Potansiyel katiller aramızda!

Yaklaşık 1 yıldır ülke olarak koronavirüs belasıyla başetmeye çalışıyoruz.. Virüs, her geçen gün azalıp biteceğine tam tersine mutasyon geçirerek daha da ölümcül oluyor..

Bunda bir açılıp bir kapanmamızın da etkisi yok değil hani..

Ancak, salgının asıl bitmemesinin nedeni bence toplumumuzun inanılmaz sorumsuzluğu ve vurdumduymazlığı..

Haberlerde izlemiş ya da okumuşsunuzdur..

Bakın salgının neden azalmadığına dair üç örnek:

1. HES Kodu sahtekarlığı:

Koronavirüs testi pozitif çıkan ve karantinada olması gereken kişiler bu kodları ya negatif bir tanıdıklarından ya da sosyal medyada HES kodunu paylaşan birilerinden ekran görüntüsü alarak gerçekleştiriyor.

Edindikleri bu ekran görüntüsü ile korona testi pozitif olmasına rağmen istediği yere rahatça girip çıkabiliyor. Özellikle AVM ve restoranlarda görevlilerin HES kodlarını dikkatsiz kontrol etmesi bu HES kodu sahtekarlığının artışına neden oluyor.

2. Sahte rezervasyonlar

Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasını delmek isteyen uyanıklar, sahte rezervasyonlara sarıldı. Yakın otellere internetten rezervasyon yaptırıp o kodu polis kontrolünde gösterenler, tesislerde günübirlik vakit geçiriyor.

3. Koronavirüse rağmen sözde bayi toplantısı

Aydın’ın Kuşadası ilçesindeki 5 yıldızlı bir otelde, sağlık ürünü satan bir firma tarafından bayi toplantısı düzenlendi.

Eğitim ve eğlence günleri adı altında yapılan toplantıdan sonra koronavirüs tedbirleri hiçe sayılarak otelin bahçesinde parti verildi.

POTANSİYEL KATİLSİNİZ

Başkasının HES koduyla aramızda gezenlere sesleniyorum. Biliniz ki sizler birer potansiyel katilsiniz..

Belki de annemin, belki de komşumuz Mehmet Ali amcanın belki de spor hocam Muammer Gökmen’in katili sizden biri..

Bu vurdumduymazlığın sonucu olarak ne vaka sayısı azalıyor ne de ölümler..

Siz sokağa çıkıp hastalığı saçın diye mi bu kadar önlem alınıyor!

Önlem demişken; bence tam kapanma bile bu salgının bitmesini önleyemez..

Çünkü, biz ne sokağa çıkma yasağını dinliyoruz ne de kuralları uyguluyoruz..

Bir dostum anlattı; bir fırın sahibi çalışanı olmayan tam 22 kişiye “Sokağa çıkma izin belgesi” vermiş.. Hadi buyurun bakalım bu virüs nasıl azalsın..

Peki bu izin belgesiyle sokağa çıkan kardeşim sen, hiç mi korkmuyorsun!

Hadi hastalık sana bulaştı sonra sevdiklerine de bulaştıracaksın; hiç mi vicdanın sızlamayacak?

Şahsi kanaatim, hafta sonu yasaklarının kapsamı daha da genişletilmeli..

Mesela marketlerde hafta sonu kapalı olmalı; neden mi?

Evimin hemen karşısında bir zincir market var.. Bakıyorum insanlar çoluk çocuk maske takmadan işletmenin kapısına kadar maskesiz geliyor, içeri girmeden çantasından cebinden çıkardığı bilmem kaç kez kullandığı maskesini takıp alışverişini yapıyor..

Ayrıca eline bir market poşeti alan, hele de hava güzelse atıyor kendisini sokaklara gez babam gez!

Bir de bunu marifetmiş gibi akrabaya, konu komşuya anlatmıyor mu! Çıldırmamak elde değil..

Bu satırları yazmadan az önce bir dostum Twitter’den şöyle bir paylaşım yaptı:

“Camdan bakarken aşağıda 5 genç var hiç birinde maske yok, biri telefonda evden çay al, şeker al biz her şeyi aldık diyor. Oğlum pikniğe gidiyoruz her şey hazır hemen gel. Artık bu tür her hareketi şikayet edeceğim delirdim çünkü, bu ne ya yeter artık sizin yüzünüzden çektiğimiz.”

Duyarlı insanlar böyle isyan ederken o zır cahiller, o potansiyel katiller aramızda dolaşmaya devam ediyor..

Eğer bu tür insanlar yakalanıp ağır bir şekilde cezalandırılmazsa biz daha çok yakınımızı kaybederiz..

Bizim milletimiz ancak eli maşalı insandan korkuyor. O yüzden şunlara okkalı bir ceza verin ki bir daha kimsenin canını tehlikeye atmasınlar..