Ülkemizde her sezon lig şampiyonluklarının farklı hikayeleri vardır. Süper Ligde; Bu sezonun hikayesi de kısmen önceki sezonlara benzer noktalar taşımasına rağmen yine birçoğumuzda farklı dönüm noktaları ile hatırlanacaktır. Önceki hikayelerden örnekler vermekle başlayalım bizde hikayemize. Bu sezon şampiyonlukta üç takım, son maçın son dakikasına kadar şampiyonluk şanslarını sürdürecekler. Hatta iki takım arasındaki puan […]
Ülkemizde her sezon lig şampiyonluklarının farklı hikayeleri vardır. Süper Ligde; Bu sezonun hikayesi de kısmen önceki sezonlara benzer noktalar taşımasına rağmen yine birçoğumuzda farklı dönüm noktaları ile hatırlanacaktır.
Önceki hikayelerden örnekler vermekle başlayalım bizde hikayemize.
Bu sezon şampiyonlukta üç takım, son maçın son dakikasına kadar şampiyonluk şanslarını sürdürecekler. Hatta iki takım arasındaki puan puana durumda ikili averajlarda eşit olunca şampiyonluğu genel averaj belirleyecek. Nedense tarihte yer edinmiş Galatasaray’ın 8-0 galip geldiği bir Ankaragücü maçı akla geliyor. Üzerinden 28 yıl geçmesine rağmen yine Beşiktaş ile girilen puan puana şampiyonluk yarışında, her şey son maça kalınca haliyle herkes bunu konuşur oluyor.
Daha yakın tarihe gelecek olursak eğer benim aklıma son anda verilen veya alınan 4 -5 şampiyonluk geliyor. 2005 -2006 sezonu, 2009-2010 sezonu, 2014-2015 sezonu, 2018-2019 sezonu ve bunlara yakın örnekler olan birçok sezon hala hafızalarımızda güncelliğini korumakta. Bu sezonlar ile ilgili bilgilerini tazelemek isteyenler için nasıl olsa ligler bitecek ve bendeniz o sezonlara neden benzettiğimi yazacağım.
Bu sezona gelecek olursak eğer; Lig şampiyonluğu kupası sanki bir hediye kutusundaymış gibi. Kupa kutuda ama sanki içinde bomba varmış gibi şampiyonluk iddiasını sürdüren üç takımda, lig boyunca bu kutuyu sahiplenemedi. Dananın kuyruğunu yine son maça bıraktılar.
Fenerbahçe için değerlendirecek olursak eğer bu sezon çok karmaşıktı. Kiralıktan dönen oyuncuları saymazsak eğer bu sezon 22 yeni futbolcu transfer edildi, 20 ye yakın futbolcu ya transfer ya kiralık ya da diğer nedenlerden kulüpten ayrıldı. Ali koç başkanlığında tek hedefin şampiyonluk olduğunu belirten camia, teknik direktörlük koltuğunda Erol Bulut ile yola başladı. Yapılan transferleri tek tek değerlendirdiğimizde bir bölümünün Süper Lig kalitesinin üstünde topçular olduğunu herkes kabul etti. Gel gelelim takım saha içinde büyük takım olmak yerine hep deplasman takımı gibi oynamaya başlayınca işler değişti. Büyük takımsan eğer saha içinde bu büyüklüğü göstermelisin. Topu rakipte kabullenmek, kontra atak takımı prensiplerini saha yansıtmaya çalışmak Fenerbahçe’nin başına dert oldu. Tam yarıştan kopacaklar derken Erol Bulut ile yollar ayrıldı ve kurtarıcı olarak Emre Belözoğlu’na takım emanet edildi. Sezonun bitmesine 10 hafta kala göreve gelen Emre Belözoğlu, 9 maçlık periyotta 6 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyetle kulübün beklenenden yüksek performans sergilemesini sağladı. Bu istatistik ile Fenerbahçe son maça rakiplerinin 2 puan gerisinde hala şampiyonluk şansını devam ettirerek çıkacaktır.
Galatasaray kulübü de şampiyonluk şansı bulunan bir diğer kulüp. Bu sezon Galatasaray kulüp yönetimi ve Fatih Terim için yazılacak çok şey var ama şu an kime bir dokunsak bin ah işiteceğimizin farkındayız. Sezonun 27. Haftasında kalesinde 19 gol görmüş ve doğru skorları tutturarak liderlik koltuğunda gördüğümüz kulüp Kayseri deplasmanı sayılmazsa eğer 4 maçta kalesinde 11 gol gördüler. 32. Hafta 3-0 Hatayspor mağlubiyetinin ardından 3. Sıraya gerileyen Galatasaray kolay fikstür tuzağına düşmesinin sonuçlarını belki bu sezonun şampiyonluğunu hediye ederek ödeyecek. Ne oldu bu kolay fikstür haftalarında?
