Selanik Atatürk Evinde…

1881 yılında o zamanki adresi Koca Kasım Paşa Mahallesi olan Evde Selanik’te dünyaya gelen Mustafa Kemal, Günümüzde ise Apostolou Pavlu Caddesi 17 numarada yer alan, Agiou Dimitriou, 151 adresinde Türkiye Cumhuriyeti Selanik Başkonsolosluğu ile birlikte aynı yerleşkenin parçası olan, Osmanlı Mimari dokusunun hakim olduğu ev, o dönemde Türk evlerinin iç içe olduğu bir çevrede diğer […]

Yayınlama: 08.11.2017
A+
A-

1881 yılında o zamanki adresi Koca Kasım Paşa Mahallesi olan

Evde Selanik’te dünyaya gelen Mustafa Kemal,

Günümüzde ise Apostolou Pavlu Caddesi 17 numarada yer alan,

Agiou Dimitriou, 151 adresinde Türkiye Cumhuriyeti Selanik Başkonsolosluğu ile birlikte aynı yerleşkenin parçası olan,

Osmanlı Mimari dokusunun hakim olduğu ev, o dönemde

Türk evlerinin iç içe olduğu bir çevrede diğer evlerle aynı yapıda olan,

Bodrumu ile üç katlı ve bir avlu içindeki yapı.

Şimdi müze olan Atatürk Evi, 1870 yılından önce Rodoslu müderris

Hacı Mehmed tarafından yaptırılan ev önce İbrahim Zühdü’ye

Daha sonra da yine Selanik halkından Abdullah Ağa ve

eşi Ümmü Gülsüm’e satılan evi Atatürk’ün doğumundan

birkaç yıl önce kiralayan Babası Ali Rıza Efendi,

Etrafı yüksek duvarlarla çevrili, harem ve selamlığı olan üç katlı

Klasik, çıkartmalı evin dış yüzü sıva üzerine pembe boyalı olup

Pencerelerine ahşap kafesler yapılan,

1881 yılında bu evin ikinci katındaki sol tarafa düşen ocaklı odada doğan Mustafa Kemal Atatürk,

1888 yılında babası Ali Rıza Efendi’nin ölümünden sonra genç yaşta dul kalan Zübeyde Hanım, oğlu küçük Mustafa (Atatürk) kızları Naciye ve Makbule ile yanındaki daha küçük eve taşınan.

Pembe evdeyken Şemsi Efendi Mahalle Okulu’na giden,

Babasının ölümünden sonra, önce Selanik Mülkiye Rüşdiyesi’ne,

Sonra buradan ayrılarak 1893 yılında Selanik Askeri Rüşdiyesi’ne

Geçen, 1896 yılında Manastır Askeri İdadisi’ne 1899 yılında da İstanbul’daki Harp Okulu’na başladıktan sonra tatillerinde Selanik’e gelen Atatürk yine annesi ve kardeşleriyle bu küçük evde oturan,


 

1902 yılında Harp Okulu’nu bitirip Kurmay sınıfına başlayan

1905 yılı başlarında Kurmay Yüzbaşı olan,

Bu tarihten İkinci Meşrutiyetin ilan edildiği 1908 yılına kadar

Vatan hizmetinde askerlik görevini yapan Atatürk,

1912 yılında Selanik Yunanistan’ın yönetimine geçince Atatürk’ün annesi ve kız kardeşi de Selanik’ten ayrılarak İstanbul’a gelen

Beşiktaş-Akaretler’de bir eve yerleşen,

Milli Mücadele yıllarında da Ankara’ya gelen

fakat iklimi sağlığı için elverişli olmadığından zaferden sonra

İzmir’e gönderilen Zübeyde Hanım 1923 yılında orada vefat eden,

Bundan sonraki süreçte Atatürk’ün doğduğu ev,

Türkiye ve Yunanistan arasındaki anlaşma gereğince Yunan Hükümeti’ne bırakılan ve sonrasında bir Yunan aile tarafından satın alınan, Cumhuriyetin 10. Yıldönümünde Selanik Belediyesi,

Türk-Yunan dostluğunun göstergesi ve Balkan Konferansı’nın anısına, yapının çift kanatlı sokak kapısının sağ köşesine,

Atatürk’ün bu evde doğduğunu yazan mermer bir plaka yerleştirilmesi ve bunun Yunancanın yanı sıra Türkçe ve Fransızca tercümelerinin de koyulması kararını alan,

