2017 – 2018 sezonunun başlamasına sayılı günler kala kulüplerin transfer çalışmaları hızlanarak devam etmekte.. Transfer haberleri ve söylentileri bir tarafa bombaları da gerçek anlamda patlamaya devam ediyor. Gerçekleşen transferleri kulüp bazında değerlendirirsek ortaya çok konuşulacak tablolar çıkıyor. Geçen sezonu şampiyon kapatan Beşiktaş ile bahsimize başlayabiliriz. Geçen sezon kanayan yara olarak belirtilen, en büyük eksiği stoper […]
2017 – 2018 sezonunun başlamasına sayılı günler kala kulüplerin transfer çalışmaları hızlanarak devam etmekte..
Transfer haberleri ve söylentileri bir tarafa bombaları da gerçek anlamda patlamaya devam ediyor.
Gerçekleşen transferleri kulüp bazında değerlendirirsek ortaya çok konuşulacak tablolar çıkıyor.
Geçen sezonu şampiyon kapatan Beşiktaş ile bahsimize başlayabiliriz.
Geçen sezon kanayan yara olarak belirtilen, en büyük eksiği stoper noktasıydı. Bu açığını da dünya tarafından stoper denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Pepe ile anlaşarak kapatma niyetindedir.
Pepe ismi bile şu an ligimiz dışında Avrupa da bile rakip takımlara korku salacak, yerinde bir transfer olarak gözükebilir. Fakat 34 yaş bu korkuyu canlı tutabilecek mi bu bir soru olarak aklımızda kalacak?
Talisca’nın bir sene daha takımda durması da Beşiktaş için ayrı bir artı olarak değerlendirilir.
Bu transfer dışında görüşülen isimler konusunda Beşiktaş taraftarının kulüp başkanı Fikret Orman’a güveni tam. Yakında adından söz ettiren transferlere imza atacağının beklentisindeler.
Bu transfer döneminin en flaş takımı hepimize göre Başakşehir olarak gözüküyor. Geçen sezon maçlarını şampiyonlar ligi seremoni müziği ile açıp kapatan kulüp bu sene o müziğin daha çok duyulması için ses getirecek transferlere imza attı.
Yaptığı 8 transferle adeta ikinci bir takım daha kuran Başakşehir, Cengiz Ünder’in Roma’ya transferi ile de adından yeterince söz ettirdi. Genç Cengiz’in gidişinin ardından bu noktayı güzel transferler ile boş bırakmayacağını da gösterdi. Feyenoord’tan alınan Elia’nın sol kanat olarak Cengiz’i aratmayacağı kanısındayım. Eljero Elia dışında gerçekleşen Tunay Torun ve Kerim Frei transferleri de iyi bir hamle olarak değerlendirilebilir.
Fenerbahçe ise geçen sezon en büyük eksikliğini yaşadığı 10 numara pozisyonuna ağırlık verdiği bir transfer politikası izlemekte. Trabzonspor’dan Mehmet Ekici ve Lyon’dan Valbuena transferleri ile bu açığı kapatma niyeti göstermektedir. Geçen sene takımın en başarılı performanslarından birini sergileyen Lens için bu sene ne olacağı belli değil. Bu nedenle Fenerbahçe sağ tarafını güçlendirmek adına iki transfer birden gerçekleştirdi. Sağ bek için Cagliari’den Mauricio İsla ile sağ açık için ise Monaco’dan Dirar ile anlaşma sağlayan takım bu sene hedeflerini tutturmak için adımlarını dikkatli atmaya kararlı.
Transfer döneminin en konuşulan takımlarında biri de Galatasaray. Gomis, Belhanda, Maicon, Mariano bunlar gelenler. Bu isimler için sadece kulüplerine ödenen bonservis ücreti 21,5 milyon €. Oyuncuların kendilerine verilecek yıllık ücretler ise de dudak uçuklatıcı, ortalama 2,5 milyon ile 3 milyon € arası.
