Pazar sohbeti

Bizim kahve çok eski tarihlerden beri bir arada olan insanların toplandığı bir yerdir. Belli isimler mutlaka haftada bir gün uğrar. Çok kıymetli aynı zamanda son derece isimsiz entelektüel bir arkadaşım soruyor.  – Siz şu yaşananlardan ne anlıyorsunuz. Şaşkın şaşkın suratına bakarak merakla soruyorum – Hangi yaşananlardan hocam… Neticede ülkemiz Almanya değil ki ayda bir yeni bir gelişme […]

Yayınlama: 21.05.2017
A+
A-

Bizim kahve çok eski tarihlerden beri bir arada olan insanların toplandığı bir yerdir.

Belli isimler mutlaka haftada bir gün uğrar. Çok kıymetli aynı zamanda son derece isimsiz entelektüel bir arkadaşım soruyor. 

– Siz şu yaşananlardan ne anlıyorsunuz.

Şaşkın şaşkın suratına bakarak merakla soruyorum

– Hangi yaşananlardan hocam… Neticede ülkemiz Almanya değil ki ayda bir yeni bir gelişme yaşansın. Bizim ülkemiz mübarek günde üç beş yeni şeyi yaşar saat başı gündemini değiştirir.

-Haklısın hacım. Ama ben son ABD ziyaretinde yaşananlarla ilgi ne düşündüğünü ne gördüğünü merak ediyorum..

Şimdi bu soru aslında beklediğim bir soruydu ama ben yine de buna cevap vermek yerine sorunun menzilini savuşturup açıklamayı onun yapmasını bekledim. Çünkü son günlerde siyaset ile ilgili hiçbir şeyi konuşmayı istemiyordum. Spor ile ilgili konuşmayı ise uzun zamandır bırakmıştım. Konuşacak fazlaca bir şeyimin kalmadığını fark edince en azından karşımdaki değerli arkadaşımın söylediklerini dinlemeyi ve ön kabul etmeyi uygun buldum. Konuşturmak içinde fazla beklemedim.

–  Bir gazeteci sanırım anlaşamamakta anlaştılar diye yazmış. İşin aslında basınımızın birkaç gündür görüşmenin şifreleri ya da arka planda görüşmeler terennümünü pekte tutarlı bulmuyorum. Sanırım Trump şu anki konumunu anlatarak buna destek istedi bizimkilerde bu desteği veremeyeceklerini ama köstek olmayacaklarını söyledi gibi geliyor bana

– Üstat itiraz edebilmek için variyetini ispat etmiş olman ve elinde konu ile ilgili farklı bilgi sahibi olman lazım. Bu günkü Türk devletinin bu konuda bir şey yapabileceğini pek düşünmüyorum. Bir genel müdürün karşısına çıkıp yeni şirket politikasına yapacağın itiraz, görüşünün bir muhtevası varsa kabul görür.  Yoksa senin iş yerindeki konumunu ilgilendiren sıkıntılarını dile getiriyorsan genel müdür bunlara pek umursamadan bakacak ve politikasını sürdüreceğini sana söyleyecektir. Senin yapacağın itirazında pek hükmü olmayacaktır. Konuya böyle bakıyorum

–  Hacım bizimkilerin hangi konuda bir projeksiyonu var ki. Suriye konusu gündeme ilk geldiği günden itibaren yanlış üzerine yanlış yaparak gidiyorlar. Bu ülkenin akıl sahibi konuya vakıf dünyanın hedefleri hakkında bilgi sahibi insanlarını hiç dinlemek istemiyorlar ki

-Haksızda sayılmazlar üstat. Bizim entelektüellerimizde çoğunlukla  birilerinin uzattığı kemikle beslenen cinsten. Normal şartlar altında kemik verene pek havlamıyorlar

– Yapma hacım sende bu adamlar gibi hemen birilerini vatan hainliği veya batı hayranlığı ile suçlama. Bizim çok yüksek bilgi sahibi gerçekten zamanında memuriyet yapmış etkin insanlarımızın olduğunu bende biliyorum mutlaka sende biliyorsundur.

–  Tamam üstat. Ama bu isimlerin yaşam tarzlarının bizim kabul edilebilirlik çizgisi içinde olmadığını da görmelisin.

–  Yaşam tarzının ne alakası var şimdi konumuzla.

– Olmaz mı hocam. Yönetim belli bir yaşam tarzı kompozisyonu içinde bir arada. Aralarında farklı yaşam tarzını benimseyen insanlar geçici olarak ihtiyaca mutekabil bulunuyorlar. İlk fırsatta da harcanıyorlar. Çok az sayıda barınan ve birlikteliğini sürdüren kalmıştır. Bu yönetim farklı düşünce ve farklı bir hayat tarzını inanç felsefesi içinde görmediği için öncelik olarak inanca aykırı yaşayanların fikirlerinin de inanca aykırı olduğunu kabul ediyor.

– Fakat üstadım ne kadar yönetimin bu konuda yaptıklarını haklı olarak dile getirsen de böyle devleti milleti ilgilendiren konularda ehliyet aramadan olur mu?

-Yahu üstadım bunu sen söyleyince cevap vermek zorunda hissediyorum kendimi. Bu insanların ülke yönettiğini kim söylüyor bunların yönetimde gerçekleştirdikleri şey bakkalcılık.  Şu geçenlerde duyduğumuz şey doğru ise haksız mıyım

-Yok bunların yönetim konusundaki endişelerinde haklısın. Hangi konuydu o

-Hani şu füze savunma sistemlerinin kontrol ve ateşleme cihazları ile ilgili duyduklarımız.

– Neydi o ya

-Hani ABD den füze ateşleme ve kontrol cihazların istemişiz. ABD de bizden 200,000$ dolar istemiş. Bizimkiler pazarlık yapmışlar ama ABD inmemiş. Sonra Aselsan bu cihazı 90,000$ ye yapmış. Bunun üzerine ABD cihazı 20,000$ vermeyi teklif etmiş. Bizim savunma bakanlığımızda bunu kabul etmiş. Ve bunu hükümetimizin büyük başarısı olarak lanse etmişti ya,

– Dangalak. Bu millet böyle hikayeleri çok seviyor,

– Dilipak da ışık hızında mermi atan topumuzdan bahsetmişti. Onların  Facebook sayfalarından görüyorum ne kadar meraklısı varmış

-Yok o merak değil o milletin böyle gelişmelere arzusu, umudu.

-İyi de bunu yaptığımızı söyleyene hemen inanmanın neresi umut

– Söyleyen değil söylediği çok güzel geliyor ve kendini bir çeşit güvende hissetme duygusu bu.

– Fanatik taraftarın takımının galibiyeti ile mutlu oluşu gibi

– Hadi bezik tahtalarını iste, çayları da söyle…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.