Galatasaray önce ligde son sıradan bulunan Ankaragücü karşısında mağlup oldu. Sivas Sporla berabere kalınca yönetim ve Fatih Terim arasındaki sürtüşmeler kulaktan kulağa konuşulmaya başladı. Daha sonrasında Terim kadroda ve sistemde değişikler deneyerek takım üzerinde bir kumar oynamaya kalktı. 30. Haftadan itibaren denenmeye çalışılan yeni sistem takıma 3 maçta 8 puanlık kayba neden olunca Terim takımı tekrar eski sisteme döndürdü. E haliyle 34. Haftada Galatasaray lider Beşiktaş’tan 8 puan geride 3. Sıraya yerleşmiş oldu. 35. Haftadan itibaren sadece bir beraberlik alarak tüm maçlarını kazanan takım, rakiplerinin de puan kayıplarıyla, tekrar şampiyonluğun en büyük adaylarından biri haline geldi. Şimdi şampiyonluk için son maçta rakibi Beşiktaş gibi kazanmalı ve hatta Beşiktaş ne attıysa, 3 fazla atmalı ki şampiyon olabilsin.
Gelelim Beşiktaş’a. Geçen sezon Abdullah Avcı’nın yerine teknik direktörlük koltuğuna oturan Sergen Yalçın, bize göre ülkemizdeki en flaş, en etkileyici, en renkli, en dobra, en heyecan verici, en… en … en … teknik direktörlerden biri olarak gözümüze girdi. Futbolculuğu da sansasyonel olan Yalçın teknik direktörlüğünde de daha pozitif bir görüntü ile adından herkese bahsettirdi. Geçen sezon takımın çehresini değiştiren Sergen hocaya bu sene çok büyük bir yük verilmişti. Şimdi tüm gözler şampiyonluk hedefindeydi. Fakat takım için şöyle bir durum vardı. Geçen sezon kiralık oyuncuların çokluğu, kontratı yenilenmeyen ve ilk 11 de oynayan bir kısım oyuncunun başka takımlar ile anlaşması, bu sezon için zorunlu transfer yapılması gerçeğini ortaya koyuyordu. Neredeyse takımın her formasyon noktasına oyuncu takviyesi şarttı ve Beşiktaş’ın mali durumu, daha çok bedelsiz transferlere yoğunlaşmak zorunda bıraktı. Haliyle yine kiralık sözleşme yapılacak oyuncular da aranmaya başlandı. Tam kadro derinliği oturtulmasa da sezon ortasına lider girmeyi başaran kulüp bu uzun maratonu lider bitirme isteğini herkese göstermiş oldu. Gel gelelim yoğun lig temposunun takımların karşısına çıkarttığı talihsiz sakatlıklar soruna. Sakatlıklar bu sezon en çok Beşiktaş’ın belini büktü. Ligin sonuna doğru santrafor noktasında iki önemli silahından yoksun kaldılar, alternatif forvet Hasic de sakat olunca sezonun en çok gol atan takımı gol yollarını Larin’e bıraktı. Orta sahasında da sakatlıklar ile uğraşan siyah beyazlı kulüp bu eksikler ile düşe kalka ilerlemeye çalıştılar. Son iki haftada Şampiyonluk için, en büyük rakibi Galatasaray ve hemen ardından Karagümrük mağlubiyetleri takımın son haftaya puan puana averaj fazlasıyla gelmesine neden oldu. Şimdi son maça ne yapıp edip kazanmalı ve atabildiği kadar gol farkıyla kazanmalı.
Yazımızın başında da değindiğimiz gibi dananın kuyruğu bugün oynanacak üç maçla kopacak.
Fenerbahçe’nin şampiyon olması için iki takımında kaybetmesi ve Fenerbahçe’nin kazanması gerekli.
Galatasaray’ın şampiyon olması için Beşiktaş’tan daha iyi bir sonuç alması veya da iki takımında kazanması halinde 3 gol fazla atması gerekli.
Beşiktaş’ın şampiyon olması için atabildiği kadar gol atıp kazanması ve arkasına bakmaması yeterli olacaktır.
Şampiyon kim olur sorusu 90 dakika sonra belli olacak. Bakalım bu son maçta kim kime şampiyonluğu hediye edecek veya bu kupayı kim kimin elinden alacak?
Bugün kim kazanırsa kazansın taraftarlar, bayramın son günü bir bayram daha edecek. Üzülen taraftar sayısı daha fazla olacağının farkında olarak sevincimizi yaşamamız dileğiyle.
İyi seyirler.