Türkiye yanıyor, biz sadece seyrediyoruz!

Yayınlama: 04.07.2025
A+
A-

Türkiye yine alev alev yanıyor, ormanlar birer birer yok oluyor..
Göğe yükselen dumanlar umutlarımızı da karartıyor, canlılar panik içinde kaçıyor, toprağın belleği yanıyor..

Ve biz, yine sadece izliyoruz..

Doğudan batıya, kuzeyden güneye kadar neredeyse her yerden yangın haberleri geliyor..
Ağaçlar, hayvanlar, ekosistem yok oluyor ama biz sadece üzülüyoruz..
Sanki her yaz yaşanan bu felaketler hiç olmamış gibi davranıyoruz..
Sanki bu topraklar bize ait değilmiş gibi kayıtsızız..

Yıllardır aynı acı senaryo tekrar ediyor..
Ne tedbir alıyoruz, ne de öncesinde harekete geçiyoruz..
Yangınlar çıktıktan sonra başlıyoruz konuşmaya ama her şey için artık çok geç oluyor..
Oysa bu ülke bunu hak etmiyor..

Google Earth’te Türkiye’ye yukarıdan bakınca manzara yürek burkuyor..
Sadece Karadeniz’in kıyısı, biraz da batı sahilleri yeşil kalabilmiş..
İç Anadolu, Doğu, Güneydoğu kurak, kupkuru, cansız görünüyor..
Bu hâl bizim gerçeğimiz ama kaderimiz olmak zorunda değil..

İklim krizi kapımızda değil, artık evimizin içinde..
Kuraklık artıyor, su kaynakları tükeniyor, ormanlar daralıyor..
Ve biz hâlâ doğayı ikinci plana atıyoruz..

Bir çocuk gölge bulamıyor..
Bir kuş konacak dal arıyor ama bulamıyor..
Bir sincap yuvasını kaybediyor, kaçacak yer arıyor ama orman kalmıyor..
Bu artık sadece çevre değil, insanlık sorunudur..

Bugün yanan bir orman, sadece doğayı değil, yaşamı da yakıyor..
O ormanda yürüdüğümüz yollar, soluduğumuz hava, çocuklarımızla piknik yaptığımız çimenlikler de yok oluyor..
Ve biz bu büyük kaybı hâlâ tam olarak fark etmiyoruz..

Oysa her birimizin yapabileceği şeyler var..
Bir tohum toprağa düşerse, bir orman doğabilir..
Her çekirdek bir fidan olabilir..
Ama önce farkında olmamız, sonra da harekete geçmemiz gerekir..

Çocuklarımıza sadece güzel sözler değil, doğru davranışlar da bırakmalıyız..
Onların gözleri önünde bir ağacı sevmeli, bir fidan dikmeliyiz..
Doğaya olan sevgimiz sadece tatil fotoğraflarında kalmamalı..

Ormanları sadece arka plan olarak gören bir toplumla daha fazla ilerleyemeyiz..
Bu umursamazlık, sonunda hepimizi yakar..

Bu sorun yalnızca hükümetin ya da bir kurumun değil, hepimizin sorunudur..
Siyasi tartışmaların çok ötesindedir..
Bu, ortak hayatın, ortak havanın, ortak geleceğin meselesidir..

Türkiye eşsiz bir ülkedir..
Üç tarafı denizlerle çevrili, dört mevsimi yaşayan, bereketli topraklara sahip bir cennet köşesidir..
Ama bu doğa korunmazsa cennetten cehenneme dönüşmesi an meselesidir..

İklim politikaları, yangın önlemleri, ağaçlandırma kampanyaları sadece kâğıtta kalmamalı..
Gerçek adımlar atılmalı, uygulamalar hayata geçirilmeli..

Her birey bir adım atmalı..
Bir ağaç dikmeli, bir ormanı savunmalı, bir canlıya yaşam alanı bırakmalı..
Çünkü doğa bize değil, biz doğaya muhtacız..

Eğer bunu anlamazsak, geriye sadece yanmış topraklar ve küllenmiş bir ülke kalacak..
Ve doğa bir gün öç almak istemeyecek..
Çünkü doğa zaten bizi affetmeyecek..

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
  1. Nurcan Akçay dedi ki:

    Diyelim ki,
    Biz öldük, siz kaldınız.
    Diyelim ki,
    Kurudu ormanlar, nehirler, yuvalarında kuşlar.
    Diyelim ki,
    Ateş olup küller üfürdünüz memlekete.
    Baktınız,
    Kalmamış yakacak tek bir ağaç,
    Sönmeyen ocak,
    Akacak tek damla gözyaşı.
    Sonra..?
    Geçip ortasına ölümün düğün mü kuracaksınız..?
    Diyelim ki kurdunuz,
    Külden ağaçlar,
    Uçmayan kuşlar,
    Ağıtlar,
    Bu ziftli yaslar sarmışken toprağı
    mutlu mu olacaksınız..?
    Bize nasip bunca kalp ağrısından
    size tatlı huzurlar kalır mı dersiniz..?
    YAZIK..!!!
    Davaya ibadet diye diye, toprağına ihanet edensiniz.
    Lakin unutmaz toprak..!!!
    Bakın göreceksiniz..
    Yakan,
    Yıkan,
    Bozan,
    Ölüm saçan ellerinizden ayırmayın gözünüzü.
    Onlar boğacak sizi.
    Yavaş ve acı içinde kesilecek nefesiniz,
    henüz gelmeden eceliniz…..
    Yaktığınız can kadar yanacaksınız…

    Nazım Hikmet RAN