Küba’ya gitmek en büyük hayallerimden biriydi. Fakir ama mutlu insanları, Bakımsız ama güzel binaları, Eski ama hayran olduğum, Caddeleri görsel şölene çeviren Rengarenk klasik Amerikan arabaları, Güzel müzik seslerinin yükseldiği kafeleri, Sokak müzisyenleri ve dansçıları, Yüzü hep gülen, sıcakkanlı ve neşeli insanları ile En sevdiğim yerlerden biri oldu KÜBA… K üba dünyanın en güvenli […]
Küba’ya gitmek en büyük hayallerimden biriydi.
Fakir ama mutlu insanları,
Bakımsız ama güzel binaları,
Eski ama hayran olduğum,
Caddeleri görsel şölene çeviren
Rengarenk klasik Amerikan arabaları,
Güzel müzik seslerinin yükseldiği kafeleri,
Sokak müzisyenleri ve dansçıları,
Yüzü hep gülen, sıcakkanlı ve neşeli insanları ile
En sevdiğim yerlerden biri oldu KÜBA…
K üba dünyanın en güvenli
Ü lkelerinden olan
B atista, Fidel, Che Guevera’nın yaşadığı
A merikan arabalarının caddeleri süslediği renkli diyar…
Küba Cumhuriyeti Karayiplerde bir ada ülkesi.
Isla de la Juventud ve birçok takımadaların yanısıra Küba adasından oluşan,
Başkenti Havana ve ikinci büyük şehri Santiago de Cuba olan,
Kuzeyinde Birleşik Devletler, batısında Meksika, Bahamalar, Güneyinde Cayman Adaları ve Jamaika, güneydoğusunda Haiti ve Dominik Cumhuriyeti,
1492’de karaya çıkan ve şu an Küba’ya ait adada
İspanya Krallığı için hak iddia eden Kristof Kolomb,
1898 yılında biten İspanya-Amerika Savaşına kadar İspanya’nın toprağı olan,
1902’de Birleşik Devletlerden resmi bağımsızlık kazanan Küba,
Karayiplerin en geniş yüzölçümüne sahip ve en kalabalık olan ada,
Yeryüzündeki en büyük 13. Ada ve tropikal iklime sahip olan Küba,
İlk sakinleri, Güney Amerika’dan gelen Guanahatabey ve Kiboni yerlileri,
Daha sonra adaya yerleşen ve çoğunluğu oluşturan Taynolar,
İlk kalıcı yerleşimin 1511’de kurulduğu görülen Küba,
Afrika’dan çok sayıda köle getirilmesi adada köklü bir değişim yaratan,
1865’te köle ticaretinin sona ermesiyle getirilen Meksika yerlileri ve Çinliler,
1895 sürgündeki Kübalı şair ve gazeteci Jose Marti’nin başlattığı bağımsızlık savaşıyla İspanya’nın 200 bin asker çıkardığı ada,
Savaş ortamı adadaki şeker üretimini durma noktasına getiren,
Ada ekonomisinde etkin olan Amerika Birleşik Devletleri,
Havana Limanındaki Maine Gemisinin batırılmasıyla İspanya’ya savaş açar.
İspanya’nın yenilmesiyle Amerika Birleşik Devletlerinin işgali altında
1 Ocak 1899 bağımsızlığını ilan eden Küba.
Daha sonra da ABD müdahalesinin görüldüğü ada,
Liberal Jose Miguel Gomez, rüşvet, yolsuzluk adaletsizlik görüldüğü dönem,
1933’de devrilen Gerardo Machado yerine gelen Fulgencio Batista,
Uzun yıllar Küba yönetimine damga vuran ünlü diktatör,
İşsizlik ve yoksulluğun arttığı dönem….
1934 Küba’nın iç işlerine karışma hakkından feragat eden
Küba’nın şeker kotasını revize edip Küba’nın ekonomik çıkarlarını gözetecek
Şekilde tarifelerde değişikliğe giden Amerika Birleşik Devletleri,
1944 Batista emekliye ayrılır ve Ramon Gray San Martin yola devam eder
1952 tekrar iktidarı ele geçirir baskıcı ve yozlaşmış rejime devam eden Batista,
1953 Fidel Castro Batista rejimine karşı başarısız isyan başlatır,
1956’da Castro Meksika’dan Küba doğusuna çıkış yapar,
Sierra Maestro dağlarına hakim olan Castro,
Burada Ernesto Che Guevara ile gerilla savaşı başlatır
1958 Batista’ya askeri desteğini kesen ABD,
1959’da 9000 kişilik gerilla ordusuyla Havana’ya giren Castro,
Batista ülkeden kaçınca Castro Başbakan,
Kardeşi Raul, Che Guevara, bazı silah arkadaşları bakanlıklarda görev alır,
1960’da tüm ABD kaynaklı kurumlar hiçbir tazminat ödenmeksizin
devlet malı haline getirilir.
