Uyarıyorum; kimse yarın seçmene kızmasın!

Gerçekleri bilince yalanları dinlemek çok eğlenceli oluyor Bernard Shaw .. Osmanlı son dönem bütün savaşları hayalcilik ve hamaset sebebiyle kaybetmiştir. Savaş teknolojileri hiç bir zaman bu gün ki gibi uçurum olmamıştır. Allah bizimle, iman edenler kazanır diyerek girdiğimiz bütün savaşları kaybettik. Askerimizin efsanevi kahramanlığı, subaylarımızın deha seviyesindeki kurmaylığı savaşın kaderini asla değiştirmemiştir.   Hamaset ile […]

Yayınlama: 09.05.2018
A+
A-

Gerçekleri bilince yalanları dinlemek çok eğlenceli oluyor
Bernard Shaw ..

Osmanlı son dönem bütün savaşları hayalcilik ve hamaset sebebiyle kaybetmiştir. Savaş teknolojileri hiç bir zaman bu gün ki gibi uçurum olmamıştır.

Allah bizimle, iman edenler kazanır diyerek girdiğimiz bütün savaşları kaybettik. Askerimizin efsanevi kahramanlığı, subaylarımızın deha seviyesindeki kurmaylığı savaşın kaderini asla değiştirmemiştir.

 

Hamaset ile girilen savaşlarda laftan başka hiç bir şey gerektiği gibi yapılmamıştır. Ordunun ihtiyacı hesaplanmamış, cephane ve iaşe tedariki gerçekleşmemiş, yaralı askerler için sağlık tedbirleri alınmamış, bataryalar desteklenmemiş, topoğrafya ve düşman hareketleri hiç izlenmemiştir.

 

Kahramanlıkları ve dehası bu gün bile dillere destan olan Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa bile lojistik destek alamadığı için savaşı kaybetmiştir. Düşman hareketleri hakkında hiç bilgi sahibi olmayan asker düşmanın hamlelerini öngörememiş, düşman silah ve silahlarının etkili alanını tespit edemediği için bir çok cephede barınamamıştır.

 

Şam’da kaybeden Türk ordusu, savaşı teknoloji yada askerin azlığından kaybetmedi. İngiliz ordusu; düzenli akan lojistik desteği, sahayı çok iyi etüt ederek coğrafi ve topoğrafik bilgilere sahip oluşu, Osmanlı ordusunun savaş ve çarpışma düzenini çok iyi bilen kurmay heyetinin, üstün bir başarı göstermesine gerek kalmadan savaşı kazandı.

 

7, Harekat ordusu eğer sonradan Mustafa Kemal Atatürk gelip toparlanma şansı bulmasa ve onun üstün kurmaylık bilgisi ile doğru bir savunma hattı kurup yerleşmese Hatay ı Antep i Çukurova gibi çok önemli topraklarımızı kaybetmiş olurduk. Tabii burada 3, Tabur komutanı Miralay İsmetin klasik başarısızlıklarını aktarmaya gerek bile görmüyorum. O çok iyi yabancı dil bildiği için Osmanlı ordusunu temsilen İngilizlerle anlaşma masasına oturan, İstanbul a döndükten sonra İngilizcesinin iyi olmadığını görmüş olmalı ki Bütün Kuvva subayları Anadolu ya akarken O ABD konsolosluğunda çok kıymetli bir CIA yüzbaşısından yabancı dil dersi almaya gidiyordu… “Bu arada sigara almaya parası yoktu. Beyoğlu’nda bir bilardo salonunda bilardo oynamak için ayırdığı üç kuruşu hariç. (defterlerim I cilt)”

 

90 Bin askeri şehit verirken Sarıkamış ta yardıma gidemeyen Türk firkateyninin Karadeniz de batırılmasında Rus subayların Rus deniz kuvvetlerinin bu geminin rotası ve geliş gidiş tarihi ile ilgili bilgiyi kimlerden aldığı ise bilinmemekte. Elbette 1915 yılında ne radar, ne sonar, nede uydudan izleme imkanı vardı. Ama Ruslar; Trabzon açıklarında, gece karanlığında, karanlık seyir yapan Türk firkateynini buluyor ve onu batırıyordu