 

Bu plaka 4 Kasım 1933 tarihinde, Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği mensuplarının ve Yunanistan’ın ileri gelenlerinin katıldığı bir törenle yerleştirilen, Daha sonra Selanik Belediyesi tarafından satın alınan evin anahtarı, Atatürk’e hediye edilmek üzere 19 Şubat 1937’de Türkiye’nin Selanik Başkonsolosluğu’na verilen,

Bu olaydan sonra Atatürk Evi, Selanik’teki Türk Konsolosluğu’muzun bakımına verilen ve evin zemin katında sonradan açılan dükkanlar kaldırılarak eski şekline getirilen, sarıya boyanan ev yine pembe renkle boyanan, çatısı aktarılıp onarılan,

1950 yılında daha geniş çapta büyük onarım gören Atatürk Evi’nin (Atatürk Müzesi) olarak tanzimi düşünülen ve bu konuda Dışişleri Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalara başlayan,

Atatürk Evi’nin tanzim ve teşhiri konusunda fikirlerini almak üzere Milli Eğitim Bakanlığınca bazı kişilere başvurulan

Gerekli eşya İstanbul Dolmabahçe ve Topkapı Saraylarından seçilerek Selanik’e gönderilen ve evin bütün odaları eski şekline göre ayrı ayrı değerlendirilen 10 Kasım 1953 günü törenle hizmete açılan.

Atatürk Evi’nin açılış tarihi aynı zamanda Atatürk naaşının Ankara Etnografya Müzesi’nden Anıtkabir’e taşındığı tarih olan.

Bugün Müze olarak ziyarete açık bulunan Selanik’teki Atatürk Evi,

Selanik Başkonsolosluğumuzun da bulunduğu etrafı duvar parmaklıklarla çevrili bir bahçenin ana caddeye bakan köşesinde olan,

Ev üzeri tuğla çatılı, çıkartmalı, eski Türk evleri tipinde ve zemini ile üç katlı, zemin kat üzerindeki birinci ve ikinci katlar dikdörtgen şeklinde kafesli pencerelerden ışık alan eve caddeye açılan çift kanatlı kapıdan girilen.

Zemin Kat, kapıdan tuğla döşemeli bir hole girilen, Sağdaki birinci oda, kiler, ikincisinde mutfak bulunan, soldaki birinci oda hizmetçi odası, ikinci oda merdivenli sofa ve buradan birinci kata çıkılan,

 

Birinci kat, Bahçedeki çıkartma taş merdivenle girildiği gibi zemin kattaki merdivenli sofadan da girilen,

Girişte ahşap tavanlı geniş sofa bulunan, sofanın bahçeye bakan atlas perdeli üç penceresi önünde yastık ve işlemeli yaygılarla döşenmiş bir sediri bulunan sofanın ortasında yuvarlak ahşap bir masa olan,

Sofanın orta girişinde, sağda misafir odası ve bu odadan geçilen küçük bir sandık odası yer alan, Misafir odası, kadife koltuk ve kanapeler, atlas perde, aynalı komodin, bakır mangal ve sehpalarla döşenen,

Duvarda ibrişim işleme bir yazı levhası, bir duvar saati bulunan,

Soldaki birinci küçük oda mutfak olan, İkinci oda yatak odası,

Odanın bir köşesinde çift kişilik demir bir karyola bulunan,

Yatağın başucundaki duvarda gümüş kılaptanlı, kırmızı atlas cüz kasesi

İçerisinde bir Kuran-ı Kerim ve bir levha asılı, levhada Fetih Süresinin ilk ayeti olan (İnna Fetehnaleke fethan mübina) yazılı olan,

Karyolanın önünde pirinç mangal, caddeye bakan atlas perdeli pencereler boyunca da döşenmiş sedir bulunan,


 

İkinci Kat, Birinci katın sandık odası bitişiğindeki merdivenli sofadan ikinci kata çıkılan, buradaki sedirli sofa da birinci kat sofasının aynı olup yalnız daha küçük olan, girişte sağdaki alçı işleme tavanlı oda (çalışma odası) olarak yarılan, Atatürk’ün doğduğu bu odada, Atatürk’ün tunç bir büstü ile bir yazı masası, pirinç mangal, koltuklar yer alan, duvarlarda Atatürk’le ilgili levha ve tabaklar asılı olan,

Sağdaki yatak odası Atatürk Müzesi haline getirilen.