1961 Washington, Havana ile olan tüm diplomatik ilişkilerine son verir.
Castro, Küba’nın Komünist bir devlet olduğunu ilan eder,
Sovyetler Birliği ile müttefik olur.
1962 Amerika ile füze krizi ve Nükleer Savaşa sürükleniş,
1965’te hazırlanmaya başlanan ve 1976’da halkoyuna sunularak yürürlüğe giren
Anayasa, Küba Komünist Partisi’nin devlet yönetimindeki ağırlığı belli olan,
Ekonomisi sosyalist ilkelere dayanan devlet kontrollü bir planlı olan,
Özel sektör yatırımlarının artmasının görüldüğü Küba’da
Üretim araçlarının büyük bir kısmı devlet tarafından işletilen,
1965’te Küba’daki idari görevi biten Che Guevara başka bir devrim için Kongo’ya daha sonra Bolivya’ya gider ve burada yakalanıp CIA ajanı tarafından infazı emredilip 39 yaşında öldürülür.
İdeolojisi ile aynı fikre sahip olmayanların bile hayran olduğu,
DÜNYANIN EN BİLİNEN DEVRİMCİSİ CHE GUEVARA…
1976 yılında Küba Devlet Başkanı olan Castro,
2008 Raul Castro, devlet başkanı olur ve Fidel emekli olur,
Daha sonra Rusya ile ilişkiler canlanır…
Kriz önlemleri…
Reformlar hızla artıyor….
Raul’un ikinci dönemi…
Amerika Birleşik Devletleri ile uzlaşma…
2016 Mart 88 yıl içinde görev başındayken
Küba’yı ziyaret eden ilk ABD başkanı Barack Obama,
2016 Kasım Fidel Castro 90 yaşında yaşamını yitirir,
Küba’da 9 günlük milli yas ilan edilir.
Fidel Castro;
‘Ben de devrim yaptım ama Atatürk’ün yaptıklarını yapamazdım…’
‘ Biz devrimi ve devrimciliği Atatürk’ten öğrendik’ diyen Castro’nun
Küba Havana’sında yabancı devlet adamı olarak sadece ATATÜRK’ün büstü vardır.
İslamiyet ezgileri taşıyan İspanyol tarzı ve çeşni olarak adanın hep sıcak mevsiminde olmasından dolayı kendine özgü ada tarzı karıştırılmış güzel,
özel ve çekici bir koloniyel mimarinin görüldüğü Küba.
Başkent Havana Kolonyal dönemden kalma birçok eser bulunduğundan
1982’de UNESCO tarafından Dünya Kültür mirasına dahil edilen,
Köken bakımından İspanyol ve Afrika etkisinin izlerini taşıyan Küba,
Komünist rejimle yönetilen Küba,
Devlet arada sırada kapıları açıp gitmek isteyenlerin gitmesine izin veriyor.
İlk defa kapılar 1970’lerde açılmış
En büyük dalya 1980’lerde yaşanmış, 200 bin kişi ülkeyi terk etmiş.
Ama devlet araç vermemiş Miami’den teknelerle akrabalar gelmiş ve gitmek isteyenleri götürmüşler. Akrabası olmayanlar derme çatma teknelerle gitmişler fakat bazıları açık denizde köpek balıklarına yem olmuşlar.
Küba’da denizde gezmek veya balık avlamak için bile olsa deniz taşıtı yok. Ancak devletin kontrolünde (Turistler için) deniz aracı var
onlarda ortalarda görünmüyor.
Şehirlerarası yolculuk çok zor. Bir şehre gitmek için şehrin giriş ve çıkışlarında bekliyorlar. Ayrıca burada sarı giysili görevliler ellerinde kağıt kalem kimin nereye gideceğini not ediyor.
Kişinin gideceği yöne hangi araç gidiyorsa onu durdurup kişiyi bindiriyor.
Bu araç otomobil, kamyon, at arabası vs olabilir.
Şehirlerarası otobüs halk için çok pahalı,
Küba’da çok az araç ve benzin var.
Kendi çıkardığı petrol yetmiyor Petrolün bir kısmını Venezüella gönderiyor.
-Küba’ya gelecek olan turlar ilk önce devlete ne zaman geleceklerini bildiriyor. Ayrıca gezide yapılacak her şey bildiriliyor. Devlet her iş için araç ve personel sağlıyor. Transfer için otobüs veriyor.
Son derece modern ve yeni olan otobüs devletin
Şoför ve rehber devlet memuru,
Restoranlar ve orada çalışan personel de devlet memuru.
Yılda 2 milyon turistin geldiği Küba’da 2 milyar Dolar turizm geliri var.
