Yeni bir Avrupa defteri…

BU haftanın gelmesi ile beraber Avrupa da futbol adına yeni bir heyecan başladı.

Gerek UEFA Şampiyonlar Ligi Gerekse UEFA Avrupa Ligi Grup müsabakaları birbirinden güzel maçlara sahne olacak gibi gözüküyor.

Ülkelerinin en iyi takımları ve sezon öncesi hazırlıklarını en iyi şekilde tamamlamayı başaran takımlar bu liglerde grup aşamasına katılmayı hak kazanandılar. Bu sezon futbol severler için tam bir cümbüş olacağı şimdiden belli oluyor.

Dün akşam Şampiyonlar Ligi ilk maçları oynandı ve bu futbol festivali bol gollü mücadeleleri ile tüm takipçiler için tatmin edici bir başlangıç yaptı. Sezon öncesi dünyada inanılmaz bir transfer kasırgası vardı ve şimdi herkes bu transferler sonunda Avrupa da dengelerin nasıl değişeceğini merak ediyor. Ayrıca bu transferlerin takımlar için ne kadar yararlı olacağı da bir nevi sonuç bulmuş olacak.  

Türk takımları da bu kasırganın rüzgarlarından payını almış ve takımlar belki abartı sayılabilecek bir transfer alış-verişinde bulunmuşlardı.  Şimdi herkes merakla Beşiktaş’ın bu akşam Şampiyonlar ligi grubundaki ilk maçında Porto karşısında nasıl bir skor alacağını beklemekte. Tabii ki dualarımız Beşiktaş’tan yana ama stoper eksiğini tamamlayamadan yeni bir sezona başlaması ilerisi için bize soru işaretleri bırakmaya devam ediyor. Beşiktaş dışında Avrupa liglerinde mücadele edecek takımlarımızın da alacağı sonuçlar da bizim için önemli.   Türk takımlarının bu sezona nasıl hazırlandıklarını,  Avrupa arenasında yerlerinin ne olacağını gösterecekleri bu maçlarda umudumuz hep başarı yönünde. Fakat ülkemizdeki futbolun, futbol takımlarının ve futbolcuların ne kadar abartıldığı, ne kadar şişirildiğini de unutmamak gerekmekte. Biz her sene lige başlarken belki medyanın abartması belki de başka sebeplerden çok büyük başarı beklentileriyle kendimizi şartlıyoruz. Fakat bu şartlama nedense çoğunlukla hüsranla bitiveriyor.

Yeniden umutlarımızı bu sezon başarılar elde etmeye adadık. Bütün takımlarımıza başarılar diliyor ve takımlarımızdan gelecek her güzel haberde ülkenin havasının nasıl değiştiğini tekrardan hatırlamak istiyoruz.

Takımlarımızın Avrupa da yapacağı maçlarla alakalı tahminlerime gelecek olursak;

Porto – Beşiktaş

Şampiyonlar Ligi G grubu ilk maçı. Zor bir deplasman olacak. Bu grupta bütün takımların şansı eşit gibi gözükebilir. İki takıma da baktığımızda fiziksel olarak futbolcularının çoğunun tam performanslarına ulaşmadıklarını görmekteyiz. Hazırlık maçları performansları ve lig maçları sayısı göz önüne alınırsa Porto fiziksel anlamda daha hazır gibi görünebilir. Beşiktaş için belli birkaç futbolcu dışında takımın tamamı için diyemeyiz. İki takımında oyunun gidişatına etki edecek, oyunu değiştirebilecek oyuncuları mevcut. Tahminim gollü bir maç olacağı yönünde.

Başakşehir – Ludogorets

Geçen sezon yakaladığı rüzgarı bırakmak istemeyen Başakşehir bu maç favorim. Haftasonu Fenerbahçe deplasmanında istediği sonucu zor da olsa elde edebilmişti. Bu maçında aynı zorlukla geçeceğini söyleyebilirim fakat maç sonu gülen yine Başakşehir’in olacağını düşünmekteyim.

Marseille – Konyaspor

Geçen sezon kadrosunda bulunan ilk 11 oyuncularından bir kaçını transfer yoluyla gönderen Konyaspor bu sezona iyi başlayamadı. Aykut Kocama’nın Fenerbahçe teknik direktörlüğüne geçişinden sonra bu pozisyon için Mustafa Reşit Akçay ile anlaşan Konya temsilcisinin 4 maçlık lig periyodunda sadece 1 galibiyeti bulunmakta. Ağustosta süper kupayı alan takımın şu an bu pozisyonda olması biraz şaşırtıcı.   4 maçta alınan 3 puan takımın moralini düşürdü. Fransa da Marseille deplasmanında kapalı bir oyun oynayacağını düşünüyorum. Geçen sezon çok iyi yaptıkları savunmada rakibe alan bırakmama mantığını bu maça uygulayabilirlerse belki güzel bir sonuç çıkartılabilir. Ama takım fiziksel anlamda geçen sezonki takıma şu an için yakın değil. Bu maç Marseille kendi evinde kazanır. Zor bir grupta bulunan Konyaspor’un işi zor.

Bütün takımlarımıza başarılar dileriz.