Kafam nasıl karışmasın

Milli folklor ekibimizin 16 sından 11 Macaristana iltica etmiş… Aklıma 1910 lu yıllar geldi. o denimi anlatan kitaplarda o dönemi anlatan romanlarda bazı zenginlerin Osmanlının akibeti hakkında edindikleri intibalar sonucunda ülkemizi terk ediyor fransa ve ingiltereye yerleşiyordu. Ülkenin akıbetinden korkan entelektüleller birer birer ülkeyi terk ettiler. Sonunda savaşı kazandık ve ülkeyi kurduk ama İsviçre den […]

Yayınlama: 06.12.2017
A+
A-

Milli folklor ekibimizin 16 sından 11 Macaristana iltica etmiş… Aklıma 1910 lu yıllar geldi. o denimi anlatan kitaplarda o dönemi anlatan romanlarda bazı zenginlerin Osmanlının akibeti hakkında edindikleri intibalar sonucunda ülkemizi terk ediyor fransa ve ingiltereye yerleşiyordu.

Ülkenin akıbetinden korkan entelektüleller birer birer ülkeyi terk ettiler. Sonunda savaşı kazandık ve ülkeyi kurduk ama İsviçre den aldığımız medeni hukuku tercüme etmek için Almanca hukuk dilini bilen kimseyi bulamayınca özel bir tercümanlık bürosuna tercüme ettirdik.

Bunları o dönem ülkeyi terk eden milliyetçilik duygusundan uzak asabiyeti kalmamış para ve lüksü yaşam biçimi olarak kabul etmiş o dönemin insanlarına söylemiyorum. Onların yaşam tarzlarını bu kadar önemsemesi için binlerce sebep bulurlar. Belki de haklıdırlar.

Düşünsenize İngiltere Fransa birlikte olmuşlar ve savaş kapımıza dayanmış. Ordunun üst rütbeli subaylarının neredeyse ekseriyeti Alman subayıydı İngiltere kendi tenolojisini Osmanlı dan saklarken Almanlar birlikte savaşmak adına bize her türlü imkanı sunacağını söylüyordu. Padişah ruhizzaman efendimiz hazretleri Almanyaya gidiyor yanında Kuzey Afrika fatihi Mustafa Kemal… Ülkenin ve orndunun durumunu iyi bilenler Alman subaylarının ve Alman hegomanyasının hakim olduğu saraydan nasıl bir karar çıkacağını biliyordu.

Dünyaya bakmasını bilenlerin açıkça gördükleri gerçek Almanların İngiltere ve Fransa karşısında savaştan zaferle çıkamayacağını görmeleri feraset değil olayları objektif okuyabilmekti. Bunun en güzel örneğini ise yine Büyük önder Mustafa Kemal verir…

Picardie Manevraları Türk devleti adına askeri gözlemci olarak katılan Mustafa Kemal’in 12-18 Eylül 1910’de Fransa’nın Pikardi Bölgesinde Yapılan Tatbikat ları izledikten sonra söylemlerinde bulabiliriz. Mareşal Foch teamüllere aykırı olarak kendisini yarbay rütbesinden alt rütbede olmasına rağmen yemeğe davet etmiş ve görüşleri ile alay etmiştir…

1910 yılında yapılan Fransa İngiltere arasında yapılan bu askeri tatbikat hakkında görüşünü açıkça dile getiren Mustafa Kemal -‘Uçaklar savaşta önemli roller oynayacaktır. Fransız sahra topçusu mükemmel. Fakat Fransız piyadesi kırmızı donlarıyla çok iyi bir hedef teşkil eder. Fransız ordusu lüzumundan fazla ateşli ve atılgan bir saldırma ruhuyla yetiştirilmiştir.’ der o gün bütün orada bulunanlar kendisi ile eğlenirler 1910 senesi dünyada sayısı 100ü bulmayan uçaklar mı savaşta etkili olacak derler. Ve yanındaki askerlerden biri Mustafa Kemale Başınızda bu fes olduğu müddetçe sizi kimse ciddiye almaz diyerek neye ehemmiyet verdiklerini göstermiştir.

Konu sadece bununla da sınırlı değildir. Aradan 4 yıl geçtikten sonra Almanlar Fransız ordusunu perişan etmişlerdir.. Sene 1935 geldiğinde Fransız ordusunun başına Mareşal Henri Petain vardı… Fransızların yaptığı meşhur Maginot hattını övünerek bütün dünyaya anlatmaktadır. Birinci dünya savaşı öncesi Fransızlara ders niteliğinde bilgi veren Mustafa Kemalin fikrini almak için özen gösterir ve konsolosları aracılğı ile ulaşır.

Mustafa Kemal in maginot hattı ile bilgisi olmadığını sanmaktadırlar I Dünya savaşından öcne yaptığı o eleştirlerin intikamını almayı düşünmektedir gizlice. Ancak ateşelerinden aldığı bilgi ile yapılanları değerlendiren Mustafa Kemal Atatürk kendisine fikrini soran Fransız konsolosuna bir mektup verir ve bunu Mareşal Henri Petain e vermesini söyler. Mektup yakın zamana kadar Fransa savaş tarihi müzesinde saklanmaktaydı. Ancak 1986 senesinden sonra kaldırıldı. Bu mektubunda Alman zırhlılarının 24 saat bile sürmeden Maginot hattını yerle bir edeceğini söylüyordu büyük dahi.