Türkiye’de görmeye hasret kaldığımız Fransız, İngiliz, Japon, Amerikan, İspanyol, İtalyan, Alman… turistlerin hepsini Küba’da görmek mümkün!
Toplam gelir ise 20 milyar dolar
Devlet 12 yaşına kadar ücretsiz öğle yemeği ve lise bitene kadar 2 şer takım elbise olmak üzere ücretsiz okul kıyafeti veriyor.
7 yaşına gelen öğrenciler komünizme bağlı kalacağına dair yemin ediyor.
Yemin eden çocukların okul kıyafetlerinde boyunlarında kırmızı fular oluyor.
Küba genelinde 4 öğrenciden az okul sayısı 200’e yakın.
Ulaşım sorunundan dolayı taşımalı eğitim yapılamıyor.
Benimsedikleri slogan ‘Öğrenci okula gidemezse okul öğrenciye gelir’
Okuldaki puan durumuna göre üniversiteye gidiyorlar.
Üniversite sınavı yok, yönlendirme var.
Meslek lisesine giden üniversiteye gidemiyor.
Devrim sonrası hızla gelişen ve refah düzeyinin yükseldiği ada,
Halkın tamamına yakınının okuryazar olduğu Küba,
Coşkulu hareketli Küba müziğinin her köşe başında yükseldiği görülen,
İspanyol ve Karayip karışımı olan Küba mutfağında en çok tüketilen
Domuz eti, deniz mahsulleri, mısır ve siyah fasulye, pizza, spagetti,
Jose Marti ve Nicolas Guillen önemli Kübalı edebiyatçılar olan,
Ünlü şarkı Guantanamera Küba devrimci kahramanı Jose Marti eseri olan,
Tek parti egemenliğine dayalı sosyalist bir devlet yapısı olan Küba
Resmi dili İspanyolca olan Küba’nın başkanı Miguel Diaz-Canel,
Dünyanın en büyük resmi olan Mural De La Prehistoria,
196 metre boyutu ile bu ülkede bulunan,
Bu eser Fidel Castro’nun arkadaşı ünlü ressam ve aynı zamanda
Frida Kahlo’nun kocası olan Diego Rivera’ya ait olan
Ülkede yerel halk kent içi ulaşımını bici-taxi ile sağlayan,
Anayasalarında devletin dini şudur diye bir madde bulunmayan, Kişilerin dinine dini uygulamalara karışılmayan ülkede çok fazla inanan olmayan,
Kendi kullandıkları para birimi Peso, devletin desteklediği yerlerde geçiyor,
İstanbul’dan 9.757 km uzakta olan Küba
Küba adı Aravak’lara bağlı Kızılderili kabilesiTaino’ların dilinden gelen,
‘Bereketli Arazi’ anlamındaki ‘cubao’ veya ‘muhteşem yer’
anlamındaki ‘coabana’ ile ilgili olduğu düşünülen,
Bu ismi Kristof Kolomb’un Portekiz’in bir kasabasından alarak verdiğini
Savunanlar da bulunan,
UNESCO’YA GÖRE DÜNYADA EN ÇOK GÖRÜLMEK İSTENEN ÜLKE KÜBA
Küba’yı Küba yapan güzelliklerden biri en yenisi
1959 model olan renkli Amerikan arabaları
Reklam panosunun görülmediği Küba sokakları,
Küba deyince akla ilk gelen Puro,
– Bir puro, tohumunun atılmasından dumanının çıkışına kadar
136 işlemden geçiriliyor. İyi çalışan günde 100-120 puro sarabiliyor. Puro fabrikasında arka arkaya dizilmiş okul sırası gibi masalarda kadın ve erkek çalışanlar tarafından sarılıyor. Puro fabrikalarının en büyük özellikleri ise ustabaşıları işçilere mesai bitimine kadar kitap ve gazete okuyor. İnsanlar burada bile eğitiliyorlar.
Her işçinin günde 1 puro alma hakkı var, İsteyen içer isteyen satar. Devlet izin veriyor.
Küba’ya ambargo kararını imzalamadan hemen önce zor zamanlar için 1200 Küba purosu satın alan ABD Başkanı John F. Kennedy,
En çok tüketilen yiyecek kahve, rom ve avakado,
En çok kokteyl çeşidi yapılan ülke,
En ünlü içecekleri Pina Cola’da ve Mojito.
Fakir bir ülke olmasına rağmen sokaklarda evsizleri ya da dilenenleri göremezsiniz çünkü bu ülkede barınma, sağlık ve eğitim ücretsiz.
15 Kasım 2011 yılına kadat vatandaşlar ev ve arabalarını satamıyorlarmış.
Bu tarihten sonra satışlar serbest bırakılmış ama devlet satışlara sert bir madde koymuş ‘Sattığınız evi sizden alan kişi evi 20 yıl bir başkasına satamaz’ burada amaç rant yaratmamakmış.