 

Savaşırken görülen şu ki düşmanın ne yapacağını harekat planını cephe planlarını ve savaş düzenini biliyorsan savaşı kazanırsın Osmanlı ordusu bu konuda son derece geri kalmış ilkel yollarla savaşıyordu. Yapılan bütün hamasi söylemler ve hayal kurularak, kurulan savaş planları, hep sükutu hayalle bitti… Olan vatandaşa oluyor, yapılan bütün çalışmalar, verilen bütün emekler, akıtılan terler ve kanlar heba olup gidiyordu. Başarı ve zafer bizden elini çekmişti bir kere

 

İstanbul’u kaybetmek üzere olan Bizans asilleri Hz İsa’nın kutsal ışığının Bizans’ı terk ettiğini söylediği gibi, bizi de İslam’ın nuru terk etti sözleri yayılıyordu halkın arasında. Günahkar olduğumuz için Allah’ın nusret etmediğini dinliyorduk. Hocalardan, vaizlerden alimlerden, ulemadan. Hiç biri çalışmadığımız için kaybettiğimizi söylemedi. Bunu söyleyecek olanın yapılması gerekeni de söylemesi gerektiğini en azından onlar biliyordu

 

Mustafa Kemal Atatürk, ülkenin yeniden kuruluşunu yapılandırırken yapılan incelemelerde 25 bin kayıtlı caminin imamlarından 13 bin imamın İngiliz ajanı olduğunu öğrendik. Abdülhamit e istihbarat sağlamak ve karşıtlarını yok etmek için kurulan Yıldız istihbarat teşkilatını kapatıp Teşkilatı mahsusayı devşirerek MİT’in kuruluşu bu sebepledir…

 

Bu gün MİT yabancı ülkelerde yapacağı operasyon ve çalışmaların mali kaynağını ne yazık ki bütçeden almaz. Siz hiç ordu veya devlet bütçesinde MİT için ayrılmış bir bütçeye rastladınız mı? Genelde bu giderler başbakan yada Cumhurbaşkanının örtülü ödeneğinden karşılanır. Ancak çok yüksek giderli projeler oluşturulan bütçesin bazen bu ödenekleri aşar. Finansör olan ve eğer uygun bulursa CIA tarafından karşılanır. Yapılacak olan çalışmanın mali sorumluluğunu ABD üstlenir. Elbette yapılan çalışmalar onların kontrolü ve denetimi altında olur. Toplanan bilgiler önce ABD değerlendirme kurumlarınca değerlendirilmiştir. Yani ABD MİT’i taşeron olarak çalıştırmıştır….

 

Bu gün siyasi sahnede savaş var. Bu gerçekten bir seçim değil son derece yüksek teknolojik silahların, sosyolojik argümanların kullanıldığı bir savaş. Algı operasyonları, asimetrik çalışmalar, istihbarat ve bilgi sızdırmalar, çok yönlü bir savaş stratejisi içinde gerçekleşmekte. Hedef ise rakipten çok seçmen kitlesine ulaşmak. Elbette rakibin elini zayıflatmak ve halkın tercihini kazanmak. Bu garip savaşın zafer kısmıdır.

 

Şimdi siz söyleyin bakalım bu savaşın tarafları kimdir.