Vitrinlerde Atatürk’ün kullandığı elbiseler ve şahsi eşyaları görülen,

Atatürk’ün hayatına ait fotoğraflarla, okul çağlarına ait belgeler sıralanan, bir de Atatürk kitaplığı kurulan, yatak odasının bitişiğinde tahta parmaklıklı bir teras mevcut olan

Selanik’teki Atatürk Evi’nin onarımı, düzenleme ve sergilenmesi

1981 yılında yapıldıktan sonra 2012 yılında yeniden restorasyona girip buraya taşınan Yunan ailenin binaya yaptığı ilave inşaat ve içindeki otantik olmayan eşyalar kaldırılarak modern bir müzecilik anlayışı ile yenilenen. Başkonsolosluk alanı içinde bulunan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toprağı sayılan bu ev, sınırlarımız dahilinde bulunmasa da her Türk’ün kalbinde özel bir yere sahip olan,

Selanik’e giden her Türk gibi ben de ilk olarak Ata’mın Evini ziyaret etmekten çok mutluyum. Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi tarafından bahçeye dikilen nar ağacının gölgesinde otururken Türkiye için manevi değeri son derece yüksek olan bu mekanda Atamızı yad edip rahmetle andık. Ruhun şad olsun Canım Ata’m…

Selanik

Komşu ülke Yunanistan’ın ikinci büyük ve en güzel kenti,

Makedonya bölgesinin Yunanistan içinde kalan kesiminin başkenti,

MÖ 316’da Makedonya Kralı Kassandros, Büyük İskender’in de kızkardeşi olan karısı Therman Thessaloniki’nin adını verdiği şehir,

Liman kenti Selanik adına yakışır genç kız endamına sahip olan,

Antik çağdan, Roma İmparatorluğuna, Bizans’tan Osmanlı İmparatorluğuna ve modern Yunanistan’a kadar varlığını sürdüren, Osmanlı Bizans İmparatorluklarının ikinci önemli şehri olarak

altın dönemlerini yaşayan Selanik,

Osmanlı döneminde Sefarad Yahudileri kentin çoğunluğunu oluşturan

Roma, Bizans, Osmanlı’dan kalan mirasını köklü geçmişinden günümüze kadar taşıyan gözde şehir,

Balkanların İstanbul’dan sonra başkent olmayan en büyük ikinci şehri, Yunanistan’ın kültürel başkenti, ikinci büyük ekonomik,

Endüstriyel ve ticari merkezi olan Selanik,

Şehrin bilinen tarihi 2 bin yıldan uzun bir süreyi kapsayan,

Birçok tarihi kültürün kaynaştığı Selanik’te bulunan

Balkanların en önemli ve en büyük üniversitesi Aristotales,

Gezilecek yerler arasında UNESCO Dünya mirası listesindeki

Dördüncü yüzyılda inşa edilen Aya Dimitros Katedrali,

Selanik’e giden her Türk’ün ilk adım atması gereken yer,

1881 yılında Atatürk’ün doğduğu Atatürk Evi Müzesi,

Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaptırılan Beyaz Kule,

Selanik’in en önemli tarihi eserleri arasında ve Şehrin sembolü olan,

12. yüzyıldan kalma bir Bizans kalesinin olduğu yerde,

Osmanlılar tarafından 16. Yüzyılda inşa edilen,

Kale, garnizon ve hapishane olarak kullanılan,

Osmanlılar döneminde Yunanlılar tarafından Kanlı Kale olarak adlandırılan 34 metre yükseklikte olan Beyaz Kule,

Kastra yani Bizans kale surları, Selanik Aristoteles Ana Meydanı,

Yunanlıların Lefkos Pirgos dedikleri kordon,

Yunan heykel sanatçısı Giorgios Zogolopoulos tarafından tasarlanan

Kentin sahilinde ilginç, modern bir anıt olarak tasarlanan şemsiyeler,

Agia Sophia Kilisesi, 9. Yüzyılda inşa edilen Bizans Kilisesi,

Saint Dimitrios Kilisesi, Bizans döneminde yapıldığından o dönemin

Mimarisini yansıtan ve Selanik’in en önemli kilisesi olan,

Ladadika Bölgesi, Osmanlı egemenliğindeyken Pazar alanı olan,

Şimdi ise gerçekten Yunanistan’da olduğunuzu hissettiren,

Her yandan gelen taverna müzikleri ve mezenin dibe vurduğu yer,

Ano Poli ise yukarı şehir, Selanik’in denize tepeden bakan tarafı,

Roma İmparatorluğu dönemine ait yapılardan biri olan

Rotondo, şehrin ilk ve en eski dini yapılarından kabul edilen,

Şehrin en popüler caddeleri, Tsimiski, Egnatia, Ermou, Mitropoleos,


 