ABD’de yaşayan Kübalılar Küba’ya 3 yılda bir gelebiliyorlarmış.
Çünkü Küba’ya sıkı bir Amerikan ambargosu var ama Obama geldikten sonra yılda 1 kez Küba’ya gitmeye izin verildi.
Amerika’nın izni olmadan hiçbir ülke Küba ile alışveriş yapamıyor.
Küba adasında insana zarar veren tek bir hayvan bile yaşamıyor
Zehirli tek bir bitki bile bulunmuyor
Küba televizyonlarının en popüler programları, Güney Kore dizileri,
Otomobil alım satımı 2011 Ekim ayında serbest bırakıldı ve arazi alım satımına da izin çıktı
Rom ve koladan oluşan ünlü Küba kokteylinin adı bütün Latin Amerika’da ‘Cuba Libre’’Özgür Küba’ iken Küba’da ‘Mentirita yalancık’
‘Çanlar Kimin için Çalıyor’ ve ‘İhtiyar Adam ve Deniz’ kitaplarını Küba’da yaşarken yazan Ernest Hemingway,
2 Aralık 1956 akşamı, 82 Kübalı politik sürgün, Granma (Nene) adlı gemi ile Küba sahiline yanaştı, çoğu kısa sürede öldürüldü.
Castro kardeşlerin de aralarında olduğu az sayıda kurtulan,
Sierra Maestra dağlarına çekilerek devrimci savaşı başlattı.
1.Ocak 1959 günü Havana’ya girerek Batista rejimini devirdiler.
– Yurtdışına çıkmak isteyen Kübalıların ‘çıkış vizesi’ alma zorunluluğu
16 Ekim 2012 tarihinde kaldırılan,
Dünyadaki en iyi sağlık sistemlerinden birine sahip olan Küba’da ortalama yaşam süresi ‘76’yıl olan
Toprağının yüzde 22’si doğal koruma alanı içinde olan Küba,
Dünyanın en büyük 17’nci adası olan Küba, 11 milyon nüfusu ile Karayiplerin en kalabalık adası.
En popüler spor beyzbol olan
Havana’daki bir parkta Mustafa Kemal Atatürk büstü bulunan.
2008 yılına kadar Kübalıların cep telefonuna sahip olması yasaktı.
Dünyada okuma yazma oranı en yüksek ülke yüzde 99.8
Küba’da her türlü devlet aracı, el kaldıran her otostopçu için durarak onları almak zorunda,
Fidel’in tam adı Fidel Alejandro Castro Ruz olan,
Traş olmayıp sakal uzatarak her yıl fazladan 10 gün kazandığını
Söyleyen Fidel Castro,
1940 yılında 12 yaşında olan Fidel Castro dönemin
ABD Başkanı Frankline D. Roosevelt’e ‘My good friend Roosevelt’
diye başlayan bir mektup yazarak hayatında hiç görmediği için bir tane ’10 dolarlık’ banknot istedi
2013 yılı itibariyle Küba’da ortalama maaş 471 peso 20 Amerikan doları)
25 Aralık 1998’debn beri Noel’i resmi tatil olarak kabul eden Küba,
Devrimden sonra Porto Riko’ya taşınan ünlü Rom markası Bacardi,
En yüksek tepesinin adı ‘Pico Real del Turquino’
Tepedeki mavinin değişik tonlarındaki görüntüler nedeniyle
İspanyolca turkuazdan (turqui) geldiği sanılan,
Ülkede en gelişmiş el sanatı tahta oymacılığı,
Derisinin renginden dolayı ırkçılık yapılmayan
tek ülke olması ile dikkati çeken Küba
Küba demek dans demektir.
1870’de Rumba, 1900’de Bolero,
1953’de Cha cha cha, 1970 yılında Salsa bu ülkeden çıkmış,
Dünyanın en iyi sağlık eğitimi bu ülkede verilmekte ve
en iyi doktorlar bu ülkeden çıkmaktadır,
Latin Amerika’nın ilk treni bu ülkede yapılmış ama
ulaCuc ise sadece turistler tarafından kullanılıyor.
Taksilerin yüzde 95’i devletin şoförler memur olarak çalışıyor
Taksilerin benzinleri devletten,
Halkın yüzde 95’i kendi evlerinde oturuyor. Kalabalık aile olarak yüzde 5’i kiracı, ev sahipleri devlet Aile kazancını yüzde 5’ini devlete kira olarak veriyor.
2000 yılında devlet enerji açığının önlemek için bütün ev ve işyerlerindeki ampulleri ücretsiz olarak değiştirmiş. Turistler için kullanılan otellerde böyle bir kısıtlama yok.
Kral palmiyesi ülkenin sembol ağacı,
Benzinin litresi 1.3 cuc (1 CUC=0.879590 EUR, 1CUC=1.00000USD)
1959 yılından sonra Küba’da işlenen cinayet sayısı 1000 geçmiyor.
