BeşiktAŞK Avrupa’da başka güzel

Avrupa Şampiyonlar Ligi Grup maçlarında Beşiktaş efsanesi devam ediyor. Taraftarları lig maçı performansına sert eleştiriler yapabilir fakat Avrupa’da dolu dizgin giden bir Beşiktaş tüm ülkenin gururu olmaktadır. Bu sene gruplardaki ilk üç maçında da herhangi bir kayıp vermeden yoluna devam eden Beşiktaş, Türk takımları içinde ilk üç maçta 9 puan alan ilk takım olmayı da […]

Yayınlama: 26.10.2017
A+
A-

Avrupa Şampiyonlar Ligi Grup maçlarında Beşiktaş efsanesi devam ediyor.

Taraftarları lig maçı performansına sert eleştiriler yapabilir fakat Avrupa’da dolu dizgin giden bir Beşiktaş tüm ülkenin gururu olmaktadır.

Bu sene gruplardaki ilk üç maçında da herhangi bir kayıp vermeden yoluna devam eden Beşiktaş, Türk takımları içinde ilk üç maçta 9 puan alan ilk takım olmayı da başardı.

Tabii bu başarıya etken birçok öğe var ve bunlardan şahsıma göre olanlarını burada sıralayabilirim.

İlk olarak art arda gruplara kalmanın verdiği bir alışkanlığın oluşması. Bu katılımla beraber kadronun da çok bozulmaması eklenebilir.

Teknik heyet ve kadro geçen seneki hatalarından gerekli dersleri almış. Aynı hatalar bu sene tekrarlanmayınca ortaya daha iyi bir sonuç çıkıyor.

Pepe transferi ile stoper pozisyonundaki eksikliğe sıkı bir önlem alındı fakat Şenol Güneş, bu mevki için hala transfer isteğinde.  Son 3 senesi bariz bir şekilde bu noktası sıkıntılı olan takım için bu sene devre arasında yapılacak iyi bir stoper transferiyle  sorunların ortadan kalkacağını düşünebiliriz.

 

Her zaman için Beşiktaş seyircisine özel bir yer ayrılmalı. Deplasmandaki desteği eksik bırakmayan taraftar Beşiktaş’ın iç sahada oynadığı maçlarda rakipler için efsanevi bir baskı kaynağı haline dönüşüyor. Belki bugüne kadar çok görülmüştür, taraftarların sahaya attığı fiziksel maddelerden yaralanıp, sakatlanıp oyundan çıkan futbolcular. Ama Beşiktaş taraftarı buna boyut atlattı. İç saha maçlarında her seferinde fizik kurallarını zorlayan bir ses şiddeti yayılmakta tribünlerden. Taraftar o kadar iyi ki sanki tüm tribün tek ağızdan çıkartıyor o sesi. İnanılmaz bir gürültü, rakip için korkunç bir baskı. Hatta öyle bir baskı ki Leipzig’li Timo Werner bu baskıya dayanamayıp sahadan kaçarcasına çıktı. Ben böylesine büyük bir organizasyonda böyle bir olaya ilk defa şahit olmanın şaşkınlığını hala yaşamaktayım. Bu sebeple ne zaman Beşiktaş maçı izlesem “Helal Olsun şu taraftara” diye tekrarlarım.

 

Diğer taraftan Şampiyonlar ligi Futbolcular için de çok önemli. Avrupanın futbol kulüpleri adına en büyük organizasyonunda başarı elde etmek güzel bir övünç kaynağı. Övünç kaynağı olması dışında büyük bir pazarlama kapısı. Burada konsantrasyon o kadar yoğun ki normal lig maçlarına odaklanmakta zorlandıklarını rahatlıkla görebiliyoruz.

Ayrıca lig maçlarında Beşiktaş’ın karşısına gelen her rakibi bu maçlara özel hazırlanıyor. Çünkü sahada karşılaşacakları rakipleri sadece Beşiktaş olarak değil de son iki yılın şampiyonu ve Avrupa’da başarılı bir grafik sergileyen büyük bir kulüple karşılaşacaklarının bilinciyle çıkıyorlar sahaya. Her takım Beşiktaş karşısında en iyi performansıyla durmaya çalışıyor.  

Bu sebeple de futbolcuları eleştirmek biraz zor geliyor bize.  Ama zirvede durmak zirveye çıkmaktan çok daha zordur.

Şimdi Kartal en yüksekte uçuyor ve dileriz ki ülkemize gurur duyulacak başarılar yaşatmaya devam eder.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.