Bodrum; Tatil beldesinden afet bölgesine

Yıllar sonra ilk defa bahar gelsin istedim. Hem de tüm alerjilerime rağmen. Normalde yağmura bayılan ve sadece yağmurda yazan biri olarak, bu sene maalesef Bodrum’da yağmurdan bezdik.      Aslında sorun yağmurun aşırı yağması değil. Sorun, “usta” diye geçinip, başarısız işler yapan adamlarda ve arkalarında bıraktıkları enkazlarda. Bodrum’un altyapı sorunu zaten malum, artık herkesin dilinde. […]

Yayınlama: 02.03.2019
A+
A-
Yıllar sonra ilk defa bahar gelsin istedim. Hem de tüm alerjilerime rağmen. Normalde yağmura bayılan ve sadece yağmurda yazan biri olarak, bu sene maalesef Bodrum’da yağmurdan bezdik. 
 
 
Aslında sorun yağmurun aşırı yağması değil. Sorun, “usta” diye geçinip, başarısız işler yapan adamlarda ve arkalarında bıraktıkları enkazlarda. Bodrum’un altyapı sorunu zaten malum, artık herkesin dilinde. Turizm beldesinden Afet beldesine döndük bu sene. 
 
 
Siz hiç yağmur yağacak diye Zodyak botlar ile bekleyen arama kurtarma ekibi gördünüz mü? Biz bu sene gördük! Bu seçimden sonra durum değişir mi bilinmez ama her yağmur sonrası yaşanan sel baskınları herkesi bezdirmiş durumda. Evler, iş yerleri, sokaklar kış boyunca sular altındaydı. Biz yokuşta ve biraz da tepede kaldığımız için öyle bir sorunumuz yok. bizde sorun direkt evden kaynaklı. 
 
 
Yağmuru çok sevdiğim için midir bilinmez, dış izolasyonu beceremeyen bir usta yüzünden evin içine de yağmur yağıyor. Yepyeni mutfak dolaplarım, tavanım ve hatta laminantlarım kabarmış durumda ama yine de sular altında kalan yerleri gördükçe halime şükrediyorum. Elbette bu, ustaları affettiğim anlamına gelmez. Bodrum’da ciddi bir fırsatçılık var. işinin ehlini bulmak imkansız desem yeridir. Zaten bulduğunuzda da genelde bütün birikiminizi bağışlıyorsunuz.
 
 
Bu durumu acilen değişmesi lazım. “Kimseyi bulamadım, mecbur işi o ustaya verdim.” dedikçe de bu durumun önüne geçilemez. Şimdi tek dileğim havaların ısınması. Isınsın ki, izolasyonu yapıp önümüzdeki kışı rahat geçirelim.
 
 
Kış demişken akla gelen diğer sorunlara da değinmeden geçemeyeceğim.Bunlardan en önemlisi, evlere gelen faturalar. Ama bu sene elektrik faturalarını geçebilen yoktur, eminim. Özellikle de Muğla’dan sorumlu olan elektrik dağıtım şirketi ile herkes büyük bir savaş vermeye başladı; çünkü gelen faturalar neredeyse ev kiralarına denk!
 
 
Öyle ki; Kasım ayında 136 TL gelen fatura bir ay sonra, aynı tüketime rağmen 240 TL geldi. Bu yükselişi görünce Ocak ayından korkuyorduk ve korktuğumuz başımıza geldi. G elen fatura 536TL. Soğuk geçen Ocak ayında ısınmak için tek bir odayı yakmamızın bedeli bu! Üstelik yazın tüm odalardaki klimalar çalışmış olmasına rağmen sadece 150 TL gelmişti.  Haberlere bakarsanız, kimilerine 700, hatta kimilerine 1000TL fatura geldiğini görebilirsiniz. 
 
 
İş yerinden de bahsetmiyorum. Bunlar evlerin elektrik faturaları.Bu durumun en acı tarafı ise; tutarın, tüketimden ziyade vergilere ait olması. Dağıtım bedeli, KDV ve Okuma bedeli en yüksek tutarlar. Dağıtım bedeli bizde 116TL gelirken, başkalarında bu rakam 200lere bile çıkmış. 
 
 
Herkes hakkını aramaya çalışıyor ama maalesef sesimizi duyan yok. Enflasyon belli, maaşlar belli, piyasa belli. Umarım bu duruma acilen el atılır. Aslında güneş enerjisi ile ilgili ciddi çalışmaların tam zamanı diye düşünüyorum. Hem çevre dostu, hem de tasarruf için çok önemli bir olanak. Bu konuda biraz araştırma yaptım ama maalesef doğru düzgün bir cevap bulamadım. Bu işi genelde büyük firmalara yapıyorlar ama bence halkı da düşünmeliler. 
 
 
Eğer sağlam bilgisi olan veya bu işi yapan birileri varsa, bana ulaşırsa sevinirim. 
 
 
Bahar havası gelsin de tadını çıkaralım artık. 

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.