Turistler için en çok güvenilir ülke.
THY yollarının gece uçuşu ile Küba’ya 13 saatte varıyoruz.
50’li 60’lı yılların pembe, yeşil, sarı, turuncu, mor, kırmızı, beyaz, lila, mavi Amerikan arabalarının caddelerini süslediği renk ve neşe kattığı Küba’nın Başkenti Havana’dayız.
YERYÜZÜNÜN EN HAYAT DOLU ŞEHRİ HAVANA
İspanyol mimarisinin muazzam örneklerinin görüldüğü,
Unesco Dünya mirası listesinde yer alan Havana eski kentindeyiz
(Habana Vieja), barok ve neoklasik anıtları ve en eski İspanyol kolonyal yerleşim gerçekten baş-döndürücü ve nefes-kesici.
Müziği, tarihi, sıcakkanlı insanları ile en hayat dolu en canlı en coşkulu şehir.
Kübalıların rahat ve yavaş ritmiyle zaman yolculuğuna çıkmış gibi hissediyorsunuz.
Keten takım elbiseleri ve Panama el yapımı şapklarıyla erkekler,
Büyük küpeleriyle kombinlenmiş cıvıl cıvıl kıyafetleriyle kadınlar,
Kolonyal dönem mimarisi, heykelleri, parkları, beyaz kumlu plajları, müzeleri, hareketli kültürü, ve müziğiyle dünyanın en özel en güzel ve görülmesi gereken yerlerinden biri.
Daracık sokaklarda Latin ezgileri eşliğinde gezmek çok keyifli ve huzur verici.
Katedral Meydanı’nda ünlü Kübalı yazar Carpentier’in
‘Müziğin taşa döndüğü yapı’ dediği katedrali ve Kolonyal Sanatlar Müzesini görüyoruz.
Ernest Heminway’in Küba’da yaşadığı dönemdeki favori barı,
Odasının bulunduğu Otel Ambos Mundos üst katındaki restoran ve barında
Mojito, Pina Colada içmek ayrı bir keyif.
Cuma günü ziyaret ettiğimiz Küba’nın tek camii Mezquita Abdallah,
Müslüman kadınların beni kucakladığı ve Cuma namazı sonrası Bengaldeşli Müslüman bir çiftin pembe beyaz pasta ile nikahının kıyıldığı mutlu bir gündü.
Başkent Havana’nın tarihi bölgesi,
Sokaklarında dans eden, şarkı söyleyen insanların olduğu
Kolonyal dönemden kalma pek çok tarihi yapısıyla ESKİ HAVANA.
MALECON BULVARI, Atlas Okyanusu kıyısındaki sekiz kilometrelik sahil,
Gün batımından gün doğumuna kadar görülmesi gereken en iyi yer,
Rom içen, eğlenen gençler, müzisyenler, romantik aşıklar ve renkli gece hayatının olduğu farklı bir kültür ambiyansını yaşatan yer.
DEVRİM MEYDANI, Fidel Castro’nun Küba halkına seslendiği yer,
Che Guevara’nın 1960’da Alberto Kardo tarafından çekilen portresinin
yer aldığı duvar ile popüler olan,
VARADERO, Küba’nın göz kamaştırıcı plajlarından olan Varadero,
Bembeyaz kumları, turkuaz deniziyle eşsiz sahilleri olan,
Yıl boyunca bir milyon turisti ağırlayan,
Denizin, güneşin, dansın ve eğlencenin tadını çıkardığımız yer,
Havana’ya sadece karayoluyla iki saatlik mesafede olan,
Bahamaların turkuaz sularında yüzerken günün tadını çıkardığımız,
Biz yüzerken bize sahilde eşlik eden Pelikanları görünce şaşırdığımız,
Hepsi birbirinden tatlı pelikanların tek istekleri balık yemek…
TRİNİDAD, Küba’nın güney kıyısında yer alan,
1514 yılında Diego Velaquez tarafından kurulan şirin, renkli kasaba,
1988 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan,
Arnavut kaldırımlı sokakları ve pastel renkli yapılarıyla zamanın durduğunu hissettiren dünya tatlısı bölge.
Trinidad gecesi gündüzü renkli olan,
Gün batımını seyrettiğimiz merdivenlerinde oturmak,
Eğlenceli dans ve müziğin yükseldiği şirin bir barda pino colada ve mojitolarımızı yudumlamak çok keyifliydi.
Akşam yemeğinde SALSA restoranda dans müzik eşliğinde,
Lezzetli karidesler, deniz mahsülleri, leziz okyanus balıkları,
Organik mis gibi kokan tavuk etini yeme şansına sahip olduk.
Küba’yı yerlisinin evinde kalarak tanıdık.
