Komutan Yavuz Madenci İlyas Muhabir Murat Komiser Cemil Öğretmen Kemal Vatandaş Rıza Aşık Kerem Kumarbaz Fikret Kuşçu Murat Battalgazi Malkoçoğlu Kara Murat Adsız Cengaver Hazreti Yusuf Cem Sultan İslam Bey Şahin Bey Doktor Cemal Çok acılarla dolu bir çocukluk.. Yoklukla mücadele içinde geçen öğrencilik hayatı ve dereceyle bitirilen bir tıp fakültesi.. Fahrettin Cüreklibatur olarak gelinen […]
Komutan Yavuz
Madenci İlyas
Muhabir Murat
Komiser Cemil
Öğretmen Kemal
Vatandaş Rıza
Aşık Kerem
Kumarbaz Fikret
Kuşçu Murat
Battalgazi
Malkoçoğlu
Kara Murat
Adsız Cengaver
Hazreti Yusuf
Cem Sultan
İslam Bey
Şahin Bey
Doktor Cemal
Çok acılarla dolu bir çocukluk..
Yoklukla mücadele içinde geçen öğrencilik hayatı ve dereceyle bitirilen bir tıp fakültesi..
Fahrettin Cüreklibatur olarak gelinen İstanbul ve artık yemeklerle devam eden bir yaşam öyküsü..
Ardından bir derginin yarışmasında gelen birincilik ve ünlü yönetmen Halit Refiğ’den gelen sinema teklifi..
Şansı dönmüştür artık..
O artık Tüm Türkiye’nin tanıdığı Türk sinemasının en yakışıklı aktörü Cüneyt Arkın’dır..
Yukarıda saydığım isimler, Cüneyt Arkın’ın sinemada hayat verdiği unutulmaz karakterlerden sadece bir kaçı..
Çocukluğumda henüz evimize televizyon girmemişti..
Bir arka sokağımızda bulunan yazlık Doğu Sineması’na giderken O’na hayran olmuş ve hiçbir filmini kaçırmamaya çalışmıştım..
O benim için “Komiser Cemil”di, Önce Vatan’da kahraman “Subay Yavuz”du, Maden’de devrimci “İlyas”tı, Kuvayi Milliyeci “Öğretmen Kemal”di.. Mağlup Edilemeyenler filminde onurlu “Muhabir Murat”tı..
Belki de gazeteci olmaya karar verdiğim unutulmaz bir karakterdi idealist “Muhabir Murat”
Ama genç kuşaklar onu daha çok absürt bir film olan “Dünyayı Kurtaran Adam” olarak tanıdılar..
Kartal Devlet Hastanesi basın odası günlerimde Cüneyt Arkın, aynı hastanede TGRT’ye “Merhamet” dizisini çekiyordu..
Bir gün set arasında basın odamıza gelmiş, çayımızı içmiş bizimle sohbet etmişti. Ben hariç herkes usta aktörle fotoğraf çektirme derdine düşünce Cüneyt Arkın’ın biraz yüzü asılmıştı.
Çünkü hastane yoğunluğundan dolayı dizi gece veya sabaha karşı çekiliyordu. Bütün gün yorulan Cüneyt Arkın’ı fazla zorlamamak için sorularımızı kısa tutup fotoğraf çektirme işine son vermiştik.
O kısa sürede bile karşımızda oturan insanın ne kadar alçakgönüllü ne kadar mütevazi bir aktör olduğunu gözlemlemiştik..
O günden sonra hastane koridorlarında her karşılaştığımızda bize başıyla selam verir, bazen hal hatır bile sorardı..
Set bitti ve Cüneyt Arkın’la bir daha karşılaşmadık..
Son olarak onu birlikte bir çok filmde oynadığı Fatma Girik’in cenazesinde izlemiştim..
“Ahh Fato, bekle beni geliyorum yanına” diyerek gözyaşı dökerken bizim de yüreğimiz dağlanmıştı..
Sözünü tuttu Cüneyt Arkın, fazla bekletmedi “Fato”sunu..
Keşke O’nun Mağlup Edilemeyenler’deki “Muhabir Murat”ı gibi olabilseydik..
Mekanın Cennet olsun usta.. Nur içinde yat..