Eskileri karıştırmayı çok severim, daha doğrusu eki eşyaları. Eski fotoğraflara, albümlere, hatıratlara, kasetlere ve diğer nostaljik eşyalara bayılırım. Bir keresinde mutfak çekmecelerine bakarken bir yemek kitabına denk gelmiştim. Uzun bir süredir kullanılmadığı belliydi. Aslında kitaptan geriye sadece belirli sayfalar kalmıştı. Muhtemelen babaannemindi, bunu tariflere bakınca anladım; çünkü günümüz tariflerine pek benzemiyordu. Av hayvanları ile ilgili […]
Eskileri karıştırmayı çok severim, daha doğrusu eki eşyaları. Eski fotoğraflara, albümlere, hatıratlara, kasetlere ve diğer nostaljik eşyalara bayılırım.
Bir keresinde mutfak çekmecelerine bakarken bir yemek kitabına denk gelmiştim. Uzun bir süredir kullanılmadığı belliydi. Aslında kitaptan geriye sadece belirli sayfalar kalmıştı. Muhtemelen babaannemindi, bunu tariflere bakınca anladım; çünkü günümüz tariflerine pek benzemiyordu.
Av hayvanları ile ilgili olan bazı tarifler bana ürkütücü gelmişti ama tahminimce çok eskiden bu tarifler kullanılıyordu. Detaya girmeyeceğim ama bu benim aklıma başka bir şey getirmişti. Savaş zamanında yaşanan zorluklar, yiyecek bir şeyler bulabilmek için verilen çaba. O anda, aslında ne kadar şanslı olduğumuzu anlamıştım.
Yine de yıllar içinde unuttuğum bir şey olmuştu. Babaannem Yugoslavya göçmeniydi. Oraların yemeklerini bilen bilir, yapılan yemekler ve kurulan sofralar her zaman enfes olur. Bu yıllarca hep böyle sürdü ama dediğim gibi hep bir şey unuttuk. O çok sevdiğimiz yemeklerin tarifini almayı. Sanıyoruz ki sevdiklerimiz ölümsüz ama maalesef değiller. Güzel hatıralarının yanı sıra bir de güzel yemekleri bizlere aslında birer miras.
Neyse ki ben, babaannem ve annemin yanında hep mutfakta yardım ettiğim ve yemek yaptığım için tarifler az çok aklımda kalmış ama siz siz olun, sevdiklerinizi bir ömür boyu yaşatmak için tariflerini bir kenara not edip saklayın. İnanın bana, sevdiklerimiz artık aramızda olmadığında, bize onları hatırlatan yemekleri yapmak insana ilaç gibi geliyor; çünkü tıpkı koku gibi, tatlar da bizleri zamanda yolculuğa çıkartabiliyor.
Eskiler konusuna girince çıkamayanlardanım. Nostaljiyi oldum olası çok severim. Eski şarkılar, filmler, hikayeler, her ne olursa doyamam. Zaten daha çocukken Türk Sanat Müziği’ ne bayılan biriydim. Bir ara Nostalji kuşağı yapacağım. Bakalım o zaman tarihin tozlu raflarından çıkacaklarda kendinizi bulabilecek misiniz?
Sinema haberlerine kısaca değinecek olursam:
Organize İşler 1 Şubat itibariyle nihayet vizyona girdi. Yapımcılar sonunda bir anlaşmaya vardılar ama bu sefer de başka bir konu gündeme oturdu. Sinemadaki sansür ile ilgili yapılan düzenleme, tartışmaları da beraberinde getirdi. Sinemacılar, konuyla ilgili ikiye ayrılmış durumda. Gelişmeleri takip edeceğim.
Yeniliklerle görüşmek üzere, herkese güzel bir ay diliyorum.