Bir gece Trinidadlı bir ailenin evinde yani casa’da konakladık.
Çok temiz, düzenli, pencerelerinde cam yerine tahta panjur olan,
Şirin mi şirin terası, küçük tertemiz mutfağı bulunan,
Yöresel egzotik meyveler, kruasan, ev yapımı ekmek, muhallebi,
kek, çay ve meyve suları, yöresel kaşar peyniri ile
Yaptığımız son derece lezzetli, asla unutulmayacak kahvaltı,
Ev sahibimiz Maria Jose tek erkek çocuğu olan genç hoş bir hanımefendi,
Güzel ikramlarıyla tertemiz evinde bizi bir gece misafir etti.
Aynı cadde üzerinde okula giden çocuklara İstanbul’dan getirdiğimiz kalemleri hediye ettik.
SANTA CLARA, Küba’nın Villa Clara vilayetinin başkenti,
Kendi vilayeti ve Küba’nın orta yerinde, 514 km2 alana yayılan şehir,
Küba devrimi ve Kübalılar için çok önemli şehir,
Çünkü Küba Devriminin son zaferi burada kazanılmış.
Küba’nın insanlık tarihinin devrimin ve tüm dünya devrimlerinin en romantik sembolü CHE GUEVERA anıtı ve hüzünlü hikayesini yaşamak için
Santa Clara’ya doğru gidiyoruz.
İlk durağımız devrimin kaderini değiştiren vagonların bulunduğu yer.
Santa Clara’da yaşananların canlı tanıkları vagonlar,
Devrim sırasında Batista’ya vurulan en büyük darbe
Che Guevera’nın emrindeki askerlerin silah yüklü treni ele geçirmeleri ve kendilerinden sayıca fazla olan Batista askerlerini tutsak almalarıyla yaşanmış,
COMMANDANTE ERNESTO CHE GUEVERA ANITI,
1967 yılında Bolivya dağlarında CIA’nin eğittiği Bolivyalı birlikler tarafından yaralı olarak ele geçirilen Che Guevera,
Götürüldüğü La Higuera isimli köyde, derme çatma bir okul binasında
39 yaşındayken öldürülür.
Aradan geçen 30 yıl sonra Bolivyalı emekli bir General Che’nin cesedinin nereye gömüldüğünü açıklar. Kübalı bir ekip araştırır
Che ve altı yoldaşının kemikleriyle birlikte Vallegrande yakınlarında
bir uçak pistinin hemen yanında bulunur. Cenazeleri 17 Ekim 1997’de
Küba’ya getirilir. Santa Clara’daki mozoleye defnedilir.
Santa Clara şehir merkezinin dışında geniş bir alanda yer alan anıt,
Geniş meydanın yanında yine geniş bir platform,
Bunun üzerinde Che’nin hayatından bazı anıların kabartma heykel şeklinde tasvir edildiği büyük bir duvar (Che dağlarda at sırtında, Che ve Fidel ve Che ve Cienfuegos gibi, Che’nin Fidel’e yazdığı veda mektubu olan duvar,
Üzerinde ‘Hasta La Victoria Siempre’ yazan Che’nin yaklaşık
8.5 metrelik bronz heykeli ve tüm anıt sembolle dolu,
Örneğin Che’nin heykeli Güney Amerika yönüne bakıyor,
Bu da Che’nin bağımsız, birleşik tek Güney Amerika hayalini simgeliyormuş,
Diğer ilginç detay ise heykeldeki boyun askısı heykeltıraş Jose Delara,
Che’yi Santa Clara’yı ele geçirdiği günkü haliyle betimlemiş.
Birkaç gün önceki bir çatışmada düşüp kolunu kıran Che’nin Santa Clara’ya girdiğinde kolu alçıdaymış. Heykelde ise Che Kırık olan kolu alçıda ama
Kol askısı boynunda serbest olarak tasvir edilmiş.
Che’nin kişiliğinin bir önemli özelliğini, kendisine karşı bile isyankar olmasını simgeliyormuş.
Platformun altında Che ve Bolivya’da onunla birlikte öldürülen 38 yoldaşının Mezarlarının bulunduğu odanın bir köşesinde Castro’nun 1997’de yaktığı ateş, günümüzde hala sürekli yanan bir meşale,
Che’nin mezarını diğerlerinden ayıran tek şey üzerine düşen yıldız şeklindeki ışık huzmesi.
Büyük devrimci, Che Guevera’nın anıtı ihtişamlı ve gerçekten çok etkileyici,
Büyük bir kahramana yakışan bir anıt ve mezar yapılmış.
Her bir mezarın yanında bir adet kırmızı karanfil duruyor.
Müzede Küba devriminin bütün tarihsel sürecini görüyorsunuz.