Bey Hamamı, Bezistan, Alaca İmareti, Hamza Bey Camii, Pazar Hamamı Kentteki Osmanlı yapılarından olan Selanik’teki Türk eserleri,

Gündüz antikacı ve eskicileri, gece ise taverna ile görülecek yerlerden olan Dikastrion Meydanı’na yakın Selanik Bit Pazarı,

Adım atan herkese İzmir’in atmosferini hissettiren Selanik’in

En güzel yönü, her yolun denize çıkması,

Gençlerle dolu cıvıl cıvıl şehri yürüyerek gezmek, keşfetmek kolay,

Yıl boyunca yoğun hareketli kent yaşantısının olduğu

Yaz ayların da ise eğlenceli ve neşeli olan Selanik,

Sevimli ve karakteristik sokaklarına Ege’nin sımsıcak havasının sindiği,

İklim ve konum nedeniyle yaz aylarında turist akınına uğrayan,

Birçok mutfağın etkisi görülen Selanik’te deniz mahsulleri,

Çeşitli mezelerin önemli yer tuttuğu sahil kısımlarındaki restoranlar,

Sabahın ilk ışıklarına kadar süren ve yoğun yaşanan gece hayatı,

Yunanistan’da bizden bir şehir olan Selanik,

Tarihi sokakları, enfes Yunanistan yemekleri, eğlenceli gece hayatı,  Festivalleri, sanat faaliyetleri ile Yunanistan’ın kültürel başkenti olan,

Resmi dili Yunanca olan ülkede İngilizce bilen kişi sayısı oldukça fazla,

1981 yılında Avrupa Birliği’ne geçmesiyle para birimi Euro,

Kültürlerimiz ve damak zevkimiz birbirine yakın olan,  

Psito, fırında pişmiş dana etinin, patates kızartması veya püresi ile servis edilen oldukça meşhur bir Yunan yemeği,

Tzatziki Cacık, Mousakas Musakka, Kalamari Kalamar, Gyros Döner,

Yunanistan’ın Midilli adasında üretilen ve önerilen markası Barbayanni olan içecek ise Ouzo Uzo, bizim rakının Yunan versiyonu,

Çoğunlukla su katmadan sek olarak tüketilen içki,

Bunun yanı sıra Frappe ya da Fredo Cappuchino denilen Soğuk kahve,

Genç, yaşlı, evli, bekar herkesin elinden düşürmediği leziz kahve,

Bademli un kurabiyesi olan güzel lezzetli Kavala kurabiyesi,

Türk kahvemizle birebir aynı olan vanilyalı, çikolatalı,

Birçok aroma alternatifi bulunan Yunan kahvesi ve sakız likörü,

Tavernalarda gece hayatını yerinde görmeli,

Leziz meze ve yemeklerin tadına varırken uzonuzu keyifle içer,

Sirtaki yapanlara katılıp unutulmaz bir gece yaşarsınız Ladadika’da.

Yedi Kule’den gün batımını fotoğraflamadan Selanik’ten dönülmez,

Pazartesi ve Çarşamba günleri saat 14:00’de dükkanlarını kapatıp

Tek kötü huyları siestaya giden Yunanlılar,

Atina- Selanik arasında güzellik çekişmesi olan iki şehir, Atinalılar Selanik’e bayılır ama Selanikliler sadece Selanik’e bayılırlar.

Coğrafi yapı olarak benzerliklerine şehir planlamalarının aynı mimar tarafından yapılmış olmasından ‘Tıpkı İzmir’ gibi denilen Selanik,

Konumu, görkemli geçmişi ve zengin geleceği olan şehir,

Gündüz Kalimera, gece Kalispera diyen sıcakkanlı insanları,

Güzel deniz manzarası, ağaçlıklı sokakları, bizim kültürümüzden etkilendiği mutfağı,  eski Bizans kiliseleri, çok sayıda müzesi,

Ama ilk akla gelen bu şehirdeki en güzel yer olan Mustafa Kemal Atatürk’ün evi ile görülmesi gereken şehirlerden biri Selanik…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.