Bizim Sezon

Eylül ayı gelince çoğu kişi tatillerini sonlandırmaya başladı. Açılan okullar, havanın yavaş yavaş serinlemesi gibi bazı etkenler, her sene bu tabloyu gösteriyor.  Yine de bu, bizim için tam tersi bir durumu beraberinde getiriyor. Tatil!!  Sonunda bizim sezon açıldı. Eylül sonunda Antalya’ya tarafına gideceğiz kısmetse. Aslında her zamanki gibi Kaş tarafına gidecektik ancak canımız bir değişiklik […]

Yayınlama: 03.09.2019
A+
A-

Eylül ayı gelince çoğu kişi tatillerini sonlandırmaya başladı. Açılan okullar, havanın yavaş yavaş serinlemesi gibi bazı etkenler, her sene bu tabloyu gösteriyor.  Yine de bu, bizim için tam tersi bir durumu beraberinde getiriyor. Tatil!! 

Sonunda bizim sezon açıldı. Eylül sonunda Antalya’ya tarafına gideceğiz kısmetse. Aslında her zamanki gibi Kaş tarafına gidecektik ancak canımız bir değişiklik istedi ve ani bir kararla rotamız değişti. Yine de, geçen sene söz verdiğim üzere, Kaş’ta bulunan bir yeri yazmak istiyorum. 

Hepimizin elbette gittiği yerlerde sevdiği mekanlar vardır. Bizim de Kaş tarafında “Cafe Corner” adlı mekan en favori yerimiz. Bodrum’da yaşayan biri olarak, dışarıda pek yiyemediğimizi söylemeliyim. Malum, fiyatlar çok uçuk ve bazı sevdiğimiz yerler bize çok uzak ama Kaş küçük bir yer olduğu için, hem ulaşım çok kolay, hem de fiyatlar bize göre daha uygun. 

Gelelim Cafe Corner’e. Başında Cafe yazması sizi yanıltmasın, aslında orası bir restoran ve çok güzel bir menüye sahip. Geçtiğimiz yıl en çok tercih edilen yemeği incik kebabıydı. Eşim de lezzetini onayladı. Ben, ev yapımı Şinitzel ve kalamarından çok memnun kalmıştım.  Menüleri umarım aynıdır, zira, orada yeniden yemeği iple çekiyorum. Fiyat ve performans uyumunun da iyi olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca çalışanların ilgisi ve güleryüzünden inanılmaz memnun kalmıştık. Umarım aynı çizgide devam ederler. Yalnız, gitmeden önce mutlaka yer ayırtmanız lazım, çünkü akşamları hep dolu oluyorlar.

Nihayet bize yine yollar göründü. Ee, yaz boyunca kalabalıktan kaçan yerliler gibi, sonunda bizler de biraz tatili hak ettik. Buradan, “Bodrum’da yaşıyorsunuz, size her gün tatil!” diyenlere de yeri gelmişken söyleyeyim. İnsanların, tatil beldesi dediği yerde yaz-kış yaşayan ve çalışan insanlar var. Yani, biz de çalışıyoruz ve yıllık tatilimizi bir defa kullanabiliyoruz. 

Ayrıca, Bodrum’da yılda kaç defa denize girebildiğimizin sayısını söyleyince herkes şaşırıyor. Bir de, (bu düşünceye sahip olanlar gibi) “Yazın herkes geç yatar, yüksek sesle konuşayım, son ses müzik açayım, bir şey olmaz!” demeyin. Lütfen, işe gitmek zorunda olan insanların olduğunu hatırlayın. Tabi sözüm, bunları unutanlara! 

Bu arada, eğer sizin de yolunuz Antalya tarafına düşerse ve Denizli yolu değil de Fethiye yolunu tercih ederseniz, gezebileceğiniz çok güzel yerlerle birlikte, dinlenmeniz ve bir şeyler atıştırabilmeniz için çok güzel yerler var. Bunlardan biri BEYOBASI‘na bulunan “Yeşil Vadi” adlı restoran. Doğanın içinde, buz gibi suyun yanında yemek gibisi yok. Favorim: Kiremitte Alabalık. Maalesef son yıllarda adı duyulduğu için bayağı bir kalabalık olabiliyor. 

Eğer Dalyan tarafına gidecekseniz mutlaka “Nar Danesi” ne uğrayın ve buz gibi bir nar suyu için. Ev yapımı ürünlerinden de alabilirsiniz. Ben nar ekşisi ve erişte aldım ve çok memnun kaldım. Ayrıca keçi sütlü dondurmaları da ayrı  lezzetli. İztuzu plajına da bu bahaneyle uğrayabilirsiniz. 

Sabah yola çıkanlar için, Marmaris yolu üzerinde bulunan “Akçaalan Tostçusu”  doğru adres olabilir. Ağaçlı yolun içinden geçmek bile yetiyor. 

Herkese keyifli bir ay dilerim. 

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.