Ayrıca Che özel eşyalarının ve yaşamından bazı detaylara ilişkin belge ve fotoğrafların sergilendiği bir müze.
Mezarların bulunduğu bölüme fotoğraf makinesi, kamera ve çanta sokmak kesinlikle yasak görevliler bu konuda oldukça sıkılar.
Che Guevera ve 38 arkadaşının mezarları bulunan bu anıtı görmeden
Che’ye selam vermeden Küba’yı gezdim denemez!…
FİDEL CASTRO, Küba Devrimi’nin öncüsü,
Küba’yı 1959’dan 2006’ya kadar 49 yıl yöneten kişi,
Toplamda 10 ABD başkanı dönemine tanıklık eden lider,
Kimine göre bir devrimci, kimine göre bir diktatör ve komünist bir despot,
20’nci yüzyılın ikinci yarısı ve 21’nci yüzyılın ilk zamanlarına damga vuran siyasetçi,
Ulusal başarıları Küba’nın en ünlü ürünü puro ile kutlayan Castro,
El Laguita adlı fabrikayı kurarak Cohiba Esplendidos’u
dünyanın en ünlü purosu haline getirdi,
15 yaşından beri sigara içen Fidel Castro, ulusal çapta başlatılan sigara karşıtı kampanyayı desteklemek için 59 yaşında 1985 yılında puro kullanmayı bıraktı.
ERNEST HEMİNGWAY, Küba’ya gidip Ernest Hemingway’in izlerini takip etmemek olmazdı!.. Efsane yazarın ayak izinden evi ve müzesi…
Kitaplarımı keyifle okuduğum Hemingway’in Havana’da
‘Çanlar Kimin için Çalıyor’ romanını yazdığı Amdos Mundos Oteli’nin
511 numaralı odası,
Havana dışında bugün müze olan evi La Vigia Çiftliği
‘Yaşlı Adam ve Denizi’ yazarken esinlendiği Cojimar Balıkçı Köyü
Küba günlük hayatının küçük bir balıkçı köyünde yansımalarını izleme şansına sahip olmak güzeldi.
Nobel ödüllü ünlü yazar daha önce 1928’de bir kez gelip çok etkilendiği
Küba’da 1933-1960 yılları arasında yaşamış.
Eşine yazdığı mektupta ‘’Hayatımın geri kalanında Küba’yı anlamaya çalışacağım’’ diyordu.
‘’Ya hep ya hiç’’ romanında Küba’nın başkenti Havana’yı şöyle tanımlıyor;
Frigofirik kamyonların barlara buz dağıtmaya geldikleri erken saatlerde,
Havana sokaklarında geceden kalma serseriler evlerin duvarlarına sırtlarını dayamış uyuyor. San Fransisco Meydanı’nda sadece bir dilenci ayakta, çeşmeden gecenin susuzluğunu gideriyor…’’
Merkezin giderek kalabalıklaşmasıyla Ernest Hemingway 1940 yılında Havana’nın 15 km güney doğusundaki San Francisco de Paula Kasabası’ndaki çiftlik evini (Finca Vigia) satın alır.
1887 yılında inşa edilen İspanyol neo-klasik mimari tarzındaki yapıyı ve geniş bahçesini 28 Aralık 1940’ta ‘Çanlar Kimin için çalıyor’’ romanının sinema telifiyle almış. 1961 yılına kadar orada yaşar.
1961 yılında dul eşi Mary Welsh tarafından Küba hükümetine hediye edilir.
Bugün müze olarak kullanılan ev sadece dışarıdan geziliyor.
Sadece Sovyet lideri Gorbaçov’un içeri girmesine izin verilmiş,
Hemingway 22 yıl yaşadığı güzel çiftliğini ve Küba’yı bir gün terk edip Florida’ya dönüyor 22 Temmuz 1961’de intihar ediyor.
Küba ile bütünleşen ama Küba’dan neden habersiz ayrıldığı ve intihar ettiği konusu hala meçhul olan Ernest Hemingway…
COJİMAR KÖYÜ, Havana’nın 10 kilometre doğusundaki küçük balıkçı köyü,
Hemingway’in dünyasını değiştiren şirin köyü şöyle anlatıyor;
‘’Küba, kuru esen rüzgar, güneşli bir gökyüzü, balıkçılarla dostluk, yemyeşil ağaçlar, yeniden keşfedilen çocukluk, Golf Stream’in sıcak ve bereketli suları, yani yeryüzünde son kalan vahşi topraklardan biri. İnsanların lüks gemilerle, efsanelerle, yorgun kahraman ve yalanlarıyla gelmeden önceki son cennet…’’
Bu cennetin verdiği enerjiyle yeni bir romana başlıyor, ‘İhtiyar Balıkçı ve Deniz’
Hemingway’e 1954 yılında Nobel Edebiyat Ödülü getiren roman,
La Terezza isimli restoranda sanatçı dostları ve Cojimar Balıkçılarıyla başarısını kutluyor. Ödülünü Küba Azizesi ‘’Vierge de Charita’ya ithaf ediyor.
