Gavur bin doğruyu bir tek yalanı söylemek için söyler!

“Türkiye özellikle SİHA larıyla Libya’da önemli bir sükse yaptı. Ama bunun günün sonunda sahaya yansımasının nasıl olacağı, Libya masasında Türkiye’ye getirisi ne olacağını söylemek için henüz erken. Türkiye kendisi açısından deniz aşırı bir sahada Libya da ki iç savaşın fiilen bir tarafı. Ve koronayla birlikte dünya genelinde artan ekonomik krizi derinden yaşayan bir ülke. Türkiye’nin […]

Yayınlama: 05.06.2020
A+
A-

“Türkiye özellikle SİHA larıyla Libya’da önemli bir sükse yaptı. Ama bunun günün sonunda sahaya yansımasının nasıl olacağı, Libya masasında Türkiye’ye getirisi ne olacağını söylemek için henüz erken. Türkiye kendisi açısından deniz aşırı bir sahada Libya da ki iç savaşın fiilen bir tarafı. Ve koronayla birlikte dünya genelinde artan ekonomik krizi derinden yaşayan bir ülke. Türkiye’nin güvenliğiyle, bekasıyla birinci dereceden ilgili olmayan bir bölgede ucu açık uzun süreli bir askeri kampanya yürütmesi, bunun sürdürülebilir olması zor gözüküyor. Bunun Türkiye’ye çok büyük ekonomik sıkıntılar yaratacağı aşikar.”

Ahmet Takan

Bu yazıyı başından itibaren okuduğum için buraya bir cümlesini almak zorunda hissettim kendimi… Aslında bir cümle alacaktım ama paragrafı almayı uygun gördüm. Çünkü başından itibaren anlatılan birçok doğru, üstelik doğru yorumlanarak beni cezbetti.

Ancak bu paragrafta ki satır bana dedemin yıllar önce ezberlettiği bir nasihati hatırlattı; “Uşağım gavur bin tane doğruyu, bir tane yalanı söylemek için söyler”

Allah rahmet eylesin. Kabir azabından muaf cehennemden uzak hepimizi  Resulullah sancağı altında toplanıp doğrudan cennete giden kullarından etsin… Amin

Ne o cümle?

“Türkiye’nin güvenliğiyle, bekasıyla birinci dereceden ilgili olmayan”

Efendim bu cümleyi inanarak söylemişse kısaca gafil bir bedbaht diyeceğim. İtiraz edenleriniz olursa bu kadar şeyi  bilip bu kadar doğruyu söyleyen birine nasıl gafil dersin diyen olursa; O zaman “gaflet cahillik değildir. Uyumaktır” diyeceğim. Bir kişi bir konuyu görmezden geliyor ve gözleri oradaki hakikate kapalıysa gafildir.

 

Konu hakkında ne kadar bilgi sahibi olursa olsun, olanları ne kadar doğru anlatırsa anlatsın gafildir.

 

Ancak bu cümleyi hem de bu kadar teferruatı bilerek söylüyorsa insan bu haindir demeden edemiyor. Haindir çünkü bu sözlerin arkasından Libya’da ne işimiz var sesleri yükselir.  Bu sözlerin ardından birileri milli birliğimizin verdiği o mukaddes gücü, milli bekamızın sınırlarını düşünmeden Edirn’ den Kars’a, Sinop’tan Mersin’e kadar sınırlandırılmış bir ufkun içinde mahkum kalınması isterler…

 

Oysa Akdeniz bilhassa güney Akdeniz bizim beka sorunumuzdur. Biliyorum bazı aklı evveller ne alakası var diye soruyor.

Öyleyse açıklayayım; Libya Akdeniz in ortasındaki mendirektir. Ne mendireği. Batı Akdeniz in ve okyanusun bütün sert fırtınalarına akıntılarına deniz kabartılarına mendirektir. Tarihi şöyle bir tekrar edecek olursak Libya’yı kaybettikten sonra Anadolu’yu kaybettiğimizi göreceksiniz

 

Bugün bu iktidarı hiç sevmesem de Bu ülkeleri bir birine bağlayan mutabakat anlaşmasını hazırlayan Paşa hakkında yüzlerce söylenti olsa da şu gerçeği kabul etmek zorundayız. Son yüzyıl içinde kurtuluş savaşı ve cumhuriyetten sonra elde ettiğimiz en büyük kazanımdır. Milli bekamızı vatan bütünlüğümüzü doğrudan hedef alan beka sorunumuzdur birinci öncelikli ve vazgeçilmezdir…

 

İşte bütün yazı boyunca methiyeler düzüp övsen de, bu bir satır ile yaptıklarının hepsini çöpe koyarsın.

Çünkü biliriz ki “gavur bin tane doğruyu bir tane yalanı kafamıza yerleştirmek için söyler”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.