazin hali önce Ah,
Ey zavallı cami, seni böyle görünce’’
Dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım
Allah’ımın ismini daha çok candan andım.
Ne kadar yabancısın böyle sokaklarda sen!
Böyle sokaklarda ki, anası can verirken…….
Bu camiyle bağı bulunan Necip Fazıl Kısakürek’in İslami kimliğini ortaya çıkaran O ve Ben isimli şiirini camide yaşadığı hatıralardan yola çıkarak yazdığı bilinen,
İstiklal Caddesi’nin simgelerinden, günde 400 binden fazla kişinin önünden geçtiği ve şairlere ilham kaynağı olan Hüseyin Ağa Camii.