Fidel Castro’nun ‘Onun kadar güzel roman okumadım’ dediği
‘İhtiyar Balıkçı ve Deniz’ aslında her mücadelenin iki tarafı olduğunun ve bir kazananın olacağının en güzel ifadesi…
La Terraza restoran, duvarları Hemingway’in ve başka balıkçıların fotoğraflarıyla dolu olan, Latin deniz mahsüllerinin yenildiği turistik restoran,
Muhteşem manzarası ve Hemingway’in koltuk ve masasının köşeyi süslediği,
Hemingway ile ölümsüzleşen Cojimar köyünün restoranlarından biri La Terezza.
PINAR DEL RİO, Havana’dan 160 km uzaklıkta verimli taopraklara sahip yemyeşil
Olan bölge, Küba’nın tarım merkezi, tütün ve şekerkamışı yetiştiriliyor.
Yeryüzündeki en iyi tütünün yetiştiği topraklar,
Sarıldığı zaman o meşhur Küba purolarına dönüşen tütün yapraklarının yetiştiği bölge,
Dünyada tütün ekilen en geniş topraklara sahip ikinci ülke Küba,
3. sıradaki gelir kaynağı neredeyse tamamını ihraç ettiği puroları,
Uçsuz bucaksız tütün tarlaları, hasat sonrası tütün yapraklarının
kuruması için asıldığı derme çatma bir baraka ve çiftlik sahiplerinin
yaşadığı evden oluşan Tütün Çiftliği,
Çiftlik evinde ikram edilen kahveleri yudumlarken dışarıdaki kakao ağacının da fotoğrafını çekiyoruz.
CUEVA DEL INDIGO, Vinales Vadisinde 1920 yılında keşfedilmiş yerli mağarası,
Guanajatabey yerlileri mağaranın varlığından haberdarmış.
Bu kireçtaşı mağarasının içine kendilerine kayaların içine evler oymuşlar.
Mağara girişinden sonra 60-70 metre kadar aşağıya doğru inen patikadan sonra karşınıza bir nehir çıkıyor. Bu nehirde teknelerle kısa bir tur attıktan sonra gün ışığına çıkılıyor. Güzel ve ilginç bir yer olan Cueva Del İndigo…
MURAL DE LA PREHISTORIA, Vinales kasabasına 3-4 km mesafede, geniş bir alanı dik kesen devasa bir kaya üzerine yapılmış bir duvar resmi.
Futbol sahasının iki katı büyüklüğünde yüksekliği yaklaşık 120, genişliği ise 180 metre olan bir kaya kütlesi.
1961 yılında Leovigildo Gonzalez Morillo tarafından tasarlanmış,
Tasarlarken ünlü ressam Frida Kahlo’nun eşi ünlü ressam Diego Rivera’dan
Etkilendiği bu resmi 18 ressam ancak 4 yılda bitirebilmiş.
İnsan evrimini sembolize eden dev yağlı boya resimde dev salyangoz, dinazorlar, ilkel insanların olduğu ‘Dünyanın en büyük’ kaya resmi,
Çimlere uzanıp keyif yapmak ve Türk bayrağı ve Atatürk resminin olduğu kafeden Pina Colada içmek çok keyifliydi.
VİNALES VADİSİ, Küba’da yer alan karistik bir çöküntü.
132 km2 bir alana sahip olan vadi,Pınar Del Rio şehrindeki Vinales’in hemen kuzeyinde, Sierra de los Organos dağlarında bulunan Vinales Vadisi,
1999 yılında UNESCO tarafından dünya mirası olarak ilan edilen,
Yemyeşil bitki örtüsü, birbirinden güzel ve mis kokulu, güzel ağaçları, dimdik kayalıkları ile gerçekten görülmeye değer yerlerden biri.
Cennetten bir köşe gibi duran vadi, 1492 yılında Cristof Colomb burayı gördüğünde ‘’İnsan gözünün görebileceği en güzel yer’ dediği Vinales Vadisi,
CİENFİEGOS, Fransızların kurucusu olduğu, farklı mimarisi ile sempatik bir şehir.
Seyahat severlerin hayallerini süsleyen
Renkli evleri, sıcakkanlı insanları,
Renkli eski Amerikan otomobilleri,
Meşhur puroları, kahve, rom ve avokadoları
Ernest Hemingway’in izleri,
Sembol ağacı kral palmiyesi,
Askerlik süresi 2 yıl,
Küba demek dans demek,
Rumba, Bolero, Cha cha cha, Salsa,
Farklı kültürü, hoş atmosferi ile
Unesco’ya göre dünyada en çok görülmek istenen ülke KÜBA…