 

Birinci dünya savaşına bir çok ülke katılmış ama iki isim ön plana çıkmıştır… İngiltere ve Alman ya… Savaşın amiral gemileri bunlardır ve bunların isimleri söylenir sürekli olarak…İkinci dünya savaşına da yüzlerce ülke isteyerek istemeyerek katılmak zorunda kalmıştır. Ama iki ülkenin adı zikredilir Asya da Pasifik te ABD ve Japonya, Avrupa da, Atlantik te İngiltere ve Almanya. Kimse İtalya dan bahsetmiyor bile veya Avusturya dan hatta Fransa dan Belçika dan Halbuki savaşın en büyük yıkımlarını bu ülkeler yaşamıştır. En büyük zararı bu ülkeler görmüştür. Önemli değil. Önemli olan Amiral gemileriydi. Çünkü bütün savaşın kaderini o iki devletin yaptıkları ve uygulamaları belirlemiştir

 

Bugün kurulan ittifaklar kimin umurunda. İnsanlar iki isimden bahsediyor  Biri AK Parti diğeri CHP. Ne MHP den bahseden var ne Saadetten ne de BBP den. Arada sırada IP’in adını duyuyoruz ancak bu genelde ya MHP tabanlı isimlerden yada yeni IP’çilerden dillenen sözcükler halinde gelişiyor. Peki savaşın kazanını kim olacak;  Elbette bu iki partiden biri.

 

Peki bunu ne belirleyecek?

 

Rüzgar eskisi gibi sürekli kuvvetli esmiyor artık Tayyip in arkasından. Yelkenlerini şişirecek hava yok. Bu yüzden çok çalışmalı ve yeni argümanlar üretmelidir… rakipleri büyük hatalar yapmazsa savaşı neredeyse kaybettiğini iyi biliyor. MHP bu ittifaka ne kadar katkı sağlar şüpheli. Kendi içinde o kadar sert tartışmaların muhatabı ki, tabanı bırakın çatı bile çatlamış vaziyette. Kendine ve ismine güvenen 5 isim Erdoğan’ı asla desteklemeyeceklerini bildirmişlerdir bile… Ama yine de büyük adaylardan biridir RTE. Seçimin Amiral gemilerinden biridir. Ötekileşmiş ve senelerce öteki olarak yaşamış kitlenin tartışılmaz lideridir.

 

Muharrem İnce ise çok tartışmalara ve ileride yaşanacak sendromlara hazır gelmiştir. CHP amiral gemisinin kaptan köprüsündeki süvari midir yoksa süvarinin öne sürdüğü efendi kaptan mı bilinmiyor. Seçimi kazanırsa geminin süvarisi ne iş yapacaktır. Nasıl bir denklem oluşacak kim başkan kim yardımcısı olacak kamunun merakıdır. Seçimi kazanmak için süvari ve ekibi bütün birikim ve tecrübelerini içtenlikle saha çalışmalarında Muharrem beye aktaracak mıdır. Bütün bunların yanında savaşa ne kadar hazırdır bunları bilmiyoruz…

 

Amiral gemisinin yanında ki bayrak gemisinin başındaki Akşener hanım Muharrem den daha hazır savaşa. Düşman kuvvetlerin bütün savaş taktiklerini çalışma ve çatışma prensiplerini neredeyse kendi yazmış gibi yakından biliyor. Camiaların içinde uzun seneler zaman geçirdiği için camianın moral motivasyon faktörlerini iyi biliyor. Ancak en iyi şartlarda bile bu milletin temayüllerini kazanacak gücü var mı işte bu bilinmiyor. Ancak asimetrik çalışmaları ve algı operasyonlarındaki başarısı rakiplerinin de su taşıması ile giderek etkili oluyor…

 

Hamaset yapanlar ve hayal kuranlar savaşı kazanamaz. Allah hiç bir kuluna iltimas geçmez. Allah’ın indinde hepimiz onun kuluyuz ve bunu biz bilmesek te rabbimiz iyi biliyor.. Çalışan ve savaşı kazanmak için yapılması gerekenleri yapanlar kazanacak. Ben sadece bunu söylüyorum. Kimse yarın seçmene kızmasın.

Seçim: kazanılması gereken savaşın zafer kıstasıdır.. Mihenk taşıdır. Herkesin ayarını çıkarır…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.