Bu isimler dışında hali hazırda konuşulan minimum 3 isim daha var ve bonservisleri de yıllık ücretleri de alınan bu dört isimden aşağı olmayacaktır. Takımdan satılarak ve kadro dışı bırakılarak ayrılan isimler de yeterince tartışma konusu oluşturmaktadır.
Sezon ortası gideceği netleşen Podolski ile beraber; Bruma, Semih Kaya, Salih Dursun ve Cenk Gönen başka kulüplere satılarak kulübün kasasına 17,36 Milyon € gelir sağlamaktadır. Bu belirtilen oyuncuların da yıllık ücretleri ortalama taş çatlasın 1,5 milyon € eder.
Yani şu an klubün al – sat politikası kabaca 5,5 milyon € kasasına zarar ettirmektedir. Bu satılan isimler dışında Wesley Sneijder, Aurélien Chedjou ve Sabri Sarıoğlu gibi isimler de karşılıklı anlaşmaları feshedilen veya sözleşmesi uzatılmadan kulüpten ayrılan isimler olarak göze çarpmaktadır. Kısaca herhangi bir bonservis geliri yok.
Antalyaspor ve Trabzonspor da güzel transferlere imza atmış gözükmekteler.
Fakat alınan oyunculara ödenen bonservisleri saymasak herhangi bir oyuncu satıp kulüp kasalarına bir bonservis geliri koyamadılar (şimdilik).
Bu tablolara baktığımızda görünen o ki Türkiye’de futbol; sadece tüketimden ve kulüp yönetimlerinin günü kurtarmak adına yaptıkları pervasızca harcamalarla taraftarın gözünü boyamaktan ileri gitmeyen bir sektördür.
Başakşehir ve Gençlerberliği kulüplerini ayırarak söylemeliyiz. Bu iki kulübümüz finansal anlamda da kar elde etmeyi ve ileri yönelik olumlu adımlar atmayı hedeflediklerini, yaptıkları olumlu işlerle bizlere göstermektedir.
Şimdi Takımlarımızın Avrupa arenasında başarılı olması rüyalarına kapılmaktayız. En başarılı takımlarımızdan biri Galatasaray daha ilk eşleşmesinde dillere destan bir şekilde elenmiştir. Olayın bu kadar büyütülmesi gayet doğaldır. Çünkü karşısındaki takım ilk defa Avrupa ligi maçına çıkan ve kağıt üstünde Galatasaray ile karşılaştırılamayacak kadar küçük gördüğümüz bir takımdır. Belki birçok taraftar bu sonuç karşısında çok büyük hayal kırıklığı yaşamıştır fakat görünen köy bu işte.
Kulüplerimiz için yapılan transferlerin kaçından alım satım anlamında kar elde edilmektedir?
Ne zaman bu al – sat işlerinde kulüplerimiz kar elde ederse o zaman işler değişebilir. Arda Turan, Enes Ünal ve Cengiz Ünder gibi transferler ay tutulması gibi olacağına sıradan transferler gibi sürekliliğe dönüşürse o zaman ligimizin bir yerlere varacağı hayalini kurabiliriz. Kulüplerimizin ve Ulusal takımımızın o zaman büyük başarılar kazanacağı rüyalarını yaşayabiliriz.
Şimdilik hunharca para savuran yönetimlerin, sattığı hayaller ile rüyalar alemindeki yolculuğumuza devam edebiliriz.
Bol ve daha renkli transfer sezonlarında görünceye dek tatlı rüyalar.
verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkür ederim
Verdiğiniz detaylı bilgilerden ötürü çok teşekkür ederim
detaylı bilgilendirme için teşekkür ederim
verdiğiniz detaylı bilgilerden ötürü çok teşekkür ederim
detaylı bir bilgilendirme olmuş fayda gördüm teşekkür ederim
detaylı bir makale olmuş epey faydasını göreceğimi düşünüyorum teşekkürler
Detaylı bir içerik olmuş. Üstelik de akıcı. Teşekkürler