Tam sıcaklardan bahsederken, havaların bozması ve soğuması çok güzel denk geldi. Ben de evde biraz filmlere bakmaya başladım. Sinemaya gelen filmlerin çoğunun artık kısa bir sürede dijital platformlara ulaşması çok avantajlı bir durum. Hatta kimi zaman aynı anda yayına giren filmler bile olabiliyor. Eskiden çok pahalı olan paketler artık avantajlı bir hale geldi. Biz de […]
Tam sıcaklardan bahsederken, havaların bozması ve soğuması çok güzel denk geldi. Ben de evde biraz filmlere bakmaya başladım. Sinemaya gelen filmlerin çoğunun artık kısa bir sürede dijital platformlara ulaşması çok avantajlı bir durum. Hatta kimi zaman aynı anda yayına giren filmler bile olabiliyor.
Eskiden çok pahalı olan paketler artık avantajlı bir hale geldi. Biz de film delileri olarak sinema paketini aldık ve devamlı film izleyip duruyoruz. Sinemalarda söylemiş olduğum gibi yine yerli ve animasyon tarzı filmler var. Açıkçası hiçbiri de ilgimi çekemedi.
Ben de eskilerden bir şeyler seçmeye ve güncel filmlere geçmeye karar verdim. Mars Attacks ile başladım ve Split ile devam edeceğim. Sonrasında Halka 3 ve Leylekler var. Biliyorum, bu filmler çıkalı oldu ama ben bunları şimdiye sakladım. Her şeyi bir anda tüketmeyi sevmiyorum.
Bazı dizileri de sonradan izlemeyi seviyorum. Bölümleri biriktirip izlemek, yeni bölümlerini her hafta beklemekten daha iyi olabiliyor bazen. Geçenlerde son sezonunu biriktirdiğim Mom dizisini izledim. Alkolik bir anne-kız hikayesi anlatılıyor bu dizide. Dizi gayet eğlenceli. Biraz daha kadınların ilgisini çekebilir. İzlemediyseniz, tavsiye ederim. Başrolde Korkunç bir Film serisinden de hatırlayacağınız Anna Faris var.
Polisie olarak da Agatha Raisin’i tavsiye ederim. Klasik bir İngiliz polisiyesi. Elbette bir Poirot veya Miss Marple olamaz ama vakit geçirmek için harika bir dizi. Yalnız dikkat! Bir giriş filmi var, dizisi sonradan çekildiği için ilk bölümde “Bunlar da kim? Neler oluyor?” diye kafanız karışabilir. Önce filmi izleyin sonra diziye geçin. Zaten dizi de sadece 8 bölümden oluşuyor yani bu aralar için ideal.
Bu arada 9 Haziran’da vizyona girmesi beklenen Mumya filminin fragmanı bu aralar en çok konuşulan şeylerden bir tanesi. Mumya filminin serisinde Brendan Fraiser gönlümüzde taht kurmuştu ama bu seferki Mumya filminde Tom Cruise var. Bu da abartılı aksiyon sahneleri anlamına geliyor. Fragmanı izleyenler, filmin Mumya’dan ziyade Görevimiz Tehlike: Mumya gibi olduğundan bahsetmeye başladı bile. Yani, biraz alay konusu oldu ama Tom Cruise bu. Adamı bu haliyle seviyoruz. Zaten Holywood’da bir kaç tane aksiyon tarzı var.
Birincisi: Bruce Willis, Sylvester Stallone ve diğer büyüklerin aksiyonu.
İkincisi: Tom Cruise Aksiyonu. Adam kendine özgü bir kategori yarattı. Dublör kullanmaması, ya da çok nadiren kullanması en büyük etken.
Üçüncü aksiyon kategorisi ise artık normal aksiyon olarak sayılıyor.
Açıkçası Mumya filminde yine Brendan Fraiser’i görmek isterdim ama duyduğum kadarıyla, bu öncesini anlatan bir filmmiş, bu nedenle de Tom Cruise varmış. Heyecanla bekliyoruz, biraz aksiyon ve abartı, eminim ki keyfimizi yerine getirecektir.
Beklenen diğer bir film de bu hafta vizyona girecek olan Karayip Korsanları:Salazar’ın İntikamı. Jack Sparrow’u özlemiştik. Yanına Javier Bardem de bence güzel olmuş. Zaten Johnny Depp’in olduğu bir filmde eğlenmemek mümkün mü?
Şimdiden izleyecek olanlara, iyi seyirler.