Alay ettiler gülüştüler elbette bu öngürüye. Mösye Pier Leval yakıştırmalar yaptı. Cahil dediler atama.Tteşekkür etmek lüzumunu bile hissetmediler. Vefatından yaklaşık 1,5 sene sonra aynen dediği gibi oldu Belçika hattından küçük saldırılar yapan Alman birlikleri asıl gücünü zırhlı birliklerini Maginot üzerine sürerek Hattı yerle bir ettiler. 09 Haziran 1940 günü ikindiden sonra başlayan Alman taarruzu ertesi gün 10 Haziran 1940 sabahı Paris te bitmiş, Mareşal Henri Putain ve Pier Leval birlikte Fransanın teslim şartlarını kabul ederek masadan kalkmışlardı..

Dev düşman güçlerine karşı yaşanacak savaş ne şartlarda biterse bitsin ülkemiz için acı geçeceği kesindi. Maalesef o günlerde yaşanan en büyük üzüntümüzün sebebi ülkemizi bırakarak başka ülkelere akan entelektüellerimizdi. Birinci dünya harbi gibi ikinci dünya harbinde de işgal edileceğimizi düşündüler.Devletinin milletin o kadar emeğini yok sayan yaşam tarzlarını sürdürmek adına başka ülkelere göçen beyin takımımızdı.

Bu gün ortada neler dönüyor bilmiyorum. Bu hükümet Ege de adaları birer birer işgal edilirken sessiz kaldı. Suriye de öylesine büyük bir aczin içine düştü ki Süleyman Şah türbesini taşımayı, Yerinden kaçırmayı zafer olarak aktardı… Elbette yeteneksizlik ve beceriksizlikler yabancıların ve kadim düşmanlarımızın iştiahını kabarttı. Entellektüel bakan insanımızın yüreğine güvensizlik ve itimatsızlık yerleştirdi. Memleketimizin devletimizin itibarı yabancılar ve yetişmiş insanımız nezdinde her gün tükendi…

Ortada karanlık senaryolar dolaşıyor. Düşmanın ağzından salyalar akıyor. İştahı kabarmış neresinden neyi koparırımın mücadelesini yapıyor. Düşünsenize itibarı olan bir Türkiye bu gün ABD de düzmece olduğu her şeyiyle belli olan bir davadan yargılanmaya kalkılır mıydı. Avusturya itibarı olan Türkiye ye silah ambargosu koyabilir miydi. O silahların NATO nezdinde veto yiyeceği endişesi olsa. Çok net bir şekilde Türkiyenin NATO da silah veto edebilecek gücünün olmadığını biliyor ya da düşünüyorlar… Çünkü Türkiye veto edeceğim dediği adamı NATO nun başına geçmesi için onayladı. Çünkü Türkiye 45 sene ortada bıraktığı İsrailin NATO ya girmesine yine bu iktidar döneminde izin verdi.

İçten içe hepimiz bu endişeyi yaşasak bile içimizden bir ses bu o kadar kolay değil. Türkiye Irak yada Suriye değil. Bir İranı bile vuramayanların Türkiye ye gücü yetmez dememiz içimizi rahatlatmıyor. Çünkü yine bir ses Ama Harry Potter seyredenler belki hatırlar, orada savaş çıkacak mı diye soran çocuğa Sirius Black şöyle cevap vermişti “” daha önce oldu”” evet bu gün yaşananlara bakınca bu savaş bu yaşananlar daha önce oldu ve yaşandı..

Büyük bir tehdit yine kapımıza dayandı. ABD ve Nato müttefiki olduğumuz ülkeler bütün hibrit ve asimetrik savaş taktiklerini denedi. Bunlardan beklediği neticeyi alamayınca şimdi ortaya yeni bir senaryo ile çıkıyor. Ege de adalarımızı Yunanlılar işgal ediyor. Güneyde PYD YPG adım adım devlete doğru gidiyor. Barzani referanduma gidiyor ve o referandumdan kürt devleti çıkıyor. ABD Sarraf veya Atilla adı altında ülkeme kara kumaşlar siyah elbiseler giydirmek için elinden geleni yapıyor…

Bu senaryolar başarıya ulaşır mı ulaşmaz mı bilmiyorum. Bildiğim entelektüel ve zengin varlıklı insanlarımızın bu durumdan son derece rahatsız olmaları. Bu rahatsızlık sonucu paralarını önce başka memleketlere kaçırırken kendileri içinde yerlerini hazırlıyorlar. Ancak aklımızın almadığı Türk milli Folklor ekibinin 16 mensubundan 11 tanesinin Macaristana iltica edebilmesi. Sanırım bu ilk kez başımıza geliyor.

Kaçış başladı. Gemiyi terk eden edene. Soruyoruz bu gemi batıyor mu?

Batarsa Macaristan Türkiye den daha mı güvenilir bir liman.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.